TİM'den yapılan yazılı açıklamaya göre, Ocak-Eylül döneminde Türkiye'nin ihracatı yüzde 35,43 artışla 102 milyar 472 milyon 723 bin dolara ulaştı. Eylül ayı itibariyle son bir yıllık ihracat ise yüzde 32,67 artışla 132 milyar 770 milyon 573 bin dolara çıktı. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, ihracat stratejilerinin devam ettirilmesi durumunda yıl sonuna kadar ihracat hedeflerinde bir değişiklik öngörmediklerini bildirdi. Büyükekşi, Eylül ayı ihracat rakamlarına ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, ABD merkezli finansal krizin dünyayı etkisi altına aldığı, tedirginlik ve belirsizlik duygusunun arttığı bu ortamda Eylül ayında, geçen senenin aynı ayına göre yüzde 36,42 artan ihracatın sevindirici olduğunu belirtti. Türkiye ekonomisi ve Türkiye demokrasisinin, eleştirilere uğrasa da güçlü ve köklü olduğunu kaydeden Büyükekşi, sivil toplumun ekonomiye ve siyasete ilişkin ortaya koyacağı çözüm önerilerinin günümüz demokrasisinin temelini oluşturduğunu, bu nedenle TİM gibi sivil toplum örgütlerine büyük sorumluluk düştüğünü ve yeni dönemde bu konularda daha aktif ve daha etkin bir TİM oluşturacaklarına inandıklarını ifade etti. Büyükekşi, global ekonomideki gelişmelere de değinerek, ABD ekonomisinin krizin etkilerini bir süre daha derinden yaşayacağını, ancak Avrupa ekonomilerinin krizi daha az hasarla atlatacağı görüşünü aktardı. Bu durumun, ihracatının sadece yüzde 4'ünü ABD'ye, yüzde 55-60'ını ise AB ülkelerine gerçekleştiren Türkiye'nin daha az etkilenmesine katkıda bulunacağını belirten Büyükekşi, şunları kaydetti:"Son zamanlarda artan petrol fiyatlarının, başta Orta Doğu ülkeleri olmak üzere petrol üreticisi ülkelerin refahını nasıl arttırdığı ortadadır. İhracatçılarımız da bugüne kadar bu fırsatları iyi değerlendirmişler, bundan sonra da değerlendirmeye devam edeceklerdir. Türkiye'nin açılım yapmak için büyük çaba gösterdiği Afrika pazarında da Türk ihracatçıları başarılı işler yapmaya başlamışlardır. İhracat stratejilerimizin devam ettirilmesi durumunda yıl sonuna kadar ihracat hedeflerimizde bir değişiklik öngörmüyoruz." Türkiye’nin çağdaş dünya ile bütünleşmesi Büyükekşi, geçtiğimiz ay açıklanan AB'ye uyum kapsamında yürütülecek çalışmaları içeren Ulusal Program Taslağı'nı, Türkiye'nin çağdaş dünya ile bütünleşmesini sağlayacak bir yol haritası olarak gördüklerine işaret ederek, kağıt üzerinde ortaya koyulan hedeflerin gerçekçi bir takvimle hayata geçirilmesinin, en az programın hazırlanması kadar önem taşıdığını vurguladı. AB'ye uyum sürecinin sağlıklı işleyebilmesi için kamu ve özel sektörün mutlak surette etkin bir işbirliği içinde çalışması gerektiğini belirten Büyükekşi, şöyle devam etti: "Aksi takdirde, son derece kapsamlı yükümlülükler getiren Ulusal Program'ın sadece özel sektörü değil, tüm ekonomiyi olumsuz yönde etkilemesi kaçınılmaz bir hal alır. Bugün Gümrük Birliği üyesi olup AB üyesi olmayan tek ülke Türkiye'dir. AB'nin imzaladığı serbest ticaret anlaşmalarında dışarıda bırakılmamıza daha fazla seyirci kalınmamalıdır. Müzakereler esnasında, AB'ye kaliteli ve rasyonel fiyata mal üreten Türkiye'nin, serbest ticaret anlaşmalarının dışında kalmasından oluşan kayıpları hatırlatılmalıdır."