Anayasa Mahkemesi, HIV virüsü tespit edildikten bir süre sonra işten çıkarılan kişinin, 'maddi ve manevi varlığın korunması ile özel hayata saygı' hakkının ihlal edildiğine hükmetti.
Yüksek Mahkeme'nin internet sitesinde yayımlanan karara göre, İzmir'de 2005'te plastik boru ve profil imalatında faaliyet gösteren bir şirkette, profil üretim operatörü olarak çalışmaya başlayan T.T.A'ya Aralık 2006'da AIDS tanısı kondu.
T.T.A. 6 ay boyunca iş yeri dışında tutuldu ancak maaşını almayı sürdürdü. İş yeri hekimi tarafından T.T.A'nın tedavisinin yapıldığı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne, işçinin çalışmasına engel bir durumu olup olmadığı soruldu. Fakülteden verilen cevapta, işçinin sağlık durumunun herhangi bir işte çalışmasına engel oluşturmadığı, herhangi bir maluliyetinin de bulunmadığı bildirildi.
T.T.A. 2009'da istifa dilekçesi vererek işten ayrıldı ve iş yerinden herhangi alacağı olmadığını beyan eden bir ibraname imzaladı. Daha sonra sağlık durumundan faydalanılarak sanki kendi isteğiymiş gibi belgeler imzalatıldığını savunan T.T.A, şirket aleyhine Karşıyaka 2. İş Mahkemesi'nde alacak davası açtı. Mahkeme T.T.A'nın özel hayatının ihlal edildiği iddiasını yerinde bulmadı ve manevi tazminata ilişkin talepleri reddetti. Ayrıca T.T.A'nın davanın üçüncü kişilere kapalı görüşülmesi talebi de kabul edilmedi. Mahkeme, ayrımcılık yasağı yönünden ise 6 ay iş yerinden uzak tutulan T.T.A'yı haklı bularak davayı kısmen kabul etti ve işçiye tazminat ödenmesini kararlaştırdı.
Kararın temyiz edilmesi üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin tazminat kararını bozdu. Bozma kararında, işverenin diğer çalışanlarını koruma saikiyle davrandığı, bu nedenle kusurlu olmadığı belirtildi.
Bu kararın kesinleşmesi üzerine T.T.A, Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvurdu. Yüksek Mahkeme, başvurucunun, maddi ve manevi varlığın korunması ile özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Ayrıca işe dönüş davası sürecinde yargılamanın üçüncü kişilere kapalı yapılması talebinin reddedilmesi nedeniyle de başvurucuya 8 bin lira tazminat ödenmesine hükmedildi.
Kararda, "İlk olarak başvurucunun haksız olarak işten ayrılmaya zorlandığı yönündeki esaslı iddiasının derece mahkemesi kararlarında hiç incelenmemiş olması, ikinci olarak iş yerinde alternatif iş imkanlarının incelenmesi yükümlülüğü konusunda değerlendirme yapılmaması nedenleriyle kişinin maddi ve manevi varlığının korunması ve özel hayata saygı hakları bakımından kamu makamlarının pozitif yükümlülüklerini yerine getirmedikleri kanaatine varılmıştır. Açıklanan nedenlerle Anayasa Mahkemesi başvurucunun, Anayasa'nın 17. maddesinin birinci fıkrasında yer alan maddi ve manevi varlığın korunması ve 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı haklarının ihlal edildiğine karar vermiştir" ifadelerine yer verildi.