Anayasa Mahkemesi'nin bugün vereceği Barış Akademisyenleri kararı öncesinde Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nden Sibel Bekiroğlu'nun ve Boğaziçi Üniversitesi'nden S. P.'nin duruşmaları görüldü.
Barış İçin Akademisyenlerin "Bu şuça ortak olmayacağız" bildirisini imzaladıkları için "Terör örgütü propagandası" suçlamasıyla yargılanan akademisyenlerin duruşmaları Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'nde devam etti.
bianet'ten Hikmet Adal'ın haberine göre bugün 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nde Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nden araştırma görevlisi Sibel Bekiroğlu'nun ve 37. Ağır Ceza Mahkemesi'nde Boğaziçi Üniversitesi'nden Prof. Dr. S. P.'nin yargılamalarına devam edildi.
Bekiroğlu iddianameye karşı savunmasını İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunulmak üzere Ankara 18. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunmuştu.
Savcı verdiği mütalaada Bekiroğlu'nun cezalandırılmasını istedi. Bekiroğlu'nun avukatı Adıyaman, esas hakkında mütalaaya karşılık süre talebinde bulundu.
Adıyaman aynı zamanda bugün görüşülecek olan dokuz Barış Akademisyeninin bireysel başvurusunu görüşecek olması nedeniyle savunma yapmayarak duruşmanın ertelenmesinin doğru bir karar olacağını söyledi.
Ara kararını açıklayan mahkeme duruşmayı 11 Temmuz 2019 saat 9.10'a bıraktı.
Boğaziçi Üniversitesi'nden Prof. Dr. S. P.'nin üçüncü duruşmasında ise müdafi avukat Meriç Eyüboğlu rahatsızlığı dolayısıyla katılamadı. Rahatsızlığı dolayısıyla mahkemeye rapor sunan Eyüboğlu, bu nedenle savunma yapamadı ve duruşma 26 Haziran saat 9.45'e bırakıldı.
Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) bugün mahkumiyet kararı onanan 10 akademisyenin başvurularını görüşecek.
Duruşma öncesi akademisyenler Çağlayan Adliyesi C Kapısı önünde bir eylem gerçekleştirdi. Füsun Üstel ve Tuna Altınel'in serbest bırakılmasını isteyen akademisyenler AYM'nin bugün vereceği karara dikkat çekti.
Eylemde konuşan CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu akademisyenlerin yargılandığı davalarda iddianameyi hazırlayan savcının şu anda rüşvet ve görevi kötüye kullanma suçlarından açığa alındığını hatırlatarak şunları söyledi:
"Bu iddianamenin yazılmamış, davaların açılmamış olması lazımdı. Mahkumiyet kararları verilmemeliydi, İstinaf Mahkemesi'nin ise bu cezaları onanamaması lazımdı. Ama hepsi oldu. Şimdi AYM bir karar verecek. Umuyoruz ki AYM bireysel başvuru merkezi olma noktasını kaybetmez ve ağır mahkumiyetler çıkan, ifade ve düşünce özgürlüğünün ağır ihlali olan bu dosyalar için ihlal tespiti yapar. Umuyoruz ki akademisyenlerin üç yıldır sürdürdükleri adliye mesaisi sona erer."