Anayasa Mahkemesi, TCK’daki "15 yaşını tamamlamamış çocuklara yönelik her türlü cinsel davranışı" istismar sayıp 8-15 yıl arası hapis öngören maddeyi iptal etti. AYM üyesi Osman Paksüt kararı eleştirerek, "İptal kararı, 12-13 yaşındaki çocuğa yönelik 40-50 yaşlarındaki failin işleyebileceği bir cinsel istismar suçuna da 8 yıl hapsi çok görmek suretiyle toplumda infial yaratacak sonuçların önünü açmaktadır" dedi. Ceza hukukçusu Prof. Dr. Ersan Şen, AYM'nin kararını savunurken, "Yasanın mevcut halinde 15 yaşını tamamlamamış çocuklara karşı işlenen cinsel istismar davalarında sanıklara 16 yıldan daha az ceza verilemeyeceği hüküm altına alınıyordu" diye konuştu.
Anayasa Mahkemesi, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK), çocuğun cinsel yönden istismarını düzenleyen 103. maddesinin birinci fıkrasındaki “15 yaşını tamamlamamış her çocuğa karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranışın cinsel istismar sayılacağına” ilişkin hükmü iptal etti. Yüksek Mahkeme, bu tür davalara ilişkin yargılamada, her bir somut olayın özelliklerinin dikkate alınmasını ve buna göre ceza tayin edilmesini istedi. AYM, iptal kararı doğrultusunda yeni bir yasal düzenleme yapılması için hükümete 6 ay süre verdi. İptal kararına bazı üyeler muhalefet etti.
Bafra’da bir çocuğun cinsel istismarı iddiasıyla açılan davaya bakan Bafra Ağır Ceza Mahkemesi, TCK’nın 103. maddesinin birinci fıkrasının Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. İlçe mahkemesinin başvurusunda, “İtiraz konusu kuralın, farklı yaş gruplarında tüm mağdurlara yönelik eylemler arasında ceza müeyyidesi bakımından herhangi bir ayrım yapmadığı” öne sürüldü. 4 yaşındaki bir mağdura yönelik cinsel istismar suçu ile 14 yaşındaki mağdura yönelik cinsel istismar suçunun ceza müeyyidesinin kademeli bir ceza anlayışı içermeyerek aynı olduğu ifade edilen başvuruda, “Suça sürüklenen çocuklar yönünden 12 ile 15 yaş arasında olup da kendisine yönelik eylemin anlam ve mahiyetini algılama yeteneği olan mağdurun rızasına hukuki sonuç tanınmadığı, bu mağdurların rızasıyla yaşadığı cinsel eylemler hakkında cezanın çok yüksek olduğu, suçun en nitelikli hali için en düşük yaşın 15 şeklinde belirlenmesinin suç ve cezada korunmak istenen hukuki yarar ile müeyyide arasındaki orantıyı bozduğu” savunuldu.
Başvuruyu inceleyen AYM, TCK’nın, çocuğun cinsel yönden istismarını düzenleyen 103. maddesinin birinci fıkrasındaki “15 yaşını tamamlamamış her çocuğa karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranışın cinsel istismar sayılacağına” ilişkin hükmü, 6’ya karşı 7 üyenin oyu ile iptal etti. AYM, çocuğu cinsel yönden istismar eden kişiye 8 yıldan 15 yıla, istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması halinde cezanın 3 yıldan 8 yıla kadar olmasını öngören yasa maddesini iptal etmiş oldu.
Kararın gerekçesinde, AYM’nin daha önce de çocuğa tecavüz eden kişiye en az 16 yıl hapis cezası verilmesine ilişkin hükmü iptal ettiği anımsatıldı. Bu iptalin “söz konusu suçlarda mahkemelere olaya özgü takdir marjı tanımaması ve onarıcı hukuk kurumları öngörmemesi” gerekçesiyle alındığı belirtilen kararda, ceza yaptırımının alt sınırının 16 yıldan aşağı olmamak üzere belirlenmesinin “fiilin farklı yaş kategorilerindeki mağdurlara karşı işlendiği veya failin küçük olduğu ya da fiilden sonra mağdurun yaşının ikmali ile fiili birlikteliğin resmi evliliğe dönüşmesi gibi her bir somut olayın özellikleri dikkate alınarak ceza tayin edilmesi”ni engellediği ileri sürüldü.
