DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, muhalefetin ortak adayının parlamenter sisteme geçişle alakalı yol haritasının altına imza atması gerektiğini söyledi. Babacan, demokrasi vurgusu yaparak "artık hiç kimsesinin dindar insanların son yıllarda elde ettikleri kazanımları ellerinden alamayacağını" belirtti.
Ekonominin düzelmesinde hukukun üstünlüğüne vurgu yapan Babcan, "Hükûmet on tane Nobel ödüllü iktisatçıyı getirsin, yönetemezler. Çünkü her gün hukukun hiçe sayıldığı bir ülkede ekonomiyi düzeltemezsiniz" diye konuştu.
Babacan, Haber Global"de gazeteci Candaş Tolga Işık'ın sorularını yanıtladı.
Babacan şu ifadeleri kullandı:
“İster kendi adayımızı çıkaralım ister bir grup siyasi parti olarak bir aday üzerinde mutabık kalalım; bizim cumhurbaşkanı adayımızın parlamenter sistemi sonuna kadar desteklemesi lazım. Parlamenter sisteme geçişle alakalı yol haritasının altına imza atması lazım. Geçiş süreciyle ilgili şöyle bir risk var: Ne kadar parlamenter sistem istiyorum dese de o koltuğa bugünkü sistemin yetkileriyle oturacak. Özü sözü bir insan değilse ya da güç kullanımının başını döndürme ihtimali olan bir insan olursa o zaman iş çok zor. Tam tersine, seçilen cumhurbaşkanı parlamenter sisteme geçmenin önünde büyük bir takoz olabilir. Kişi çok önemli.”
“Adına ister geçiş süreci ister yol haritası diyelim. Yeni sisteme nasıl bir takvim içerisinde ve hangi aşamalarda geçileceğinin önceden konuşulması ve siyasi partiler arasında uzlaşılması lazım. Aksi halde Türkiye başkanlık sisteminden hiç çıkamayacağı kısır bir döngünün içine girebilir. Çok akıllı ve hassas yürütülmesi gereken önümüzde birkaç yıllık süre var. Bir yol kazasına izin verilmemesi lazım.”
“Cumhur ittifakına hayır diyoruz. Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi"ni savunan, başkanlık sistemini daha da derinleştirmek için anayasa değişikliğine hazırlanan, hukuku hiçe sayan, Türkiye"deki özgürlük ortamını bu hale getiren bir ittifakta yer almamız mümkün değil. Parlamenter sistem istiyorum diyen siyasi partilerle diyalog içerisindeyiz.”
“Bu ülkede artık hiç kimse dindar vatandaşlarımızın son yıllarda elde ettikleri kazanımları ellerinden alamaz. O dönemler kapandı. Bu toplum buna izin vermez. Yeter ki demokrasi diri ve ayakta olsun.”
“Ekonominin çok daha güçlü olduğu bir dönemde sosyal yardımlar ve destekler güçlü ve adil bir şekilde devam eder. Daha fazla olur. Kimsenin kuşkusu olmasın. Vatandaşlarımız daha kolay iş bulacağı için vatandaşlarımız sosyal yardıma, desteğe ihtiyaç kalmadan hayatını kazanır.”
“Biz özgürlükçü, sonuna kadar demokrasiyi savunan bir siyasi partiyiz. İnsan haklarının ülkemizde evrensel standartlara göre mutlaka tam olarak yaşatılmasını savunuyoruz. Ekonomide kural bazlı, hukuka dayanan bir modelin önemini savunuyoruz. Sosyal politikalarımıza baktığınız zaman sosyal demokrat bir duruş görebilirsiniz. Özel sektörün ürünü ve hizmeti rekabet içerisinde daha ucuza üretmesini teşvik eden bir altyapıyı da destekliyoruz. Bizim duruşumuzu herhangi bir klasik, geleneksel sıfatlarla tanımlamak mümkün değil.”
Babacan, “Ekonominin anahtarı tekrar size verilse ilk ne yaparsınız” sorusunu ise şöyle yanıtladı:
“O anahtarı reddederim. Çünkü Türkiye"nin ekonomisi sadece ekonomi yönetimiyle düzelmez. Öncelikle sapasağlam bir hukuk zemini lazım. Demokrasiye, insan haklarına, özgürlüklere inanan bir yönetim anlayışı lazım. Bugünkü hükûmet on tane Nobel ödüllü iktisatçıyı getirsin, yönetemezler. Çünkü her gün hukukun hiçe sayıldığı bir ülkede ekonomiyi düzeltemezsiniz.”
“Partimiz çok açık bir şekilde Türkiye"nin Avrupa Birliği standartlarına ulaşmasını destekleyen bir parti. Gençlerimiz harıl harıl o ülkelerde yaşamak istiyorsa, Türkiye"nin o standartlara ulaşması için gayret göstermesi lazım.”