HDP’nin tutuklu parti sözcüsü Ayhan Bilgen, 28 Şubat’ın yıl dönümü dolayısıyla gönderdiği mesajında, "20 yıl sonra ortaya çıkan tablo göstermektedir ki mağdur olmak, bundan ders çıkartarak adalete hükmetme erdemi ile hareket etmeye yetmemektedir" dedi.
“Ey İman Edenler! Kendiniz, akrabanız ve yakınlarınız aleyhine de olsa, Allah için şahitlik yaparak, adaleti titizlikle ayakta tutan kimseler olun. Hislerinize uyup adaletten ayrılmayın.” (Nisa Suresi 135. Ayet)
Şahitlik konusu dar anlamda iki taraf arasında ihtilaf yaşandığında hakikati söyleme anlamına gelse de ilke olarak daha geniş anlamda içinden geçtiğimiz dönemin toplumsal sorunları karşısında adalete tanıklık etmek, gerçeği örtmemektir. İstiklal Mahkemelerinden 28 Şubat 1997’ye kadar İslami hassasiyet iddiasında olanlar, diğer birçok toplumsal kesimden muhalifler gibi baskı ve zulme maruz kalmışlardır. Ancak 20 yıl sonra ortaya çıkan tablo göstermektedir ki mağdur olmak, bundan ders çıkartarak adalete hükmetme erdemi ile hareket etmeye yetmemektedir. Bu durum sebebiyle yüzleşmek inananların önündeki en büyük tarihi sorumluluk olarak durmaktadır. 93 yıldır çalışan Diyanet İşleri Başkanlığı, 66 yıl önce açılan imam hatip okulları, onlarca cemaat ve tarikat gerçeği ne yazık ki din-devlet-toplum ilişkisindeki çarpıklığı gidermek bir yana gün geçtikçe daha sağlıksız ve İslam’ın varlık nedeni olan ahlak mücadelesinin inşasından uzak bir ilişki biçimine dönüşmektedir. İhvan ve Cemaat-i İslami deneyimlerinin geldiği nokta da ortadadır. Yaşanan tablonun sorumluluğunu dış güçler ya da İslam dışı çevreler üzerinden açıklamanın kolaycılığından bir an önce çıkmak ve ciddi bir özeleştiri yapma zorunluluğu bulunmaktadır.
Anadolu ve Balkanlar’da İslam düşüncesinin şekillenmesinde büyük emeği geçen Ahmet Yesevi der ki; “Akıllı ve uyanık bir kimseysen Dünya’ya gönül bağlama. Dünya’ya meyledersen onun emri altına girersin. Ondan sonra felaketten felakate sürüklenirsin de hiç haberin olmaz.”
Maide Suresi 8. Ayeti eğer hala Türkiye İslami çevrelerinin duruş ve davranışlarında bir ölçü oluşturuyorsa sözlerimi onunla tamamlayarak âcizane bir hatırlatmada bulunmak isterim; “Allah için hakkı ayakta tutun, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Herhangi bir topluluğa olan kininiz sizi adaletsiz davranmaya itmesin”