Alican Uludağ
Anayasa Mahkemesi, 2016 yılından bu yana kayıp olan eski MİT görevlisi A.O.'nun bulunması için etkili soruşturma yürütülmediğini belirledi, hak ihlali kararına imza attı.
Ankara'da 15 Temmuz darbe girişiminin ardından en az 11 kişinin "siyah transporter" adı verilen araçlarla "kaçırılma" olaylarına ilişkin yargıdan ilk kez önemli bir karar çıktı. Anayasa Mahkemesi (AYM), bu isimlerden eski MİT görevlisi A.O.'nun kaybolmasına ilişkin yapılan bireysel başvuruda hak ihlali kararı verdi. Mahkeme, savcılığın A.O.'nun bulunmasına ilişkin etkili soruşturma yürütmediğini tespit etti. Kararda, Emniyet'in MOBESE görüntülerini ısrarla dosyaya göndermemesi eleştirildi.
1990'lı yıllarda yaşanan kaçırılma vakalarının benzerinin, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yaşandığı iddia edildi. Özellikle Ankara'da en az 11 kişinin, "siyah transporter" araçlarla kaçırıldığı iddiasıyla yargıya başvuruldu. Kaçıran kişilerin ise kamu görevlisi olduğu öne sürüldü.
Bu isimlerden biri de eski MİT görevlisi A.O. oldu. MİT'te istihbarat uzmanı olarak görev yapan A.O., 15 Temmuz darbe girişiminin ardından görev yaptığı Yunanistan'dan geri çağırıldı ve ihraç edildi.
Hakkında Gülen yapılanması soruşturması yürütülen ve MİT'ten gizli telefon hattı kullanmakla suçlanan A.O., gözaltına alındıktan sonra adli kontrol ile serbest bırakıldı. Ancak A.O.'dan Kasım 2016'dan itibaren bir daha haber alınamadı. A.O., son olarak eşine Ankara'da Kızılay'da bir arkadaşıyla görüşmeye gideceğini bildirdi.
Kocasının kaçırıldığını iddia eden eşi ise savcılığa başvurdu. Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığı, yaptığı incelemede A.O.'nun telefonun önce Eskişehir, ardından ise Afyonkarahisar'da sinyal verdiğini tespit etti.
Ancak Emniyet, savcılığın talebine rağmen A.O.'nun telefonun en son sinyal verdiği Ankara-Afyonkarahisar istikametindeki MOBESE kayıtlarını bir türlü göndermedi. Savcılığa yeni bir dilekçe veren A.O.'nun eşi ise kocasının kaybolmadan önce kendisine bıraktığı "vasiyetname"de başına bir şey gelmesi halinde çalıştığı kurum olan MİT'i sorumlu tuttuğunu bildirdi.
Bunun üzerine Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığı, MİT'in bulunduğu yerin görev alanına girmediğini belirterek, yetkisizlik kararı verdi.
Dosyayı devralan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Emniyet'ten yine Afyonkarahisar'da son kez sinyal verilen MOBESE görüntülerini istedi. Bu arada Gülen yapılanması davasında yargılanan ve TEM'de işkence gördüğünü iddia eden V.K.A. adlı sanık, gözaltında kendisine A.O.'nun sorgu görüntülerinin izletildiğini savundu. Ancak savcılık, A.O.'nun eşinin talebine rağmen bu kişinin ifadesini almadı.
A.O.'nun kullandığı araç ise 2 yıl sonra Çankaya'da bir sokakta terk edilmiş şekilde bulundu. Bu arada A.O. hakkında Gülen yapılanması üyeliği ve casusluk iddiasıyla soruşturma yürüten savcılık, 2020 yılında hakkında yakalama emri çıkardı. Ancak aradan geçen 6 yıla rağmen A.O.'nun akıbetiyle ilgili bir haber alınamadı.
Anayasa Mahkemesi, olaya ilişkin yapılan bireysel başvuru üzerine, anayasada güvence altına alınan yaşamı koruma yükümlülüğü ile etkili soruşturma yükümlülüğünün ihlal edildiğine karar verdi. Kararın bir örneği de ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için gerekli işlemler yapılmak üzere Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi.
Ayrıca kayıp A.O.'nun ağabeyine 90 bin TL manevi tazminat ödenmesine de hükmedildi.
Kararın gerekçesinde A.O.'nun bulunmasına ve sorumluların cezalandırılmasına imkân veren etkili bir soruşturma yürütülmediği belirtildi. Savcılığın A.O. ile ilgili iddialarda bulunan V.K.A. ve onun ifadesinde geçen M.G.'nin ifadesine başvurulmamasını eksiklik olduğu belirtilen kararda, Emniyetin MOBESE ve EDS kayıtlarına bakmasının da eksiklik olduğu, savcılığın ise bu eksikliklerin giderilmesi için çaba göstermediği savunuldu.