Anayasa Mahkemesi (AYM), halen cezaevinde olan HDP'li siyasetçiler Aysel Tuğluk ve Sebahat Tuncel'in 6-8 Ekim Kobani olayları kapsamında ikinci kez tutuklanmasıyla ilgili bireysel başvuruyu esasa girmeden kabul edilemez buldu. Tutuklamanın 'siyasi' olduğu iddiasını incelemeyen AYM, buna gerekçe olarak, her iki ismin daha önce başka suçlardan tutuklandığını ve bunların infaz edildiğini belirtti. Bu nedenle ikinci tutuklamanın uygulamaya konulmadığını savunan AYM, Kobani soruşturması kapsamında "özgürlükten yoksun bırakılmaları söz konusu değil" dedi.
Anayasa Mahkemesi, kişilerin tutuklu yargılanırken, başka suçtan ikinci kez tutuklanmaları halinde bunu denetlemekten kaçınan bir karara imza attı. AYM'nin buna ilişkin kararları, Aysel Tuğluk ve Sebahat Tuncel'in başvurularına ilişkin geldi.
Diyarbakır'da 28 Aralık 2016 tarihinde gözaltına alınan Aysel Tuğluk, iki gün sonra silahlı terör örgütü kurma veya yönetme iddiasıyla tutuklandı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, aynı suçlardan Tuğluk hakkında 2017 yılında dava açtı. İddianameyi kabul eden Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi, suçun Ankara'da işlendiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verdi.
Dosyayı devralan Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi, 2018'te Tuğluk'a silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 10 yıl hapis cezasıyla cezası vererek, tutukluluk halinin devamına hükmetti. Yargıtay da bu kararı onadı.
Bu arada Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Selahattin Demirtaş'ın da tutuklandığı Kobani soruşturmasında düğmeye bastı. Kocaeli 1 No.lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü bulunan Aysel Tuğluk, bu soruşturma kapsamında 12 Ekim 2020 tarihinde Ankara 5. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından tutuklandı.
Tutuklama kararında, Tuğluk'un o dönem Halkların Demokratik Kongresi'nin Eş Başkanı olduğu anımsatıldı. Tuğluk'un Kobani ile ilgili Twitter paylaşımları olduğu savunulan kararda, tutuklamaya "kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin bulunduğu, soruşturmanın henüz tamamlanmadığı, başka suçlardan tutuklu ve hükümlü bulunan şüphelilerin salıverilmeleri halinde dosya kapsamında ifadelerine başvurulan tarafların beyanlarına etki edilmesi ihtimalinin varlığı" gerekçe gösterildi. Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde Tuğluk'un arasında bulunduğu 108 kişi hakkında Kobani davası açıldı.
Benzer süreç, Sebahat Tuncel'in başına geldi. Tuncel, 4 Kasım 2016'da Selahattin Demirtaş ve diğer bazı partililerin gözaltına alınmasını Diyarbakır Adliyesi önünde protesto etmek isterken gözaltına alındı, iki gün sonra tutuklandı. Tuncel hakkında "Örgüt üyeliği" suçundan açılan dava dosyası, 2017'de Malatya'ya nakledildi.
Malatya 5. Ağır Ceza Mahkemesi, 2019'da Tuncel'e 15 yıl hapis cezası verdi. Ancak Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi, kararı usulden bozdu. Dosya bu kez Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi'ne nakledildi.
Bu arada Sebahat Tuncel, Malatya'da tutukluyken bu kez 12 Ekim 2020 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Kobani olayları kapsamında tutuklamaya sevk edildi. Tuncel de Aysel Tuğluk'un kararındaki gerekçelerle tutuklandı, Kobani davasının sanığı oldu.
Aysel Tuğluk ve Sebahat Tuncel, ikinci tutukluluklarıyla ilgili AYM'ye bireysel başvuruda bulundu. AYM'ye yazı yazan Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü, Aysel Tuğluk'un kesinleşen 10 yıl hapis cezasının, Sebahat Tuncel'in ise Diyarbakır'daki tutuklama kararının infaz edildiğini, Kobani soruşturması kapsamında verilen tutuklama kararlarının ise henüz infaz edilmediğini bildirdi.
AYM ikinci tutuklamaları görüştü ama 13 Nisan'da başvuruları görüşen Anayasa Mahkemesi, tutuklamanın hukuka aykırı olduğu iddiasını "açıkça dayanaksız olması" nedeniyle kabul edilemez buldu. Kararın gerekçesi, 18 Mayıs'ta açıklandı.
Sebahat Tuncel'in ilk tutukluluğunun, Aysel Tuğluk'un ise 10 yıllık cezasının infaz edildiğine dikkati çekilen kararda, "Mezkûr suçlardan verilmiş bir tutuklama kararı bulunmakta ise de başvurucunun (ikinci) tutuklama kararı nedeniyle fiziksel olarak özgürlükten yoksun bırakılması söz konusu değildir. Sonuç olarak somut başvuruya konu edilen tutuklama kararına ilişkin olarak başvurucunun kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına yönelik bir müdahalede bulunulmamıştır" denildi.
Kararda, bu nedenle Tuncel'in siyasi amaçla tutuklandığına ilişkin iddianın incelenmesinin mümkün görülmediği belirtildi.