MİT TIR'ları haberleri nedeniyle tutuklanan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün tutukluluğunda “hak ihlali” olduğuna karar veren 17 üyeli Anayasa Mahkemesi’nin geçen haftaki tarihi genel kurul toplantısına 17 üyeden 15’i katıldı.
AYM Başkanı Zühtü Arslan ve 11 üye “Hak ihlali” derken, 3 üye ise “İhlal yok” dedi. İki üye ise oylamada hazır bulunmadı. Serdar Özgüldür ve Nuri Necipoğlu, daha önceden planlanmış bir ziyaret çerçevesinde Brezilya’da bulunmaktaydı. “İhlal var” diyen 12 üyeden 9’u Abdullah Gül, 2’si Ahmet Necdet Sezer ve biri de TBMM tarafından AYM üyeliğine seçilmişti. “İhlal yok” diyen üç üyeden birini (Kadir Özkaya) Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, diğer ikisini ise (Rıdvan Güleç ve Hicabi Dursun) TBMM’deki AKP çoğunluğu seçmişti. Oy kullanmayan iki üyeden biri (Özgüldür) Sezer, diğeri (Necipoğlu) Gül döneminde AYM’ye gelmişti.
Dündar ve Gül davasında tahliyenin önünü açan AYM kararı, her ne kadar Başbakan Yardımcısı Lütfü Elvan, AB Bakanı Volkan Bozkır ve Grup Başkanvekili Bülent Turan gibi AKP kurmaylarınca olumlu karşılansa da, özellikle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a yakın isimlerin tepkisini çekti. Bazı AKP'liler, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Anayasa Mahkemesi üyeleri üzerinde etkisi olduğunu ileri sürürken, AYM’yi “Abdullah’ın Mahkemesi” diye adlandırmaktan çekinmediler.
Dündar-Gül kararının yol açtığı tartışmalar, AYM’nin yapısı ve içindeki güç dengelerinin bir kez daha Türk kamuoyunda tartışma konusu haline gelmesine yol açtı. Hürriyet muhabiri Oya Armutçu, Gül’ün atadığı isimlerin ağırlıkta olduğu Anayasa Mahkemesi’nde üye yapısının ne zaman, nasıl değişebileceğini araştırdığında şu tabloyla karşılaştı:
2010 yılında yapılan değişiklikle AYM üyeliklerine Cumhurbaşkanı Yargıtay, Danıştay, Sayıştay gibi kontenjanlardan gelen adaylar arasından 14 üye, TBMM ise 3 üye seçiyor. 2010 anayasa değişikliği öncesi seçilmiş üyeler 65 yaşına kadar görevde kalıyorlar. 2010 sonrası seçilen üyeler ise 12 yıllık bir süre için görevde kalıyorlar; 65 yaş sınırı onlar için de geçerli. Erdoğan 2014 Ağustos ayında üstlendiği Cumhurbaşkanlığı görevinde bugüne dek AYM’ye yalnızca bir üye atayabildi. O da Danıştay kontenjanından aday gösterilen Kadir Özkaya oldu. Özkaya 2026 yılına kadar AYM’de görev yapacak.
TBMM Genel Kurulu (AKP çoğunluğu), 2010 sonrasında Celal Mümtaz Akıncı, Rıdvan Güleç ve Hicabi Dursun’u AYM üyeliğine seçmişti. Akıncı ve Dursun 2022, Güleç ise 2027’ye dek AYM üyesi olarak devam edecek.
Peki Erdoğan’ın 2019 yılı ağustos ayına kadar sürecek olan Cumhurbaşkanlığı döneminde kaç üyelik boşalacak? Sadece 3... Çünkü Gül’ün atadığı Nuri Necipoğlu ile Sezer’in atadığı Osman Paksüt 2018’de, Sezer’in atadığı Serruh Kaleli ise 2019’da emekli oluyor. Bu üç atamayı da Erdoğan yaptığında ve daha önce yaptığı bir atama da denkleme katıldığında, 2019 Ağustos’una dek AYM’deki tablo şöyle şekillenecek:Gül: 9 üye, Sezer: 1 üye, TBMM: 3 üye ve Erdoğan: 4 üye.
Anayasa değişmez ve Erdoğan mevcut anayasal sistem içinde 2019’da yeniden Cumhurbaşkanı seçilirse, ikinci döneminde mahkemeye 6 üye daha atayabilecek. Çünkü Sezer’in atadığı Serdar Özgüldür ile Gül’ün atadığı Recep Kömürcü 2020, Gül’ün atadığı Burhan Üstün 2021, Erdal Tercan 2023, Muammer Topal ve Muhammed Emin Kuz ise 2024’te emekli olacak. Erdoğan’ın İkinci dönem Cumhurbaşkanı olması halinde 2020’de toplam 6, 2021’de 7, 2023’te 8 ve 2024’te toplam 10 üye kendisi tarafından atanmış olacak. Bu durumda ilk döneminde seçtiği toplam 4 üyeye ek olarak ikinci döneminde teorik olarak 6 üye daha atayabilecek Cumhurbaşkanı Erdoğan.
O zaman 17 üyeli AYM’de doğrudan Erdoğan’ın atadığı üyelerin çoğunluk eşiği olan 9’a gelebilmesi 2024’ü bulabilecek. Bu arada 2022’de de iki üyenin TBMM tarafından yenileneceğine dikkat çekelim. Burada belirecek güç dengesi söz konusu eşiği 2022’ye çekebilir.
AYM’nin Gül tarafından atanan diğer üyelerinin emeklilik tarihleri ise şöyle: Zühtü Arslan 2029, Engin Yıldırım 2031, Alparslan Altan 2033 ve Hasan Tahsin Gökcan 2026.Tabii geleceğe dönük bütün bu projeksiyonlar Türkiye’nin mevcut Anayasa ile yola devam edileceği varsayımı üzerinde şekilleniyor. Muhtemel bir anayasa değişikliğinde AYM’nin yapısının, dolayısıyla buradaki güç dengelerinin de değişmesi gündeme gelebilir.Bakalım gelecek ne gösterecek?
AYM, Dündar-Erdem gibi çok tartışılan bir kararını geçen temmuz ayında dershaneler konusunda vermiş ve hükümetin Gülen cemaatiyle mücadele planları çerçevesinde çıkardığı dershaneler yasasının pek çok maddesini iptal etmişti. Bu karar hükümet çevrelerinde büyük bir infiale yol açmış, iptal kararı veren üyelere sert eleştiriler yöneltilmişti.
İlginç olan bir nokta, dershane kararına ret oyu veren üyelerin Dündar-Erdem kararında da büyük ölçüde benzer bir blok şeklinde hareket etmiş olmaları. Dershane yasası kararı 12 ret, 5 lehte oyla alınmıştı. Dershanelerin kapanmasına yol açacak maddeleri iptal eden kararda oy kullanan 12 üyeden 11’i Dündar-Gül’ün serbest bırakılması yönünde oy kullanmış. Bu üyelerin isimleri şöyle: Zühtü Arslan, Burhan Üstün, Serruh Kaleli, Osman Paksüt, Recep Kömürcü , Prof. Engin Yıldırım, Celal Mümtaz Akıncı, Prof. Erdal Tercan, Muhammed Emin Kuz, Hasan Tahsin Gökcan. Bu arada Dündar-Gül kararında hazır bulunmayan iki üyeden Serdar Özgüldür de dershane kararında ret oyu kullanmış.