Bir kamu kurumunun bölge müdürlüğünde çalışan memur, aynı müdürlüğe bağlı liman başkanlığında geçici görevlendirildi. Annesinin sağlık sorunlarını öne sürerek 3 kez görev yerine dönmeyi talep eden memurun geçici görevlendirilmesi, bu başvurulardan sonra iptal edildi. Görev yerine dönen memur, iddiaya göre, amiriyle yaşadığı bir olayın ardından ikaz aldıktan 1 gün sonra yeniden aynı liman başkanlığında görevlendirildi.
Memur, görevlendirmenin iptali için mahkemeye başvurdu. Yargılama sırasında annesi yaşamını yitiren memurun başvurusu kabul edildi ve görevlendirme işlemi iptal edildi. İdarenin temyizi üzerine Danıştay, hükmün bozulmasına karar verdi. Mahkeme bozma kararına uyarken, tekrar liman başkanlığında görevlendirilen memur, idare aleyhinde tam yargı davası açtı. Mahkeme, bu kez memurun lehinde karar vererek, çalıştığı kurumu 1000 TL tazminat ödemeye mahkum etti.
Memur, ayrıca, görevlendirme nedeniyle aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek AYM'ye bireysel başvuruda bulundu. Mahkeme, kamu görevlilerinin görev yerlerinin değiştirilmesinde takdir yetkisi kullanılırken, Anayasa'nın 20'nci maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının devlete yüklediği pozitif yükümlülüklerin dikkate alınması gerektiğini belirterek, şöyle dedi: "Başvurucunun hasta ve bakıma muhtaç annesine bakabilmesinin kolaylaştırılması için hukuki ve fiili engellerin ortadan kaldırılması, aile hayatına saygı hakkının devlete yüklediği pozitif yükümlülüklerin bir gereğidir. Bu yükümlülük başvurucunun görev yerinin hiçbir koşulda değiştirilemeyeceği anlamına gelmemektedir. Bu noktada idare tarafından ortaya konulan gerekçeler ve derece mahkemelerinin değerlendirmeleri önemlidir. Derece mahkemelerinin kararlarında bireye düşen fedakârlığın ağırlığının göz önünde bulundurulması ve kamu yararının gerekleri ile bireyin temel haklarının korunması arasında adil bir dengenin kurulup kurulmadığının belirlenmesi gerekir. Bunun yanında başvurucunun iptal davasına ilişkin yargılama sürecinde tam yargı davasının lehine sonuçlandığını bildirmesine rağmen derece mahkemesinin karar gerekçesinde bu hususa yönelik hiçbir değerlendirme yapılmamıştır. Dolayısıyla aile hayatına saygı hakkı kapsamındaki pozitif yükümlülüklerin kamu makamlarınca yerine getirilmediği sonucuna ulaşılmıştır."
Başvurucuya ödenen 1000 TL tazminat miktarının, başvurucunun annesine olan bakım yükümlülüğünü yerine getirememesi nedeniyle duyduğu sıkıntıları gidermede yeterli olmadığı kanaatine de varan Mahkeme, Anayasa’nın 20'nci maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ve başvurucuya tazminat ödenmesine karar verdi.