TBMM Genel Kurulunda Türk askerinin Azerbaycan'daki görev süresinin 1 yıl uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi kabul edildi.
İYİ Parti İstanbul Milletvekili Abdul Ahat Andican, Zengezur Koridoru açıldığında Rus sınır muhafızlarınca kontrol edileceğini; böylece Rusya'nın sadece Karabağ'ı kontrol etmekle kalmayacağını, Türk dünyasının ezeli ve ebedi hayali olan kara sistematiği üzerinden birleşmeyi sağlayacak geçidi de kontrol edeceğini söyledi.
Zengezur Koridoru'nun bugün çok uluslu, dolayısıyla da çok bilinmeyenli bir denklem haline dönüştüğünü belirten Andican, Türkiye'nin bu konuyu iyi değerlendirmesi ve dikkatli takip etmesi gerektiğini ifade etti. Andican, "Ermenistan, bu konuyu devamlı yokuşa sürecek, bu konuyu kabul etmeyecek ve Rusya da bölgedeki kontrolünün devam edebilmesi için böyle bir koridorun açılmaması yönünde açıktan açığa olmasa da bu konuya destek verecek. Türkiye olarak oturup bu meseleyi bu şekilde görerek, üzerinde stratejik değerlendirmeler yapmakla ancak çözüm bulabiliriz, hamasi zafer nutuklarıyla değil." şeklinde konuştu.
Türkiye'nin, Ermenistan'ın Azerbaycan'a saldırması nedeniyle kapattığı sınır kapılarını anımsatan Andican, iktidarın, bu kapıları Zengezur Koridoru'nun açılması halinde açacağını bildirmesi gerektiğini savundu.
İYİ Partili Andican, partisinin tezkereye "evet" oyu kullanacağını bildirdi.
MHP Erzurum Milletvekili Kamil Aydın, Osmanlı-Rus harbi sonrası emperyalist devletlerin desteğiyle kurgulanan "Büyük Ermenistan" hayalinin zaman zaman Türkiye sınırları içerisinde, son zamanlarda ise dost ve kardeş ülke Azerbaycan'ın egemenliğindeki bölgelerde yeniden hortlatılmaya çalışıldığına tanıklık ettiklerini belirtti.
Aydın, bu hayalperest anlayışın bir yansıması olarak Karabağ bölgesinin işgal edildiğini ancak Azerbaycan'ın kahramanca verdiği mücadelenin ardından işgal altındaki topraklarını özgürlüğe kavuşturduğunu vurguladı.
HDP Mersin Milletvekili Rıdvan Turan, tezkerelerin Türkiye'ye olumsuz faturalar çıkarttığını, Türkiye'nin geçmişte güçlü bir ülke imajı olduğunu ancak son dönemlerde askeri çözümleri çağrıştıran yöntemler nedeniyle bu saygınlığının zedelendiğini ileri sürdü.
Din ve mezhep ağırlıklı sorun çözme yöntemlerinin Türkiye'nin "model ülke" olma düşüncesini bertaraf ettiğini ileri süren Turan, Türkiye'nin sorunların çözümüne diyalog ve barış yöntemlerini kullanarak bakması gerektiğini söyledi.
CHP İstanbul Milletvekili Yunus Emre ise tezkereye "evet" oyu vereceklerini ancak Azerbaycan ve Kafkasya'ya yaklaşımda bazı sorunların olduğunu söyledi.
Emre, "Türkiye'de sık sık bir hata yapılıyor. İç politika mülahazalarıyla Azerbaycan'ın başarılarını, Azerbaycan'ın şehitlerini, tarihsel mücadelesini ne yazık ki olduğundan küçük gösteren ve Türkiye'nin katkısını çok ön plana çıkaran bir yaklaşım tarzı ortaya koyuluyor. Biz bunu doğru bulmuyoruz." ifadesini kullandı.
Türk yetkililer ile Rus yetkiler arasında Türk-Rus mutabakatına ilişkin farklı açıklamaların yapıldığını dile getiren Emre, "Rusya ısrarla Türkiye'nin gözlemci olduğunu söylüyor. Türkiye ise ateşkes ihlallerini engelleyeceğine yönelik bir misyonunun olduğunu açıklıyor. Ancak görebildiğimiz kadarıyla bizim misyonumuzun ateşkes ihlallerinin engellemek gibi bir işlevi yok." dedi.
Nahçıvan'ın yüz yıldır kuşatılmış durumda olduğuna dikkati çeken Emre, Zengezur Koridoru'nun açılmasının Nahçıvan'ı bu kuşatmadan kurtaracağını belirtti.
