Cumhuriyet yazarı Aydın Engin, Dolmabahçe ve Maçka Parkı'nda eş zamanlı olarak düzenlenen terör saldırılarını üstlenen TAK (Kürdistan Özgürlük Şahinleri / TeyrêBazên Azadiya Kurdistan) örgütüne yönelik olarak "Erdoğangillerin ekmeğine yağ sürdünüz; konumlarını pekiştirdiniz; AKP’ye 'Allah’ın lütfu' bir hizmet sundunuz. Sonuçları bu olan ve sadece bu olan “eylem”inizle hâlâ ve yine övünecek misiniz?" dedi.
Aydın Engin'in "Anlat bakalım TAK!.." başlığıyla yayımlanan (14 Aralık 2016) yazısı şöyle:
Üç gün önce, cumartesi akşamı, İstanbul’da Dolmabahçe Stadı’nın bitişiğinde, maç sonrası kalabalığı yeni dağılmışken, artık toparlanıp gitmek üzere otobüslerine binen ya da binmeye hazırlanan çevik kuvvet polislerini hedef alan bombalı bir saldırı gerçekleştirdiniz. 44 yurttaş orada can verdi. 37’si polis memuru, 7’si de sivil. 150’yi aşkın yurttaşı da yaraladınız. Kimileri ağır yaralı; kimileri yaşam boyu sakat kalacağı yaralar aldı. Örgütünüzün adı TAK. Bu bir kısaltma. Açılmışı: Teyrenbaze Azadiya Kürdistan. Türkçesi: Kürdistan Özgürlük Şahinleri. Örgütünüzün ne olduğu, ne olmadığı üstüne binbir türlü söylenti var. Kimileri sizi PKK’nin üstlenmek istemeyeceği ama destekleyeceği eylemleri yaptırttığı bir “alt-örgüt” olarak tanımlıyor; kimileri PKK’yi “yumuşak” bulup ondan kopanların kurduğu ve şiddeti alabildiğine tırmandırmaktan öte eylem biçimi tanımayan, bilmeyen bir örgütlenme olduğunuzu söylüyor. Bu ayrıntılar bu yazının konusu değil. Eski eylem sabıkalarınızı da sayıp dökecek değilim. Sadece Dolmabahçe Stadı’nın dibinde patlattığınız bombalı araçlı son “eylem”inizden söz ediyorum. Saldırıdan bir gün sonra “eylemi” üstlendiniz. Üstlenirken bir de açıklama yayımladınız. Bir savcının “Teröristlerin dolaylı propagandasını yapıyorsun” diye akıllara seza bir sonuç çıkarıp soruşturma açması ihtimali nedeniyle buraya alıntılamıyorum. İsteyen internette kolayca bulup okuyabileceği bir açıklamanızda istedikleriniz belli. Anlaşılan kendinizi siyasal amaç ve hedefleri olan bir örgüt olarak tanımlıyorsunuz. Hedeflerinizi de sıralamışsınız: Öcalan’ın salıverilmesini istiyorsunuz. Bunun için ne yaptınız? Dolmabahçe Stadı’nın dibinde maç sonrası bombalı araç patlatıp 44 yurttaşın canını aldınız ve 150’yi aşkın yurttaşı yaraladınız. Devletin Kürt illerinde uyguladığı ahlak ve akıl dışı askeri yöntemlerden dolayı Türkiye’de rahat bir yaşam sürdürülmesine engel olmak istiyorsunuz? Bunun için ne yaptınız? Maç çıkışı Dolmabahçe Stadı’nın dibinde bombalı araç patlatıp 44 yurttaşın canını aldınızve 150’yi aşkın yurttaşı yaraladınız. “Türkiye Halklarının bu faşizme artık dur demesi gerektiği”ni öneriyorsunuz? Bunun için ne yaptınız? Maç çıkışı Dolmabahçe Stadı’nın dibinde bombalı araç patlatıp 44 yurttaşın canını aldınızve 150’yi aşkın yurttaşı yaraladınız.
***
Şimdi son eyleminizdeki hedeflerinize ve sonuçlarına bakıp bir cevap verin. Bana değil kendinize cevap verin. Bir: Öcalan’ın serbest bırakılmasını istemişsiniz. AKP iktidarı “Aman bu TAK canımıza okuyacak. Hemen Öcalan’ı serbest bırakmalıyız” mı dedi? Der mi? Yoksa hedefinizle eyleminiz arasında saçmalık sınırında bir zıtlık mı var? İki: “Türkiye halklarının bu faşizme artık dur demesi gerektiği”ni önermişsiniz. Dolmabahçe’deki “eylem”inizden sonra Türkiye halkları silkinip, toparlanıp “AKP’nin bu faşizan gidişine artık dur deme zamanımız geldi” filan mı dedi? Yoksa “Teröre karşı sadece askeri yöntemler öneren AKP haklı olabilir. Bu iş başka türlü çözülmez. Hukuk mukuk palavra. İdam, idam...” diyen zihniyet kol gezmeye mi başladı? Üç: Bu hafta AKP’nin faşizan gidişinin, oligarşik bir sisteme tırmanışının simgesi olan “cumhurbaşkanlığı” kılıflı başkanlık sistemi’nin ülkeye nasıl bir demokratik felaket getireceğini tartışacaktık. O konu artık ve sayenizde gölgelendi. Erdoğangillerin ekmeğine yağ sürdünüz; konumlarını pekiştirdiniz; AKP’ye “Allah’ın lütfu” bir hizmet sundunuz. Sonuçları bu olan ve sadece bu olan “eylem”inizle hâlâ ve yine övünecek misiniz? Yoksa (pek umudum yok ama) külahınızı önünüze koyup “Biz kime hizmet ediyoruz”sorusuna cevap mı arayacaksınız?..