Aziz Kocaoğlu: Erdoğan sloganları yüzünden töreni terk ettiğim iddiasını şiddetle reddediyorum!

Aziz Kocaoğlu: Erdoğan sloganları yüzünden töreni terk ettiğim iddiasını şiddetle reddediyorum!

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, kentin raylı sistem ulaşımının Selçuk'a uzatılması projesinin belediye tarafından geliştirilmesine rağmen, hükümet tarafından kendisinden “gizli” programlanan açılış töreninde kürsüyü ve tören alanını terk etti. Başbakan Binali Yıldırım'ın da yer aldığı törende Kocoğlu, alana gelen AKP'lilere “adam olun” diye tepki gösterdi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Çevre, Şehircilik ve Ulaştırma Bakanlığı'yla yarı yarıya ortaklık formülüyle yaşama geçirdiği İZBAN hattının Selçuk'a uzatılmasına ilişkin törende konuşmaya başlayacakken kendisine laf atılan, ardından “Recep Tayyip Erdoğan” sloganlarının dinmesini bekleyen Kocaoğlu, uzun süre durakladı. Sloganların dinmemesi üzerine Kocaoğlu, AKP'lilere “adam olun” diyerek, şu konuşmayı yaptı:

“Bu projenin fikir babası da, uygulayıcısı da, anası da babası da İzmir Büyükşehir Belediyesi'dir. Sayın Başbakan'a sorun. Ayıptır, ayıp! Bu yaptığınız 40’ı geçti. Ben Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşıyım. Ben sizlerin oylarıyla, yüzde 56 oy almış belediye başkanınızım. Siz nezaket kuralları içinde beni dinlemek zorundasınız. Bu proje Sayın Başbakanımız kadar benim projemdir. Buna göre davranılması ve adam gibi durulması gerekmektedir. Adam gibi durmaya, adam olmaya çağırıyorum.”

Kocaoğlu, bu sözleri söyleyerek kürsüyü ve tören alanını terk etti. Ardından kürsüye çıkan Yıldırım, “Başkan niye sinirlendi anladınız mı? Demek ki Recep Tayyip Erdoğan sevgisine hala tahammül edemeyenler var. Aziz Başkan’ın şekeri var. Birden şekeri çıktı vitesler attı. Ama öfke onun olsun, sevgi bizim olsun” diye konuştu.

Kocaoğlu: Programı basından öğrendim

Törenin ardından açıklama yapan Kocaoğlu, projeyi yerel yönetimin geliştirdiğini, bakanlıkla ise yüzde 50 ortak olmalarına karşın Selçuk'taki programı basından öğrendiklerini kaydetti. Yine de bunu gündem yapmak istemediklerini kaydederek, kürsüye çıktığında bazı gruplar tarafından yuhalandığını, “in aşağı” ve “konuşma” gibi seslerin yükseldiğini, hatta yuhalandığını dile getirdi.

Yıldırım dahil hiçbir AKP'li yöneticinin bu grupları susturmaya yeltenmediğini vurgulayan Kocaoğlu, “Diğer taraftan da Sayın Cumhurbaşkanı'na tezahürat yapıldı. Ben bu tezahürata tepki göstermedim, göstermem de. Bu, benim kişiliğimle bağdaşmaz. Ama Sayın Başbakan, sanki orada yokmuş ve bana yapılan o sataşmaları duymamış gibi, benim tepkimi Sayın Cumhurbaşkanı'na yapılan tezahürata bağladı ki, bunu şiddetle reddediyorum. Sayın Başbakan'a yakıştıramadım” dedi.

Cumhuriyet’ten Hakan Dirik’in haberine göre, Kocaoğlu, şunları söyledi:

“Biz Sayın Başbakan'ın 8 Eylül'de İzmir'e geleceğini ve İZBAN'da Selçuk'tan trene binip hattı açacağını basından öğrendik. Bu projenin yüzde 50 pay ortağı olmamıza rağmen. Bugüne kadar birlikte çalışmamıza, birlikte planlamamıza rağmen, bu programda bize ortak çalışma zemini yaratılmadı. Daha sonra TCDD Genel Müdürü beni arayarak programın henüz belli olmadığını söyledi. 8 Eylül'de, yani bugün, tören günü İzmir Valiliği'nden program elimize ulaştı. Bu çerçevede Sayın Başbakan'ı havaalanında karşılayıp Selçuk'taki programa geçtik. Uzun süredir İzmir'le bir siyasi gerginlik yaşanmasına rağmen ben Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan ya da bakanları karşılıyorum. Kenti ilgilendiren törenlere de katılıyorum. Buradaki amaçlarının ne olduğunu bilmiyorum. Ama seçilmiş bir belediye başkanı, bir siyasetçi olarak duruşumla, davranışımla böyle bir tavrı hak etmediğime inanıyorum. Orada her seferinde taraftarlarını getirenlerin, bir belediye başkanının yuhalanmayacağını kalkıp söylemeleri gerekirdi. Bunu hiç bir AKP'li siyasetçiden görmedim. Tören sırasında bağırıp çağıranları kimse susturmaya çalışmadı bile.Bunu da çok yadırgadım. Herkes geçtiğimiz yıllarda İzmir Enternasyonal Fuarı açılışında, Açıkhava Tiyatrosu'nda yaşananları hatırlayacaktır. O zamanın Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün'e protesto olunca, ben kürsüye fırlayıp herkesi susturmuş ve Sayın Bakan'dan özür dilemiştim. Ondan sonra bir daha böyle bir olay yaşanmaması için elimden gelen azami gayreti gösterdim ve böyle bir olayı bir daha yaşatmadım. Devlet adamlığı, siyasetçilik budur; konuğuna, ortağına, devlet büyüğüne nasıl davranılacağını göstermektir."