Aydın Engin: Ey CHP, ey HDP, ey İyi Parti, ey Saadet Partisi bir ses verin!

Aydın Engin: Ey CHP, ey HDP, ey İyi Parti, ey Saadet Partisi bir ses verin!

Aydın Engin*

Erken seçim, baskın seçim üstüne bilgiç bilgiç konuşanlara boş verelim. “Olağan süresi içinde yapılacak seçimlere hazırlık ne durumda” sorusunu tartışalım. Açıklandığı üzere 2019’un 24 Mart’ında yerel seçimler var. 3 Kasım’da da hem genel seçim hem de Cumhurbaşkanlığı seçimi...  Daha bugünden 2019 seçimlerine hazır olmayan partilere, siyasal hareketlere erken seçim olsa ne yazar, baskın seçim olsa ne yazar?  Umarım itiraz edilmez: Reis’leri AKP’yi 2019 seçimlerine hazır hale şimdiden getirdi.  Yerel seçimler için yeni kan umudu ve hesabıyla büyük kentlerdeki yıpranmış belediye başkanlarını istifaya zorladı. Yerlerine geçici başkanlar atadı. Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa, Adana, Eskişehir gibi büyük kentler için şapkasından hangi tavşanları çıkaracağını bilmiyoruz. Ama bir tavşan çıkaracağı, eskileri değiştirmesinden belli.  Milletvekilliği seçimi için AKP Reis’i kafasını fazla yormuyor. Nasıl olsa kurmaya başladığı sistemde Meclis’in önemli bir yeri, etkisi, katkısı yok. O yüzden barajı geçemeyeceği şimdiden belli Devlet Bahçeli Partisi’ne açıktan ve fazladan beş on milletvekili vermenin bir sakıncası yok.  Siyasal komedi ödülüne layık İttifak Yasası ile AKP Reis’i ve MHP Başbuğ’u “Al sana birkaç milletvekili, ver bana Cumhurbaşkanlığı iskemlesini” pazarlığında anlaştılar, uzlaştılar.  AKP Reis’i “yüzde 50+1” için eksik olduğunu hesapladığı üç beş puanı MHP’den alacak. Sonucu sağlama bağlamak için belki Türk milliyetçi-ırkçı hareketinin öteki siyasal partisi BBP’ye de birkaç koltuk verir.  İyice sağlama bağlamak için kapısını çaldığı Saadet Partisi ise şimdilik bu pazarlığa girmeyecek gibi.  Bu siyasal nikâhlara bir de seçim yasasında yapılan bir başka siyasal komedi ürünü değişiklikleri ekleyin.  Mesela mühürsüz oylar, kamu görevlilerinden oluşan sandık kurulları, birisinin ihbarı ile hemen sandık çevresinde bitiverecek polis, Güneydoğu’da ise PÖH ve JÖH timleri...  Kısacası Reis sandıktan kendisinin çıkması, iktidarının saltanata dönüşebilmesi için başvurulacak her yolu, her yöntemi deniyor...

Peki “Hayır cephesi”nde durum ne?  Bilerek “muhalefet” demedim; “Hayır cephesi” dedim.  Nisan 2016’daki anayasa değişikliği referandumunda onca hileye hurdaya rağmen “Hayır cephesi” yüzde 50’yi tutturdu. Bana sorarsanız yüzde 50’yi birkaç puan da geçti. Ama sonucu Yüksek Seçim Kurulu (YSK) denen, ne kadar “yüksek” olduğunu kestiremediğim devlet organı belirledi.  Soruyu yineliyorum: AKP Reis’i 2019’a hazır gibi. Hazırlıklarını ara vermeksizin sürdürüyor da...  Peki, Hayır cephesi hazır mı?  Büyük kentlerin belediye başkanları için şimdiden ortak aday arayışları başladı da benim haberim mi olmuyor?  Milletvekili seçiminde kim ne kadar milletvekili çıkarırsa çıkarsın ya da çıkaramazsa çıkaramasın, ancak cumhurbaşkanı seçimi için “Hayır cephesi”nin bütün oylarının akabileceği bir aday arayışı sürüp gidiyor da benim mi haberim olmuyor?  Yani “Hayır cephesi”, Tayyip Erdoğan’sız bir Türkiye için, ki bu aynı anda AKP’siz bir Türkiye demektir, omuzlarında ağır bir sorumluluk taşıdığının farkında mı?  Ey CHP, ey HDP, ey İYİ Parti, ey Saadet Partisi bir ses verin; soruma bir cevap verin...

Bu yazı ilk kez cumhuriyet.com.tr adresinden yayınlanmıştır