Yüksek Mahkeme, 16 yıl hapis cezasının iptalindeki bu gerekçelerin, çocuğa yönelik cinsel istismara 8 yıldan 15 yıla kadar hapis öngören kural için de geçerli olduğunu kaydetti. Kararda, “İtiraz konusu kural da aynı şekilde bazı durumlarda somut olayın özellikleriyle bağdaşmayacak ve suçla yaptırım arasında bulunması gereken adil dengeyi ortadan kaldıracak ölçüde ağır cezaların verilmesi sonucunu ortaya çıkarabilecek bir niteliğe sahiptir. Bu nedenle kural ölçüsüz bir yaptırım öngördüğünden hukuk devleti ilkesine aykırıdır” denildi.
Başkan Zühtü Arslan’ın katılmadığı oturumda çıkan karara üyeler Engin Yıldırım, Osman Paksüt, Alparslan Altan, Erdal Tezcan, Emin Kuz ve Rıdvan Güleç karşı oy kullandı. Üye Osman Paksüt, iptal kararının hakkaniyete uygun bir çözüm getirmeyeceğini belirterek, şu görüşlere yer verdi:
“İptal kararı örneğin 12-13 yaşındaki çocuğa yönelik 40-50 yaşlarındaki failin işleyebileceği bir cinsel istismar suçuna da 8 yıl hapsi çok görmek suretiyle toplumda infial yaratacak sonuçların önünü açmaktadır. Mahkemenin iptalden muradının bu olmadığına şüphe duymamaktayım. Ancak yasa koyucu (6 ay içinde) yeni bir düzenleme yapmadığı takdirde ortaya çıkacak sonuç budur. Çözüm için tüm toplum kesimlerinin desteğini sağlayacak, kapsamlı, dengeli ve ölçülü bir yasama faaliyeti gerekli.”
AYM’nin iptal ettiği Türk Ceza Kanunu’nun “çocukların cinsel istismarı” başlıklı 103. maddesi şöyle:
1- Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismar deyiminden;
a) Onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar, Anlaşılır.
2- Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Ceza hukukçusu Prof. Dr. Ersan Şen, AYM'nin kararını şöyle değerlendirdi:
“Anayasa Mahkemesi daha önce çocuğa karşı cinsel istismar suçunun nitelikli halini düzenleyen Türk Ceza Kanunu’nun 103/2. maddesini iptal etmişti. İptal gerekçesinde mealen ‘Sen burada 16 yıldan aşağı ceza veremezsin’ diyerek mahkemenin elini kolunu bağlıyorsun, cezanın bireyselleştirmesini engelleyemezsin’ dedi. Yani ‘Cezanın sanığa ve somut olayın özelliklerine göre belirlenmesini engelliyorsun, dolayısıyla mahkemenin elini kolunu bağlıyorsun. Mağdurun evlenmesi gibi durumlarda ne olacak’ dedi. Şimdi ise yerel mahkeme, önüne gelen davada 15 yaşını bitirmemiş çocuk mağdurlar yönünden kademeli bir ayrım yapılmadığı için, yani 4 yaşında çocuk ile 15 yaşındaki çocuğa karşı işlenen cinsel istismar suçlarında aynı ceza öngörüldüğünden ve kademe kurulmadığından bunun yargı yetkisini kısıtladığını savunarak, Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Anayasa Mahkemesi de ‘16 yıl çok’ kararındaki gerekçeleri ile yasanın ‘15 yaşını tamamlamamış kısmını’ da iptal etti.
"Bu karar uyarınca eğer Meclis 6 ay içerisinde yeni bir düzenleme yapmazsa, o 6 ayın sonunda çocuklara karşı işlenen cinsel istismar suçlarına ilişkin tüm davalarda sanıklara, mağdurlar sanki yetişkinlermiş gibi ceza uygulanacak. Yani sanıklara daha az ceza verilecek. Bu durumdaki sanıklara verilecek ceza 12 yıldan fazla olmayacak. Yasanın mevcut halinde 15 yaşını tamamlamamış çocuklara karşı işlenen cinsel istismar davalarında sanıklara 16 yıldan daha az ceza verilemeyeceği hüküm altına alınıyordu.”