* Aydın Engin
Başlık, fark edeceğiniz üzere AKP Reisi’nin üslubundan esinlenerek kondu. Diplomasi alanında da kullanmaya başladığı bu “ince” üslubun yüzlerce örneği var. Bazen Barzani’ye, bazan Irak Başbakanı İbadi’ye, bazen “eski kardeş”, sonra “hasım”, şimdilerde galiba yeniden kardeş Beşşar Esad’a bu ince diplomatik üslupla seslendiğine çok tanık olduk:
- Sen kimsin yaaaa!.. Bir kere sen benim kalitemde değilsin... Şuna bak be!..
Anlaşılan şimdi AKP Reisi el yükseltiyor, bu gidişle sıra galiba Trump’a geliyor. Yakında “Eyyy Trump efendi, bir kere sen benim kalitemde değilsin” derse kim şaşırır? Ben şaşırmam...
Trump, ABD’nin tepesine çöktüğünde bayram eden, umut dolu paragraflar döktüren AKP medyasındaki “gazetecimtraklar”ın şimdi birdenbire antiemperyalist kesilivermelerine de şaşırmadım.
Ama görüşlerimiz arasında büyük ya da küçük farklar olsa bile “sol”da yer aldıklarını düşündüğüm kimi kalem ya da sosyalist siyaset erbabı arasında da Trump yönetiminin vize çıkışına karşı AKP’nin “Reste rest” tutumundan antiemperyalist cevher süzmeye çalışanlara şaşırdım, şaşırıyorum... AKP elebaşılarının Erbakan çizgisini terk edip “Milli Görüş gömleği”ni çıkardığı ve iktidar olduğu günden bu yana ülkemizde küresel sermaye ile tam bir bütünleşme içinde olduğu Tırmık’ta birkaç kez vurgulandı. İslami sosa bulanmış bir serbest piyasa ekonomisi (“vahşi kapitalizm” diye de okuyabilirsiniz) 15 yıldır bu ülkede tek başına iktidar. Bu iktidarın 15 yıl boyunca küresel sermayenin başkenti ABD’nin dümen suyundan ayrıldığına ilişkin ciddiye alınır bir tutumuna da rastlamadık. Kimi “eski” ya da “eskimiş” solcuların Tayyip Erdoğan’ın ve partisinin İsrail karşıtı söylemlerini (=discourse) öne çıkarıp “Türkiye’de bir iktidar ilk kez ABD’ye rağmen İsrail’e karşı çıktı” cümleleri kurup AKP iktidarına alkış tutmalarına güldük geçtik (Gülüp geçmek yerine başka sözcükler de kullandık ama onları buraya yazamam).
***
Ama Trump’ın, zifiri karanlık ilişkiler içinde olduğu anlaşılan T.C. yurttaşı bir ABD konsolosluk görevlisinin tutuklanmasına karşı patlattığı vize yasağının ardından AKP iktidarının geri adım atmak bir yana yasağa yasak, lafa lafla cevap vermeyi yeğlemesinden antiemperyalist bir tutum bulup çıkarmak herhalde Lenin’in kemiklerini sızlatmıştır... Sosyalizm hedefini bir yana bırakmış bir antiemperyalizm elbette milliyetçilikten ibaret kalır. Antiemperyalizm, sosyalizm kuruculuğuna giden yolda bir ara aşamadır ve ondan ibarettir; sosyalizm hedefinden arındırılamaz.
Emperyalizm, kapitalizmin “son aşaması” diye tanımlanmıştı. Şimdi ise küreselleşmiş sermaye gerçeğine kapitalizmin “en son aşaması” denebilir.
Ama ne denirse densin, bu tartışma ne kadar derinleştirilirse derinleştirilsin AKP iktidarı ile Trump yönetimi arasındaki itiş kakışta antiemperyalist bir tutum aramak olsa olsa arayanları gülünç kılar.
Dönün yazının başlığına: Ne antiemperyalizmi be!..
_____________________________________________________________
Bu yazı Cumhuriyet.com.tr'den alınmıştır