Anayasa Mahkemesi (AYM) yolsuzluk ve rüşvet iddialarıyla Türkiye'yi sarsan 17-25 Aralık soruşturmasının kapatılmasına yönelik eleştiriler için "ifade özgürlüğü" kararı verdi. Dört bakanı Yüce Divan'a göndermeyen AKP'lilere yönelik "hırsızların hamisi" diyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun sözlerini "ifade özgürlüğü" kapsamında değerlendiren Anayasa Mahkemesi, bu sözlerin "keyfi ve sebepsiz bir saldırı" değil, "devlet ve toplum hayatında ciddi etkileri olan dört bakanın yolsuzluk iddialarına ilişkin" olduğuna dikkati çekti.
Anayasa Mahkemesi, 17-25 Aralık 2013 tarihindeki rüşvet ve yolsuzluk iddialarının üzerinin "takipsizlik kararıyla" kapatılmasına karşı yapılan eleştiriler lehinde bir karara imza attı. İş insanı Rıza Sarraf, bürokratlar ve bakan çocuklarının da gözaltına alındığı 17-25 Aralık soruşturması, yargıya yapılan müdahale sonucunda hâkim ve savcıların değiştirilmesiyle takipsizlikle sonuçlanmıştı.
Yolsuzluk iddialarında adı geçen ve haklarında Meclis soruşturması açılan bakanlar Zafer Çağlayan, Muammer Güler, Erdoğan Bayraktar ve Egemen Bağış'ın Yüce Divan'a gönderilmesi talebi AKP'li vekillerin oylarıyla reddedilmişti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM Soruşturma Komisyonu'nun AKP'li dokuz üyesini, 6 Ocak 2015 tarihindeki grup toplantısında "hırsızların hamisi olmakla" suçlamıştı. Grup toplantısında dokuz milletvekilinin adını tek tek sayan Kılıçdaroğlu, "Bu milletvekilleri hırsızların hamiliğine soyunmuş milletvekilleridir arkadaşlar, herkes bunu böyle bilsin. (…) Siz kimsiniz ki bu kadar açıkça ortaya çıkmış yolsuzluk dosyalarını kapatıyorsunuz? Bu milletin vicdanı bunu kabul eder mi, hangi yüzle çocuklarınızın yüzlerine bakacaksınız siz" demişti. Kılıçdaroğlu, daha sonra yaptığı konuşmalarda da AKP'li vekillere yönelik "satılık insan"; "ahlaksız"; "vicdansız"; "imansız"; "onursuz"; "namussuz"; "şerefsiz" şeklinde ifadeler kullanmıştı.
Komisyon üyelerinden AKP Milletvekili Bilal Uçar, bunun üzerine Kılıçdaroğlu aleyhinde tazminat dava açtı. Ancak dava reddedildi. Uçar, bunun ardından AYM'ye bireysel başvuruda bulundu.
Anayasa Mahkemesi, yaptığı değerlendirmede AKP'li Bilal Uçar'ın başvurusunu şeref ve itibarın korunması hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez buldu. Kararın gerekçesinde Kılıçdaroğlu'nun sözlerinin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek, "Zira davalının bir siyasetçi olarak yaptığı konuşmada yine siyasetçi olan başvurucu hakkında kullandığı ifadelerin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmemesini gerektiren herhangi bir toplumsal ihtiyacın mevcut olmadığı görülmektedir. Aksi yönde değerlendirme bir temel hak olan ifade özgürlüğünün özüne dokunmaktadır" denildi.
Kararda, şu değerlendirme yer aldı:
"Konuşmanın esas olarak kamuyu ilgilendiren güncel meseleler hakkında olduğu, davalının başvurucuya yönelik keyfi ve sebepsiz bir saldırıda bulunmaktan çok devlet ve toplum hayatında ciddi etkileri olan, o tarihten bu güne kadar siyasetin merkezi gündem konularından biri haline gelen dört bakanın yolsuzluk iddialarına ilişkin kendisinin ve temsil ettiği partililerinin düşüncelerini yansıtmaya çalıştığı değerlendirilmiştir. Kaldı ki başvurucu da o tarihlerde milletvekili olduğundan rahatlıkla davalıya cevap verme imkânına sahiptir. O hâlde, başvurucunun kendisine yönelik eleştirilere daha fazla hoşgörü göstermesi gerekir."
Demokratik rejim vurgusu
Kararda, ayrıca "Toplumun tamamını ilgilendiren ve kamusal bir tartışmaya katkı sunduğu konusunda şüphe bulunmayan konularda oluşan rahatsızlıkların yüksek sesle dillendirilmesinin ancak düşüncelerin herhangi bir engelle karşılaşmadan açıklanabildiği demokratik rejimlerde mümkün olduğu unutulmamalıdır" denildi. Bilal Uçar'ın, grup toplantısında Kılıçdaroğlu'nun yaptığı konuşmalarda kendisini sebepsiz yere hedef aldığını ve salt aşağılama amacı güttüğünü söyleyemeyeceği vurgulandı. Kararda, şu ifadeler yer aldı:
"Zira konuşma içerisinde sıklıkla yer alan 'hırsızların hamisi' şeklindeki ifade, bizzat başvurucunun hırsız olduğu anlamına gelmeyip yolsuzluk yaptığı iddia edilen eski bakanların Yüce Divana sevk edilmelerine olumsuz oy verdiği için, hırsız olduğu iddia edilen kişileri koruduğu imasını taşımaktadır."
Peki, kapatılan 17-25 Aralık soruşturmaları yeniden nasıl açılır? Yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının yeniden başlatılması için dosyaya yeni delil sunulması şart. Bunun ardından ise sulh ceza hâkimliğinin, takipsizlik kararını kaldırması gerekiyor. Böylece savcılık, bu iddialara ilişkin sil baştan soruşturma yürütebilir.
Alican Uludağ