Adana'da, Ova Mahallesi 44292 sokakta, bu sabah gazete dağıtımı yapan Kadri Bağdu'nun yanına yaklaşan 2 kişi tabanca ile ateş edip kaçtı. Kafasından vurulan Bağdu, kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Yapılan otopside Kadri Bağdu'ya arkasından ateş edildiği, kurşunlardan ikisinin kafasına, birinin boynuna, birinin omzuna, birinin de eline isabet ettiği anlaşıldı. Olay yerinde 7.65 çaplı 2 boş kovan da bulundu.
DHA'nın haberine göre, olay yerinden ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan Kadri Bağdu ameliyata alınmıştı. Bağdu'ya saldırıyı öğrenen yakınları ile DBP İl Başkanı Uğur Bayrak hastaneye gelerek yaralının sağlık durumu hakkında bilgi aldı.
Olayı araştıran polisin bir görgü tanığına ulaştığı, bu görgü tanığının, bisikleti ile gazete dağıtımı yapan Kadri Bağdu'nun ara sokaktan çıktığı anda, motosikletle gelen kasklı saldırganın tabancasını arkasından ateşlediğini söylediği öğrenildi.
Avukat Vedat Özkan’ın verdiği bilgiye göre bugün saat 08.30 sularında Adana’da Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı Ova Mahallesi’nde Azadiya Welat gazetesini dağıtan Kadri Bağdu’ya bir motosikletten ateş açıldı. İki kişi oldukları iddia edilen yüzleri maskeli saldırganlar, Bağdu’ya 6 el ateş etti. Sekiz çocuk babası olan 48 yaşındaki Bağdu, Acıbadem Hastanesi’ne kaldırıldı. Kurşunlardan ikisinin kafasına, üçünün de vücuduna isabet ettiği belirtilen Bağdu ameliyata alındı ancak, kurtarılamadı.
Avukat Özkan, bu saldırının Kobani gösterilerinin bir devamı şeklinde, IŞİD’le bağlantılı çetelerce gerçekleştirilmiş olabileceğini iddia etti. Bağdu’nun 15 yıldır Kürt gazetelerinin dağıtımcılığını yaptığını ve Adana kamuoyu tarafından yakinen bilindiğini kaydeden Özkan, şöyle devam etti:
“Ova Mahallesi’nde gündüz vakti abone olan evlere gazete dağıtırken, bir motosikletteki iki kişi tarafından ateş açılıyor. Bunun tamamen IŞID çeteleri tarafından organize, hedef gözetilerek ve kasıtlı yapıldığını düşünüyoruz. Bizim tahminimiz, Kobani olayları nedeniyle olduğu yönündedir. Bu işi yapanlar, 3-4 gündür devam eden Kürtlere yönelik saldırıları yapanlarla aynıdır. Savcılıkla görüştük. Ne bir gözaltı ne de olayın aydınlatılmasına yönelik ciddi bir çaba var. Olayın olduğu noktada kamera yoksa bile geçiş güzergahında olması gerekir. İstenirse failler iki saat içinde yakalanabilir. Yakalanmaları, bu işin devletin koruma altında yapıldığını gösteriyor.”