Anayasa Mahkemesi (AYM), askerlik borçlanmasını eksik hesaplayan ve bu nedenle ölüm aylığını geç bağlayan Sosyal Sigortalar Kurumu’nu (SGK) kusurlu buldu. AYM, kendisine bireysel başvuru yapan 72 yaşındaki Besime Çetin’in sosyal güvenlik hakkını mülkiyet hakkı kapsamında değerlendirerek, tazminat talebini reddeden yerel mahkemenin kararını bozdu.
Tunceli’nin Pertek ilçesinde yaşayan 72 yaşındaki Besime Çetin, ölen eşi A.H.Ç’nin askerlik borçlanmasının eksik hesaplanması ve bu sebeple ölüm aylığının geç bağlanması nedeniyle Diyarbakır Barosu’na kayıtlı Avukatı Hatice Demir vasıtasıyla, 13 Kasım 2014 tarihinde AYM’ye başvurdu. AYM, ölüm aylığının geç bağlanması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlaline karar verdi.
Alınan bilgiye göre Besime Çetin, ölen eşi A.H. Ç’nin sigortalı hizmetleri nedeniyle ölüm aylığı bağlanması amacıyla eşinin askerlikte geçen hizmet sürelerinin borçlanması için 16 Şubat 2007 tarihinde Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) müracaat etti. Başvurucunun talebini kabul eden SGK, 756 günlük askerlik süresi üzerinden hesaplanan toplam 2 bin 835 TL’nin ödenmesi gerektiğini başvurucuya bildirdi. Besime Çetin, 21 Şubat 2008 tarihinde söz konusu ödemeyi yaptı, ancak SGK kendisine maaş bağlamadı. SGK buna gerekçe olarak başvurucunun ölüm aylığına hak kazanabilmesi için 5 hizmet gününün eksik olduğunu gösterdi.
Besime Çetin, ölen eşinin askerlik süresinin 756 gün değil 766 gün olduğunun tespiti istemiyle SGK aleyhine Tunceli Asliye Hukuk Mahkemesi’ne dava açtı. 19 Aralık 2011 tarihinde davayı karara bağlayan mahkeme, başvurucunun eşinin askerlik hizmeti sebebiyle borçlanmasının 766 gün üzerinden olması gerektiğinin tespitine hükmetti. Mahkeme kararı, Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin 21/05/2013 tarihli kararıyla onanarak kesinleşti.
Askerlik süresinin 766 gün olduğunu tespit eden mahkemenin kararının kesinleşmesinden sonra 10 günlük askerlik borçlanma tutarı olan 104.80 TL de 4 Temmuz 2013 tarihinde başvurucu tarafından ödendi. Bunun üzerine anılan tarihten itibaren başvurucuya ölüm aylığı tahsis edildi.
Başvurucu 5 Aralık 2013 tarihinde mahkemede, ilk ödemeyi yaptığı 21 Şubat 2008 tarihinden ölüm aylığı bağlandığı Temmuz 2013 tarihine kadar geçen dönemde mahrum kaldığı ölüm aylıklarının tazmini istemiyle SGK aleyhine alacak davası açtı. Dava dilekçesinde, ölen eşin 766 gün askerlik yaptığı Milli Savunma Bakanlığı tarafından teyit edildiği halde SGK tarafından bu sürenin 756 gün değerlendirildiği belirtildi. Başvurucu, SGK’nın kusuru nedeniyle 21 Şubat 2008 tarihinden Temmuz 2013 tarihine kadar geçen dönemde ölüm aylığı almadığını ileri sürerek, 10 bin TL tazminatın yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi talebinde bulundu. Mahkeme, 13 Şubat 2014 tarihli kararla davayı reddetti. Kararın gerekçesinde başvurucunun, eşinin askerlik borçlanmasından eksik kalan 10 gün karşılığı olan 104.80 TL’yi 4 Temmuz 2013 tarihinde ödediği vurgulandıktan sonra borçlanma miktarının yatırıldığı ayı takip eden ayın aşından itibaren başvurucuya aylık bağlanmasının 31 Mayıs 2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 41. Maddesine uygun olduğu belirtildi. Temyiz üzerine, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 15 Eylül 2014 tarihli kararı ile mahkeme kararı kesin olarak onandı.
Bu gelişme üzerine başvurucu Besime Çetin, avukatı Hatice Demir vasıtasıyla AYM’ye bireysel başvuru yaptı. Başvuruyu değerlendiren AYM, başvurucunun lehine karar vererek, askerlik borçlanmasının eksik hesaplanmasını mülkiyet hakkı kapsamında değerlendirdi ve yeniden yargılanma yapılması için dosyayı yerel mahkemeye gönderdi.
T24’e konuşan Avukat Hatice Demir, emsal kararın pek çok davayı etkileyeceğini ve haksızlığın giderileceğini söyledi. Demir, “Burada önemli olan bir diğer şey, Anayasa Mahkemesi, sosyal güvenlik hakkını mülkiyet hakkı kapsamında değerlendirmesidir. İdarenin hizmet kusuru nedeniyle yaklaşık 5 yıl mahrum kaldığı ölüm aylıklarının başvurucuya ödenmesi gerektiğini, başvurucunun burada bir kusurunun bulunmadığını, idarenin kusuru nedeniyle başvurucu müvekkile orantısız bir külfet yüklendiğini söyledi. Ve bu ihlalin ve sonuçların ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapmak üzere dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine karar verildi. Böylece bu tür idarenin hizmet kusurundan kaynaklanan maddi hatalar nedeniyle hizmet prim borçları eksik hesaplananlar bu süre zarfında mahrum kaldıkları aylıkları ve sigortalılıkları talep edebileceklerdir” dedi.