'Ayrımcılığı önlemek için anayasada özel hükümler gerekli mi?'

'Ayrımcılığı önlemek için anayasada özel hükümler gerekli mi?'

Taha Akyol

(Hürriyet, 2 Mart 2012)

Halkın yüzde 60’tan fazlası yeni anayasada temel ilkenin “adalet” olmasını istiyor, “adalet olsun, hepsi olur” diyorlar. Fakat Diyarbakır’da buna “özgürlük” ekleniyor; yüzde 40 “adalet”, yüzde 40 “özgürlük” çıkıyor Diyarbakır’da...

Ayrımcılığı önlemek için anayasada özel hükümler olmasına gerek var mı? Diyarbakırlıların yüzde 94’ü “evet” diyor, bu oran Türkiye genelinde yüzde 60 civarında...

Yerel yönetimlerin yetkileri artırılsın mı? Türkiye genelinde yüzde 65’le “evet” çıkıyor. Fakat bu oran Diyarbakır’da yüzde 90’a, CHP’nin güçlü olduğu Edirne ve İzmir’de yüzde 75’e çıkıyor!

Türkiye’nin en önemli sorunu nedir? Diyarbakır’a göre Kürt sorunudur. Ankara, İzmir ve Edirne’ye göre yargı bağımsızlığı, yargı ve hukuk sorunları birinci sorundur.

Halkın yüzde 95’i milletvekillerinin dokunulmazlığının sınırlandırılmasını istiyor. Fakat bu Diyarbakır’da yüzde 78’e iniyor; anlaşılabilir sebeplerle...

 

'Türkiye konuşuyor'

 

Bu rakamlar TOBB’un çeşitli illerde yaptığı “Anayasa Platformu / Türkiye Konuşuyor” toplantılarının istatistiksel sonuçlarıdır. Dün Bursa’da yapılan toplantıyı ben de izledim. 21 sivil toplum ve meslek kuruluşunun katıldığı bir “çalıştaylar” dizisi bu. Meclis’teki Anayasa yapım komisyonunun dört partiden üyeleri de katılıyor.

Şunu da ilginçtir: Diyarbakır toplantısında en çok MHP’li Faruk Bal’ın “Türkiye değişik renk ve kokularda çeşitli çiçeklerin bulunduğu bölünmez bir bahçedir” şeklindeki sözleri alkışlanmış. Toplantıların katılımcıları STK’larla telefon şirketleri tarafından “tesadüfi örnekleme” metoduyla belirleniyor, ortalama üçte biri kadın oluyor. Bursa’da başı örtülü, başı açık, meslek sahibi ya da ev kadını çok sayıda kadın Atatürk Kültür Merkezi’ndeki bu toplantıya katıldı. Görüş bildirdiler, tartıştılar. On kişilik masalarda belirtilen görüşler bir görevli tarafından özetlenerek bilgisayara kaydediliyor, merkezi bir elektronik sistemle istatiksel sonuçlar alınıyor.

 

TOBB’un öncülüğü

 

Çalışmaya öncülük eden TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, yeni anayasa görüşünü 2000 yılında ortaya attıklarını ve çalışmaya başladıklarını anlattı. Araya ekonomik kriz ve siyasi olaylar giriyor. Amerika’da eyalet kanunları hazırlanırken uygulanan “çalıştay” metodunu uygulayarak şimdi bu toplantıları yapıyorlar. Bugüne kadar toplam 8 ilde yapıldı, Bursa 9’uncusu. Açış konuşmasında Hisarcıklıoğlu, “Darbelerin, muhtıraların anayasası Türkiye’ye dar geliyor, koşamıyoruz, sivil ve demokratik anayasayı halk yapacak” diye konuştu.

 

'Tek adam' sistemi?

 

Türkiye’de ilk defa çalıştay metoduyla yapılan bu toplantılara göre, halkın sadece yüzde 5’i milletvekili adaylarını parti merkezlerinin belirlemesini uygun buluyor. Yüzde 95 ise, adayların partilerin tabanları tarafından belirlemesini istiyor.

Başbakanlık sisteminin içeriğine ilişkin soruların ortaya koyduğu sonucu, Prof. Güven Sak şöyle özetledi: “Halk, adı ne olursa olsun tek adam sistemlerine karşı, iktidarın denetlendiği bir parlamenter sistem istiyor halk.”

Başkanlık istemini isteyenler bütün illerde yüzde 10’un altında kalıyor, parlamenter sistemin devamını isteyenler yüzde 80 civarında.

Son olarak, HSYK’ya bir not: Bursa’da katılımcıların yüzde 95’i “yargı bağımsız ve tarafsız olmadır” hükmünün yeni anayasada ayrıntılı olarak yer almasını istedi.

 

'Siyasete güven'

 

Pazar günü, evde istirahatini bırakıp anayasa toplantısına katılan, görüş bildiren, tartışan bu halktan insanların heyecanı beni çok mutlu etti.

Bütün bu toplantılara katılan TBMM Başkanı Cemil Çiçek Bursa’da “siyaset kurumuna ve Meclis’e halkın güvenini sürdürmek için yeni anayasayı başarmak zorundayız, bunu tek yolu uzlaşmadır” diye konuştu. Evet, politikacılar, özellikle liderler bilmelidir ki, anayasa yapmanın gerektirdiği uzlaşma ortamını yaratmazlarsa “anayasa yapamamama”nın vebalini yükleneceklerdir.