Ankara
CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, TBMM Dilekçe Komisyonu bünyesinde kurulan Dersim Alt Komisyonu’yla ilgili uzun zamandır sessiz süren rahatsızlıkları gündeme taşıdı. Facebook sayfasından “Dersim Komisyonu’na Dair 10 Eleştiri ve Kamuoyuna Zorunlu Bir Açıklama” başlıklı metni kaleme alan Aygün, AKP’ye yakın gazetecilerin haberleştirdikleri belgelerden CHP’li milletvekillerinin ‘örnek’ bile alamadıklarını söyledi. Komisyonun özellikle basına sızdırdığı belgelerle meselenin aydınlatılmasına değil “1930’lar CHP’sine vurma’ izlenimi yarattığına dikkat çeken Aygün, “ 1938 katliamı bir AKP-CHP "dövüşüne" malzeme edilemez” dedi. CHP’li Aygün’ün, 10 maddede topladığı eleştirileri şöyle.
- Komisyon, kendisine belge göndermeyi reddeden devlet kurumlarına karşı bir yaptırım gücüne sahip değildir; Genelkurmay Dersim belgelerini tasnif edeceğini; MİT belge olmadığını belirtmişlerdir; Komisyon bu tavırlara herhangi bir müdahalede bulunamamıştır,
- Komisyon henüz kendisine bir ad bile verememektedir, Oysa Roboski katliamını veya darbeleri araştıran Komisyonların bir "adı" vardır, son toplantıda ad verme zorunluluğunu ortaya koydum, Komisyon başkanı AKP Çanakkale Milletvekili arkadaşım herhangi bir yorum yapmadı,
-Komisyonun bir planı, eylem takvimi veya yol haritası yoktur, oluşturma yönünde de bir istek henüz görülmemektedir,
-Komisyonun BDP'li üyesi çalışmalara bugüne kadar katılmamaktadır, neden katılmadığı bilinmeyen bir şeydir,
-Komisyona gelen belgeleri AKP'ye yakın gazeteciler bile elde edip haberleştirdiği halde Komisyon üyesi CHP İzmir milletvekili belgelerden "örnek" dahi alamamaktadır, Komisyona gelen belgeler "memurlara" açık, milletvekiline "kapalı" durumdadır,
-Komisyon özellikle basına sızdırdığı belgelerle de bu meselenin aydınlatılmasına hizmet eden bir tutum değil; "1930'lar CHP'sini vurma" gibi bir yaklaşıma sahip olduğu izlenimi uyandırmaktadır, bu çok tehlikeli bir yaklaşımdır, 1938 katliamı bir AKP-CHP "dövüşüne" malzeme edilemez,
-Komisyon ile çalışacak akademisyen, bilim insanı, tarihçi ve yazarların nasıl, neye göre belirleneceği bilinmemektedir, sadece YÖK'e sorularak Dersim tarihçileri ve akademisyenleri belirlenemez, "resmi" tarihçilerden oluşacak bir bilim adamları grubu sadece Dersim halkını "suçlu" gösteren yeni bir "rapor" yazar; böyle bir rapora Türkiye'nin de Dersimlilerin de ihtiyacı bulunmamaktadır,
-Komisyon ilk başlarda "tüm dilekçe verenleri dinleyeceğiz" demişse de gelinen noktada bu hedef de sessiz sedasız terk edilmiş görünmektedir,
- Bu komisyonda "Dersim Milletvekilinin olmaması" bir "eksiklik" olarak görülmüş olmalı ki Komisyon Başkanı Çanakkale Milletvekili tarafından toplantılara "davet" edildim, ancak çalışmalarda hiçbir katkım bugüne kadar alınmamıştır,
-Son olarak "Türkiye'nin Yeni Yavuz Sultan Selim'i" olmaya özenen Tayyip Erdoğan bir kaç gün evvel yaptığı bir konuşmada "Dersim için özür diledim de ne oldu?" benzeri bir açıklama yapmıştır, dilerim Erdoğan'ın bu sözü zaten eleştirdiğimiz Komisyonun çalışmalarını büsbütün tahrip etmez, kamuoyuna ve Dersim halkına saygı ile duyururum..