Zengezur Koridoru'nun hem Türkiye için hem Azerbaycan için ayrıca önem teşkil ettiğine işaret eden Emre, "Bu koridor olmazsa Nahçıvan İran'ın imkanlarına bağımlı kalacak. Azerbaycan'ın stratejik kaynaklarının dünyaya açılmasında İran ve Gürcistan öne çıkıyor ve Nahcivan burada geri kalıyor. Zengezur Koridoru bu açıdan da çok önemli." şeklinde konuştu
AK Parti İstanbul Milletvekili Volkan Bozkır, dost ve kardeş Azerbaycan'ın Türkiye için özel bir anlamı olduğunu söyledi.
Ermenistan'ın Dağlık Karabağ'ı işgal ederek 30 yıl hukuka aykırı bir şekilde kontrolü altında tuttuğunu anlatan Bozkır, "Azerbaycan halkı topraklarını terk ederek kendi topraklarında kaçkın durumuna düştü. AGİT Minsk Grubu bu işgalin son bulması için somut bir adım atamadı. Ermenistan bundan cesaret alarak yeni saldıralar gerçekleştirdi. Acı ve yıkımlara neden oldu." dedi.
Azerbaycan'ın haktan ve hukuktan ayrılmadığını, Ermenistan'ın saldırılarına ilk başta karşılık da vermediğini anlatan Bozkır, "Azerbaycan haklı mücadelesinde ahlaki üstünlüğünü elden bırakmayarak topraklarını işgalden kurtardı." ifadesini kullandı.
Türkiye'nin her koşulda Azerbaycan'ın yanında olduğunu vurgulayan Bozkır, Türkiye'nin bu duruşunun devletin ve milletin tarihsel refleksinin bir göstergesi olduğunu, dün ve bugün olduğu gibi yarın da Azerbaycan'ın yanında olacaklarını kaydetti.
Bozkır, bölgede barış odaklı girişimleri çok boyutlu biçimde takip ettiklerini belirterek şöyle devam etti:
"Kuşkusuz, yıllar süren haksız işgalin acıları unutulamaz. Ancak gün, geleceğe bakma, yaraları sarma ve dünden çok daha iyi durumda bir bölge yaratma günüdür. Azerbaycan'ın bu yöndeki çalışmalarını güçlü bir şekilde desteklemekteyiz. Tüm bunların devam edebilmesi için ateşkesin sürdürülebilir, denetlenebilir kılınması önem arz etmektedir. Ortak merkezdeki rolümüzün sürmesini sağlayacak olan önümüzdeki bu karar tam da buna hizmet edecektir. Azerbaycan'ın zaferi sonrasında ortaya çıkan yeni gerçekliğin Güney Kafkasya genelinde arzu ettiğimiz normalleşme sürecini de artık ulaşılabilir hale getirdiğine inanıyoruz.
Bu bağlamda gerek Azerbaycan gerek Türkiye'nin Ermenistan'la ilişkilerinin de normalleşmesi için yapıcı bir yaklaşım benimsedik. Samimi adımlar attığı takdirde Ermenistan'la iyi komşuluk ilişkileri içinde olmaya hazırız. Bu konuda Azerbaycan'la yakın istişare içinde hareket etmekteyiz. Aradığımız şey, Ermenistan'dan sözlerde de davranışlarda da iyi niyettir. İşgal döneminde döşedikleri mayın haritalarını tam ve doğru olarak Azerbaycan'a teslim etmesi için Ermenistan'a tekrar çağrıda bulunuyoruz. Daha önce Azerbaycan'a teslim edilen mayın haritalarının doğruluk oranının maalesef alt seviyede olduğunu öğrendik. Bu süreç olumlu gelişirse bölge kazanır. Ancak Ermenistan'ın ülkemizle imzaladığı protokollerin akamete uğramasına neden olan tavrını ve yaklaşımını da sürdürmemesi gereklidir."
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, dış politikada sıkça kullanılan "dost ve kardeş ülke" tanımının Türkiye'nin Azerbaycan'la olan ilişkilerini tarif etmek için yeterli olmadığını belirtti.
Destici, "Azerbaycan'da yaşayan kardeşlerimizin bizim için Türkiye'nin herhangi bir vilayetinde yaşayan vatandaşlarımızdan hiçbir farkı yoktur, olmamıştır, olmayacaktır. Biz milletimizle, büyük Türk dünyasıyla ilgili hiçbir konuya, günlük, politik ya da konjonktürel gözlüklerle bakmadık. Hep samimiydik, hep samimi olacağız." değerlendirmesini yaptı.
Batı'nın yaklaşımını eleştiren Destici, "Batı'nın bize dayattığı anlamıyla diplomasi; hukuksuzluğun, işgalin, cinayetlerin, katliamların, soykırımın önüne geçememiş, yaşanan korkunç hadiseleri engellemek bir yana sadece bu durumu kalıcılaştırma fonksiyonunu ifa etmiştir." diye konuştu.
Konuşmaların ardından Türk askerinin Azerbaycan'daki görev süresinin 1 yıl uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi.
Tezkere görüşmelerini MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de Genel Kurul'daki yerini alarak izledi.
Tezkereye, grubu bulunan partilerden sadece HDP "hayır" oyu verdi.