Babacan: Bir ülkede 1,5 milyon insan terörle suçlanıyorsa devlet vatandaşıyla kavga ediyor demektir

Babacan: Bir ülkede 1,5 milyon insan terörle suçlanıyorsa devlet vatandaşıyla kavga ediyor demektir

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin hazırladığı "Silahlı Terör Örgütü Yargılamalarının Geldiği Vahim Tablo" açıklamasını paylaşırken, "Bir ülkede 1,5 milyon insan terörle suçlanıyorsa devlet vatandaşıyla kavga ediyor demektir" dedi.

Babacan, Twitter hesabından paylaştığı mesajında, Türkiye'de 1,5 milyondan fazla insanın terör örgütü üyeliğinden yargılandığını belirtirken, şu ifadeleri kullandı:

"Bu tablo utanç verici. Bir ülkede 1,5 milyon insan terörle suçlanıyorsa devlet vatandaşıyla kavga ediyor demektir. Yeter artık davalarla, KHKlarla halkı sindirmeye çalışmayın."

"Bu hukuksuzluklara bir an evvel son verilmeli!"

DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu'nun hazırladığı açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Adalet Bakanlığı bugün, Adalet İstatistikleri 2020 verilerini kamuoyu ile paylaşmıştır. İstatistiklere göre cumhuriyet başsavcılıklarınca 2020 yılında TCK’nın 314. maddesinden yani Silahlı Terör Örgütü Suçundan 208 bin 833 adet karar verilmiştir. 2016 yılından itibaren bu sayılar dikkate alındığında, 2016-2020 arasında cumhuriyet savcılıkları silahlı terör örgütünden toplamda en az 1 Milyon 576 Bin 566 adet soruşturma başlatmıştır.

"Bu istatistikler, 15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra silahlı terör örgütü yargılamalarının çok büyük bir ekseriyetinin ne kadar hukuksuz olduğunun en bariz ispatıdır. Söz konusu sayıların bu kadar yüksek olması, siyasetin baskısı neticesinde Yargıtay’ın ceza hukukunun en temel kurallarını yok sayan içtihatları doğrultusunda açılan soruşturmaların suç işleme kastı olmayan, örgütün nihai hedeflerinden bihaber olan ve herhangi bir suça iştirak etmemiş masum kişilere kadar sirayet etmiş olmasından kaynaklandığı açıktır.

"Silahlı terör örgütü yargılamaları hukuk devleti ilkelerini zedelemekte, AİHM içtihatlarına tamamen aykırı bir şekilde yürütülmektedir. Ne yazık ki yargı, Yargıtay ve kısmen de Anayasa Mahkemesi bu hukuksuzluklara engel olamamakta, aksine hukuku ayak bağı olarak gören iktidarın korku coğrafyasında onun politikalarına alet olmaktadır.

"Yaşanan adaletsizlikler karşısında siyasetçilerin, hukukçuların ve kamuoyunun büyük bir kısmı da kulaklarını tıkamakta ve gözlerini kapatmaktadır. Ancak bu yargılamaların toplumda etkisi çok uzun yıllar sürecek travmalar meydana getirdiği gerçeği, ileriki zamanlarda çok daha hissedilir olacaktır.

"Bu yüzden zaman adaleti konuşma, silahlı terör örgütü üyeliği yargılamalarındaki adaletsizliklere son verme zamanıdır. Türkiye’nin acilen hukuka ve hukuk devleti ilkelerine dönmesi şarttır."