Sabah yazarı Ayşe Özyılmazel, magazin programlarında Murat Boz'un ailesiyle yaptığı sohbetin yayınlanmasını savcılığa şikayet ettiğini, savcılığın takipsizlik kararı verdiğini yazdı. Özyılmazel, "Ya birlik olur tam da şimdi topluca ses çıkarırsınız ya da Murat Boz'un başına gelen yarın hepinizin başına gelir" diyerek, "Hakkını aramazsanız sıra size de gelir" ifadesini kullandı.
Özyılmazel'in "Ey ünlü ahalisi! Murat Boz’un hakkını aramazsanız sıra size de gelir" başlığıyla (10 Kasım 2017) yayımlanan yazısı şöyle:
Hakaret serbest! Seni tanımasalar da arkandan kamyonlarca laf edebilirler... Çünkü sen ünlüsün. Atış serbest! Canları sıkıldıkça hakkında her türlü dedikoduyu yapıp masallar uydurabilirler... Çünkü sen ünlüsün. İftira serbest! 'Ben öyle yapmadım' diye kendini paralasan da sana ne isterlerse yükleyebilirler... Çünkü sen ünlüsün. Damgalamak serbest! Namusundan kişiliğine, insanlığından şerefine kadar sınırsızca sana istedikleri sıfatı yapıştırabilirler... Çünkü sen ünlüsün. Ayrıca yargılamak da serbest, kınamak da, aşağılamak da... Ve şimdi de evine böcek yerleştirmeleri serbest! Sebep? Çünkü sen ünlüsün!
Ünlüysen katlanacaksın!
Şaka gibi ama bunu ben değil savcılık söylüyor! Geçen yaz Murat Boz ailesiyle Bodrum'daki yazlığında oturup sohbet ederken, birileri evdeki konuşmalarını kaydedip, bu konuşmaları magazin programlarına malzeme etmişti.
Eh, haklı olarak Murat Boz da özel hayatına yapılan bu saldırıyı savcılığa şikayet etmişti. Sen olsan sen de edersin, hem de büyük bir öfkeyle... Evin yahu! Yuh artık! Peki soruşturmanın sonucu ne çıkmıştı: Takipsizlik! Peki sebep? Aynen şöyle: 'Ünlüler, haklarında çıkan dedikodulara ve özel hayat haberlerine katlanmak zorundalar.' Özet: Ünlüysen sana her türlü haltı edebilirler. Evine de girebilirler, yatak odanı da dinleyebilirler, seni çıplak da çekebilirler, küfür de edebilirler, olur olmaz yalanlarla adını kirletebilirler, seni cümle aleme rezil edebilirler ve cezasız yırtarlar. Tüm bu paranoyalar ve 'Her an başıma ne gelecek?' endişesiyle senin psikolojin bozulabilir. İtibarın zedelenebilir, ağlama krizlerine girebilirsin, evliliğin dağılabilir, kendini kutulara hapsedebilirsin. Hatta öyle büyük bunalıma girersin ki intihar etme seviyesine bile varabilirsin ama katlanmak zorundasın. Neden? Çünkü sen ünlüsün! Yahu böyle bi' şey olabilir mi? Senin evin orası; sokaktaki kafe ya da kamuya açık herhangi bir alan değil. Evin en kutsal, en özel yerin. Ötesi yok! Bugün GÜNAYDIN'ın manşet haberinde Hadise, arkadaşı Murat Boz'un evine böcek yerleştirildiğini, hakkını arayamadığını, Murat'ın o günden beri bunalımdan çıkamadığını söylemiş. Ve isyan etmiş: "Ünlüysek insan değil miyiz?" Yerden göğe kadar haklı. Bir insanın seçtiği meslek onu ünlü yapıyorsa; bu, insanın tüm yaşam ve özel hayat haklarının elinden alınmasını normalleştiriyor mu? Ünlüsün demek gamsızsın, umursamazsın, taş kalplisin, çeliktensin, duygusuzsun, mücadelesizsin, kaygısızsın, uzaylısın, diğerlerinden başka bir evrendesin mi demek?
Çünkü zannediliyor ki ünlülerin bir eli yağda, bir eli balda. Ünlüler kocaman evlerinde hizmetçileri eşliğinde sefa sürüp süt banyolarından kalkarak giyinip, süslenip partilere gidiyorlar, altınlar, elmaslar içinde uyuyorlar... Zannediliyor ki; ünlüler gamsız, ünlüler para denizlerinde yüzüyor, ünlülerin hayat endişesi yok, ünlüler pembe bulutlar arasında yaşıyor... Yiyor, içiyor, giyiniyor, geziyor, şarkı söylüyor, kamera önüne geçiyor ve paraları cebe atıyorlar. Zannediliyor ki; ünlülerin annesi, babası, ailesi, çocukları, umutları, hayalleri, ahlakları, şerefleri yok! Ünlülerin sağlık sorunları, her şeylerini kaybetme ihtimalleri de yok! Hadise de soruyor işte "Biz insan değil miyiz?" diye. Bu tabloya göre konuşursak, maalesef değilsiniz. Ya birlik olur tam da şimdi topluca ses çıkarırsınız ya da Murat Boz'un başına gelen yarın hepinizin başına gelir. Murat'a sahip çıkmazsanız, derneğinizle, yapımcınızla, sesinizle yan yana gelip bu konuda tavrınızı koyup Murat'ın hakkını kendi hakkınızmış gibi aramazsanız evinizde bile rahat oturamazsınız. Bu ipin ucunu da kolay kolay yakalayamazsınız, benden söylemesi.