T24 - Asıl mesleği televizyonculuk olan Pucca, 2007 yılında eski sevgilisinden intikam almak için açtığı blog''la internette bir hayli ilgi çekmişti.. Günde 3000''den fazla kişinin ziyaret ettiği blog''u, Türkiye de en fazla izleyicisi olan kişisel blog olmuştu.. Daha sonra 'Küçük aptalın büyük dünyası' adlı kitabını çıkardı. Şimdi ise Milliyet gazetesinde yazmakta. Pucca'nın gazetedeki yazısı: Ayrılık ne işe yarar?Bu bir evren kuralıdır, ilişkin varken kısmetlerin dolar taşar, ilişkin biter onlar da biter Senelerce kadın dergilerinde, televizyonlarda, Güzin Abla köşelerinde, internet sitelerinde; ayrılan insanlara, teselli niyetine habire “Ayrılığın en güzel tarafları” adı verilen maddeler sıralanıyor ya hani. Yalan onlar sakın inanma! Yok tek başına tatile çıkacakmışsın artık ne güzelmiş, yok ağda yapmasan da olurmuş, yok kız kıza eğlenmeler harikaymış, yok yatağın sağ tarafı da sana aitmiş, yok bütün kızlarla yiyişebilirmiş erkekler bla bla bla... Kimi kandırıyorsunuz siz ha, kimi? Bir defa ayrılık dediğin şey güzel bir şey değil dostum, o yüzden pollyanna ile fingirdeşiyormuşsun gibi davranmana gerek yok. Ayrılmadan önce her tarafını çevreleyen cillop gibi bebeler, ayrıldıktan sonra toz olur. İzleri bile kalmaz, neredeler diye ağlar ararsın, ıı ıh bulamazsın maalesef. Bu bir evren kuralıdır, ilişkin varken kısmetlerin dolar taşar, dört koldan sararlar, ilişki biter onlar da biter... Ayrılığın kötü yanlarını madde madde suratına çarpayım istersen: - Ayrılmadan önce öküz, ucube, yetersiz, memeleri/pipişi küçük olarak gördüğün sevgilin artık dünyanın en ideal sevgilisidir senin gözünde. - Çevrendeki insanların paso sevgilileri vardır ve sen yanlarında o ezik, istenmeyen kişi olacaksın. - Sen ve senin o müthiş aşkının hikayesi inan kimsenin umurunda değil, sus diye ağzının içine bakacaklar. - ‘Osbir’ artık bir araç değil amaç haline gelecek. - Ağlamaktan gözlerin torba torba olacak, gözeneklerin açık açık ve iğrenç bir sıfata sahip olacaksın. - Sürekli kilo alıp vermekten var ya o çatlakların nasıl olacak beyaz beyaz parçik pinçik. - Kafan devamlı eski sevgilinde olduğu için işini, gücünü, ödevini de yapamayacaksın. - Dışarı ne zaman çıkmak istesen kahrolacaksın. - Elin paso telefonda bekleyeceksin, şarjın bitince çıldıracaksın, ya aramışsa diyerek koşarak eve gideceksin... Ama aramamış olacak, sonrası yıkım... - Tomarlarca para verip aldığın iç çamaşırlarının bir anlamı yok artık. - Sürekli insanlar sana “Aaa, ne nasıl olur ayrılırsınız siz?” diye yarana tuz ruhunu litre litre dökecekler. - Facebook hesabın varsa işte en zor olan kısmı bu, o beraber çekilen fotoğrafları silerken yaşayacağın stresi ne sen sor, ne ben söyleyeyim. Durumunu “İlişkisi yok” yazınca altına yazılan “Tatlımmm ne oldu?” sorularına edeceğin küfürleri şimdiden hazırla. - Artık eski sıfatını alan sevgilini psikopat gibi takip edeceksin, her an birini bulduğunu düşünüp kafanda onları 77 tane seks pozisyonunda seninle dalga geçer gibi hayal edeceksin. - “Biz” dönemini kapatıp “Ben” dönemine gireceksin. Artık her şey bir kişilik olacak, başkalarıyla sevişsen bile tek kişi olacaksın sevişen; sadece kendini düşünen... - Arkadaşlarının “Ondan bir halt olmazdı canımcım yae” diye aşağılamalarıyla, ebeveynlerin “Hani o hayatının kadını/erkeğiydi?” tribiyle karşılaşacak, “Ne halt yediğini biliyorum, kendini kullandırdın” bakışlarına maruz kalarak iki arada bir derede kalacaksın. -Sizin için anlamlı olan şarkı bundan sonra ‘cenaze marşı’ gibi gelecek, duyduğunda bağırsakların ağzından çıkacakmış gibi kasılacaksın. O yüzden başka dalı tutmadan elindeki dalı bırakmamak gerek. Evet çok adice, çok hayvanca ama n’apalım hayat bu! Bir de bu devirde düzgün ilişki, efsanevi aşk dediğin şey çok nadir bulunuyor, eldekinden de olup saplara karışmadan üç kez daha düşünmeli insan.