Aynı zamanda hasta, yine suç işleyebiir

Aynı zamanda hasta, yine suç işleyebiir
Hayatının yaklaşık 30 yılını hapishanelerde geçiren ve 52 yaşında tahliye olan Ağca'ya, Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA) Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanlığı'nda 'antisosyal kişilik bozukluğu' nedeniyle 'askerliğe elverişli değildir' şeklinde rapor verildi. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalına bağlı Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kemal Arıkan, antisosyal kişilik bozukluğunun özelliklerini şöyle anlattı.Kolayca cinayete yönlendirilebilirler"Kişinin sosyal yaşamdaki kurallara uyum gösterememesidir. Bu insanların engellenmeye karşı tahammülleri yoktur ve engellendiklerinde saldırganlaşırlar. Çocukluktan itibaren görülmeye başlar, bu tür kişilik bozukluğu olanlar hayvanlara zarar verir, çevreye zarar verir, okuldan kaçar, evden kaçar, sonra da topluma karşı kişilik bozukluğu gösterirler. Başkasının haklarını ve ne düşündüğünü önemsemezler, kendilerinde başkalarının haklarına saldırma, başkasının hakkını gasp etme hakkını görürler. Sıradan olmak istemezler ve liderlik özellikleri taşırlar ancak gelecekle ilgili çok fazla plan yapamaz ve yaptıkları her işin de mükemmel olduğuna inanırlar." Katil değil, sadece aktördümMehmet Ali Ağca, Türkiye'ye iade edildikten sonra Kadıköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada "Ben, Abdi İpekçi'nin katili değilim. Ben sadece bir aktördüm" demişti. Prof Arıkan da antisosyal kişilik bozukluğu olanların kolayca yönlendirildiklerini belirtti."Bu tür kişilik bozukluğu olanların yönlendirilmeleri çok kolay ve suç işleme oranları yüksektir. Kolaylıkla şiddete veya cinayete yönlendirilebilirler. Genelde sinirli ve saldırgan olurlar, çok sık kavga ederler ve öfkelerini planlamadan, anında dışarı yansıtırlar."Sınırları zorluyor, paranoid şizofren tablosu varAğca'nın, "Ben Tanrı değilim. Ben Tanrı'nın oğlu değilim. Ben ebedi Mesihim yani ete kemiğe bürünmüş ve yeniden doğmuş aynı ilahi söz. Ben tüm evrende Tanrı'nın ebedi yüksek hizmetkarıyım. Teslis (Üçleme) diye bir şey yoktur" şeklindeki sözlerini de değerlendiren Prof. Arıkan, Ağca'nın antisosyal kişilik bozukluğu sınırlarını zorladığını ve daha ağır bir tablo sergilediğini söyledi. "Bu mesih iddiasında da antisosyal kişilik bozukluğunun etkisi olabilir ama o çok daha vahim bir tablo. Mehmet Ali Ağca’yı muayene etmedim, tam olarak ne olduğunu bilmiyorum ama bu tür söylemlerine bakılırsa farklı bir bozukluğu da olabilir. Çünkü sergilediği tablo antisosyal kişilik bozukluğu sınırlarını zorluyor, sınırları aşan daha ağır ve sanki paranoid şizofren gibi bir tablo görülüyor. Çünkü antisosyal kişilik bozukluğunda bu tür söylemler pek görülmez, bu tür şeyler daha ağır psikopatolojilerde görülür. Yani bu mesihlik tarzı iddialar şizofreni gibi hastalıklarda ortaya çıkan bir durumdur" dedi. Antisosyal kişilik bozukluğunun önemli nedenlerinden birinin genetik geçiş olduğunu belirten Prof. Arıkan, aile eğitimine vurgu yaptı ve Ağca'nın tedavi edilmesi gerektiğini söyledi.Psikopatolojisini yaşayacağı gruplara girer"Genetik faktör önemli ama aile eğitimi de çok etkili. Aile, çocuğa çok sık 'hayır' diyorsa, çocuğu sık sık cezalandırıyorsa ve engelliyorsa, bu çocuklar ileride engellenmişlik duygusundan kurtulmak için bu tür sorunlar yaşayabiliyor, çünkü toleransları düşüyor. Kendilerini ispat edecekleri eylemleri kolaylıkla yapıyorlar. Yetiştirme şeklinin dışında, yapılarına uygun sosyal alt grup varsa, kişi, o grupta kendisine kolayca yer edinir, yani o grup içinde psikopatolojisini kolayca yaşama şansı bulur. Tedavi edilmeli, suça meğilli olabilir'Hollywood filminde oynayacağım, belgesel çekeceğim, kitap yazacağım, Papa ile konuşacağım' gibi söylemleri, hastalığının devam ettiğini gösteriyor. Antisosyal kişilik bozukluğu teşhisi konulduysa, hem de ağır antisosyal kişilik bozukluğu olduğu görülüyor ki tedavi edilmesi gerekir, çünkü yine suç işlemeye eğilimli olabilir."