Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Türkiye Varlık Fonu ve Katar Yatırım Otoritesi arasında Borsa İstanbul'un yüzde 10'luk payının satışı için imzalanan mutabakat anlaşmasını eleştirerek "Dün Varlık Fonu aracılığıyla Katar’a satış mutabakatı anlaşması yapmışlar. Hiçbir bilgi yok. Bu sizin kendi hisseniz değil. Kendi tapulu mülkünüz değil, eğer bir alışveriş varsa bu ülkenin her bir vatandaşının hakkı olan şeyleri, siz alıyor satıyorsunuz orada. Niye açıklamıyorsunuz? Doğru, hesaptan kaçmaz" dedi.
Konya'da partisinin il kongresinde konuşan Babacan, hükümetin Koronavirüs salgınına karşı yürüttüğü politikayı sert bir dille eleştirdi. Aşı siparişinde geç kalındığını belirten Babacan, "Ekonomiyi batırdıkları için, piyasa daha da durgunlaşır diye korktuklarından, sağlıkla ilgili tedbirler konusunda da gerekli adımları zamanında atmadılar. Maalesef önlemler konusunda olduğu gibi aşı konusunda çok geç kalındı. Sebebini açıkça söylemek lazım, Hazine'yi boşaltmış olmaları" diye konuştu.
Babacan özetle şunları söyledi:
"Açıklanan sayı, Amerika ve Hindistan’ın hemen ardından Dünya'da 3'üncü olduğumuzu gösteriyor. Avrupa’da ise birinciyiz. Daha evvel çokça 'Hayırlı hiçbir göstergede rekor kıramıyoruz' demiştim ya maalesef yine işte böyle bir kötü listenin başlarındayız. Son iki günde tekrar hasta tanımını değiştirdiler. Bu seferde sadece hastanelerde yatanlara, hasta demeye başladılar. Anlıyoruz ki bugünü dek tabloda açıkladıkları hasta sayıları da gerçeği yansıtmıyor."
"Bir diğer konu, yapılan test sayısının azlığı. Dünyada vaka sayısının en yüksek olduğu ilk 10 ülkeye baktığımızda, ülkemizde 17 milyon 733 bin Test sayısı ile, en düşük sayıda test yapılan ülke durumundayız. Nüfusu bizden az olan İngiltere’de 1 milyon kişiye 620 bin test düşerken biz de 1 milyon kişiye 209 bin test düşmüş, yani 3’te 1. Şimdi de semptom göstermeyenleri test uygulanmıyor. Yani, az test yaptıkları için daha az vaka tespit ediliyor. Açıkladıkları bu 28-29 bin vakanın içinde semptom göstermeyenler yok. Çünkü, onlara test yapılmıyor. Tarama yapılmadan, semptom göstermemesine rağmen pozitif olanlar tespit edilmeden, yayılımı nasıl önleyeceksiniz? Böyle sağlık yönetimi olur mu?"
"Bugünkü yönetim teste de maalesef başarısız, hatta ayrımcılık diyeceğimiz uygulamalarda var. Sayın Erdoğan kendisi ile görüşecek kişilerin, hatta kendisinin toplantısına katılacak her bir kişinin mutlaka bir testini istiyor. Ama bizler yani vatandaşlarımız hastayla yakın teması bile olsa, eğer semptom göstermiyorsak devlet hastanelerinde test yaptıramıyoruz. Test yapmayınca da hastalığı sanki gizleyebileceklerini zannediyorlar. Hastalık gizlenmez, devlet olmanın sorumluluğu tam tersine gerçeği ortaya koymaktır.Tablonun bu denli ağır olmasının tek sebebi kötü yönetim başka bir şey değil."
"Ekonomiyi batırdıkları için, piyasa daha da durgunlaşır diye korktuklarından, sağlıkla ilgili tedbirler konusunda da gerekli adımları zamanında atmadılar. Maalesef önlemler konusunda olduğu gibi aşı konusunda çok geç kalındı. Sebebini açıkça söylemek lazım; hazineyi boşaltmış olmaları. Kalkınmış batılı ülkeler tarafından şimdiden satın alınan ve rezerve edilen aşılar var. Amerika’da ve Almanya’da Aralık sonuna doğru aşılama başlayacak. 55 milyonluk İngiltere’de toplam 145 milyon dozluk siparişi verilmiş durumda. Biz ise henüz risk gruplarına mevsimsel grip aşısını bile yaptıramamış durumdayız. Bu hastalığa karşı bağışıklık kazanmamız gerekiyor. Uzmanlar bunun için en az 100 milyon doz aşıya ihtiyacımız olduğunu söylüyor. Kendi hekimlerimizin geliştirdiği ve tüm dünyanın sipariş listesine girdiği aşıdan ne kadar sipariş verilmiş biliyor musunuz? Sadece 1 milyon. Çin’de daha deneme fazları tamamlanmamış aşıdan ise, 10 milyon sipariş etmişler. Bu aşının etkisi nasıl olacak henüz belli de değil. Daha ne zaman piyasaya sürüleceği de belli değil."
"Hani diyorlar ya 'itibardan tasarruf olmaz' diye. Olur olur, sizin o şatafatlı yazlık, kışlık külliyelerinizden, bilmem kaç uçaklı devlet gezilerinizden bal gibi tasarruf olur. Siz şu kamu ihalesiyle ilgili uygulamaları değiştirin, Avrupa Birliği’nin uyguladığı kamu alımları mevzuatını alın Türkiye’ye taşıyın o zaman nasıl tasarruf yapılırmış öğrenirsiniz. Ama asıl sağlıktan olmaz. Bu milletin her bir ferdinin canından kıymetli bir itibar olamaz."
"İşlerin kötüye gitmemesi için, sorunları düzeltmek için reform yaparsınız. Peki bugünkü hükümet ne anlıyor reformdan anladıkları ile ilgili de ipuçları geldi. Dediler ki 'Cumhuriyet tarihinin en büyük reformunu Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemine geçmektir'. İnanın olanlardan zerre kadar bir ders almak yok. Biz bu reformdan çözüm anlıyoruz, meğer onlarsa reformdan sorunun ta kendisini anlıyormuş."
"DOĞRU HESAPTAN KAÇMAZ"
"Dün Varlık fonu aracılığıyla Katar’a satış mutabakatı anlaşması yapmışlar. Hiçbir bilgi yok. Bu sizin kendi hisseniz değil. Kendi tapulu mülkünüz değil, eğer bir alışveriş varsa, bu ülkenin her bir vatandaşının hakkı olan bir şeyleri, siz alıyor satıyorsunuz orada. Niye açıklamıyorsunuz? Doğru, hesaptan kaçmaz. Ama yapamazlar, devlet yönetimi için gereken tüm bu ilkeleri uzun yıllardır yok ettikleri için, devletin parasını hesapsızca yönettikleri için, şeffaf olamazlar."