Ayşe Arman: Cihangir'deki saldırı yeni bir dönemin başlangıcı, bir adım sonrası sokakta can güvenliğinin kalmaması...

Ayşe Arman: Cihangir'deki saldırı yeni bir dönemin başlangıcı, bir adım sonrası sokakta can güvenliğinin kalmaması...

Hürriyet gazetesi yazarı Ayşe Arman, bugünkü köşesinde, Pazar akşamı İstanbul Beyoğlu'ndaki Cihangir semtinde 70 - 80 kişilik bir grubun tekbir getirerek sokaklarda gezmesi ve saldırgan tutumlarını yazdı. Arman, yaşanan olayın yeni bir dönemin başlangıcı olduğunu öne sürerek insanların üzerinde baskı yaratarak sokağa çıkmalarını engelleme amacı taşıdığını söyledi.

Hürriyet gazetesi binasına yapılan saldırıdan sonra bu tip olaylarda saldırganların desteklendiklerini düşünerek kendilerini daha rahat hissettiğine vurgu yapan Arman, konuyla ilgili görüşlerini şöyle sonlandırdı: 

‘’Bunun bir adım sonrası, normal şehirlerde de sokakta can güvenliğinin kalmaması… Bu hükümetin böyle bir şeyi destekleyebileceğini düşünmek bile istemiyorum. Umarım bu, başka olayların habercisi değildir. Umarım bu, moda deyimle, münferit bir olaydır. Umarım önümüzdeki günler, aylar bu tür başka sokak tacizlerine ve şiddetine gebe değildir.’’

Arman’ın Cihangir’deki taciz timi başlıklı yazısından ilgili bölüm şöyle:

Cihangir kafelerinden birinin önü.

İnsanlar kendi aralarında sohbet ediyor.

Saat 21.30-22.00 gibi.

Her şey, her zamanki gibi olağan ve normal.

Tatlı bir pazar rehaveti.

Bir arkadaşım da o esnada sevgilisiyle telefonda konuşuyor.

O da ne!

Uzaktan bir ses geliyor, “Ya Allah... Bismillah... Allahu ekber...”

“N’oluyor” diye kafasını kaldırıyor.

Kalabalık sayılabilecek bir grup erkeğin tekbir getirdiğini görüyor.

Arkadaşım şöyle anlatıyor, “Ben, Tophaneli gençler olduğunu düşündüm. 18-25 yaş arası bir grup. 70-80 kişiydi. Derken ayağımın dibinde bir şey patladı. Torpilmiş adı. Maytap gibi, çatapat gibi bir şey. Göze-kulağa gelmediği sürece zarar verecek bir şey değil. Amaç, sinir bozmak. Sonra içlerinden biri, ‘Mekânlara atmayalım beyler’ dedi.

 

Aptal aptal bakma

 

“Peki sonra ne oldu?” diye sordum.

“Kafede oturup insanlara, yani bize dönüp, ‘Aptal aptal bakma... Aptal aptal... Aptal aptal bakma.... Aptal, aptal!” diye tezahürat yaptılar!”

“E peki siz n’aptınız? Karşılık verdiniz mi?”

“Hayır. Hiçbir şey yapmadık! Zaten istedikleri buydu. Bir şey yapmamız! O zaman dalacaklardı, linççi bir yaklaşımla... Biz bir şey yapmayınca, baktılar, baktılar... ‘Hadi gidiyoruz’ dediler, yürümeye devam ettiler.”

 

*

 

Sizi bilmem ama benim hiç hoşuma gitmedi.

Bu, yeni bir dönemin başlangıcı bence.

İnşallah yanılıyorumdur.

İnsanlar üzerinde baskı yaratıp, huzursuz hissetmelerini sağlamak, bin türlü amacı olabilir, evlere tıkmak, insanların sokağa çıkmalarını engellemek...

Arkadaşımın taktığı isimle, onlar “Taciz timleri”...Cihangir'deki taciz timi

 

Amaç tahrik etmek

 

“Biri bir şey desin de ben de karşılık vereyim, ortalık karışsın!” diye bekleyenler, bu niyetle sokağa çıkıp tekbir getirenler...

Yani provokatif bir faaliyet.

İnsanları tahrik edip karşılık vermelerini sağlamak ve bu sayede kavga gürültü çıkarmak.

Gezi’de yukarıdaki göstericilerin üzerine gelmediler, oradan aşağı inen tek tek insanları dövdüler.

Ama şimdi özellikle Hürriyet baskını sonrasında artık kendilerini rahat hissediyorlar.

Desteklendiklerini düşünüyorlar.

O zaman da pervasızca davranabiliyorlar tabii.

Bunun bir adım sonrası, normal şehirlerde de sokakta can güvenliğinin kalmaması...

Bu hükümetin böyle bir şeyi destekleyebileceğini düşünmek bile istemiyorum.

Umarım bu, başka olayların habercisi değildir.

Umarım bu, moda deyimle, münferit bir olaydır.

Umarım önümüzdeki günler, aylar bu tür başka sokak tacizlerine ve şiddetine gebe değildir.