Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından afet bölgesine giden DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “Şu andaki sistemde alt düzeydeki bir kamu yöneticisinin istifasının bir anlamı yok çünkü yetki bir kişide toplanmış durumda. Bu sistemde, o bir kişi talimat vermedikçe kimse kılını kıpırdatamıyor. Eğer bir istifa gerekiyorsa istifa etmesi gereken bir kişi var" diyerek Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a eleştirilerde bulundu. Babacan, "Suçu kimseye yıkmasın. Zaten istifa etse de etmese de millet ilk seçimde görevden alacak. 'Olmadı' diyecek" ifadesini kullandı.
Babacan, “2 Mart’taki toplantıda liderlere cumhurbaşkanı adayı önerisi sunacak mısınız” sorusuna, “Biz Sayın Karamollaoğlu’nun ziyaretinde, partimizin ilk etaptaki tutumunu ilettik. Çünkü biz birkaç etaptan oluşan bir tutum silsilesi belirledik. İlk etaptaki tutumumuzu kendisine ilettik. Ama bu görüşmeler nihayete erene kadar bu ara pozisyonların tartışılması işin tabiatı gereği çok doğru değil. Umarız ki bu kararlar da zamanlıca verilir” diye yanıt verdi.
Babacan Gazete Duvar'dan Ceren Bayar ve Serkan Alan'ın sorularını yanıtladı. Deprem bölgesindeki vatandaşların, “İlk 48 saat ne oldu? Neden kimse harekete geçmedi? Gönüllüler neden AFAD tarafından organize edilmedi? Silahlı kuvvetler personeli, madenciler neden harekete geçirilmedi? İnsanlar enkaz altında can çekişirken iş makineleri niye mobilize edilmedi? İlk 48 saat ne beklendi, kimden talimat beklendi? Mesela Milli Savunma Bakanı’na sormak lazım; o sabah TSK personelinin harekete geçmesi için talimat verdi mi, talimat aldı mı? Talimat almasına gerek olmadan da talimat verebilir değil mi” sorularını yönelttiğini aktaran Babacan, “O 48 saate çok iyi eğilmek lazım” dedi.
Babala’nın kurucusu Oğuzhan Uğur ile AHBAP derneğinin kurucusu Haluk Levent’in ön plana çıkmasına iktidarın dayanamadığını söyleyen Babacan, “Böyle çalışan zihinle bunun yaraları sarılmaz. Merkezi hükümet tek başına bu işin altından kalkamaz. Mümkün değil. Bunu paylaşarak yapmak zorundalar” yorumunda bulundu.
Babacan, HDP’nin yardım organizasyonlarını yürüttüğü kriz koordinasyon merkezlerine kayyım atanmasıyla ilgili olarak da şunları kaydetti:
“Malatya’nın Doğanşehir ilçesine gittim, Cumhuriyet Örnek Köyü var, Alevi vatandaşlarımızın yoğun yaşadığı bir köy. Oradaki cemevini depo haline getirmişler. Türkiye’den ya da yurtdışından yardımlar geliyor. En uzak köylere kadar dağıtılmasını sağlayan bir merkez kurmuşlar. İlk şikayetleri, gelen yardım tırlarına el konulması oldu. 'TIR Almanya’dan gelmiş de o TIR'ı gönderen de bilmem neymiş'. Böyle bir şey olur mu? O da insan, o da insan. Terörle, terör örgütleriyle mücadele edeceksen et. Bugün Meclis’te grubu bulunan, başkanvekili olan bir parti var. O başkanvekili söz vermeden konuşamayan iktidar partisi milletvekilleri var. Meclis’te yan yana oturmuyor musun o partinin milletvekilleriyle? Siyaset yapmak bu değil de ne? HDP organize ediyorsa buna engel olmak ne demek? Yardım eden de insan, yardıma ihtiyacı olan da insan. Çekil aradan. Eğer araya giriyorsan işte bu siyaset yapmaktır.”
Babacan, AKP üyesi ve eski TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın, seçimlerin tarihinin ertelenmesi çağrısıyla ilgili de şöyle dedi:
“İlk iki hafta bu tartışmanın içerisine girmek ya da bu tartışmayı başlatmayı açıkçası ayıp bir şey olarak gördük. Sorulmadıkça bu konuda bir şey söylemedik. Gel gelelim seçim tartışmasının başlatılması iktidar tarafından oldu. Parti bünyesindeki insanlar değil mi bu açıklamaları yapanlar? Söyleyin sussunlar o zaman. Ya da hemen açıklama yapın ve susturun. Muhalefet partilerinden bir şey çıkmadı ki, iktidar partisinden bu tartışma çıktı. Altılı Masa’nın son toplantısından sonraki açıklamamıza bakın. Oradaki açıklamada seçimin adı bile geçmiyor. Doğru değil çünkü. Ama hükümet bu tartışmayı başlattı. Sorulduğu zaman ben ne dedim? “Anayasa hükümleri açık. Gereği neyse yerine gelir.”
Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın süreç içerisindeki muhalefeti hedef alan açıklamalarıyla ilgili olarak da, “Bunlar eleştiri değil, kin, nefret ve hakaret. Okuduğu metnin ya da prompterın dışına çıktığı anda hemen öfke, hakaret ve tehdit. Metni yazan arkadaşlar muhtemelen bu işin vahametini biliyor, metne bunları koymuyorlar ama metnin dışına çıktığı zaman içindekini dışarıya vuruyor. Şu anda insanlar ‘Çadır yok’, ‘Gıdanın ulaşmadığı yerler var’ diyorsa bu vatandaşın feryadı. Muhalefet partileri de bu feryadı tabii ki dillendirecek. Aslında bu hakaretleri muhalefete değil, milletin kendisine. Yardım feryadında olan herkese hakaret etmiş oluyor. Bulunduğun makam hakaret ve şikâyet etme makamı değil. Bulunduğun makam ihtiyacın gereğini yerine getirme makamı. Onun için oradasın. Bu millet onun için seçti” diye konuştu.
İktidar temsilcilerinden, muhalefetin eleştirilerine dair, “not alıyoruz” açıklaması hakkında da konuşan Babacan, “Bizim epey bir kalın not defterimiz var. Günü gelince bunların hepsinin gereği yerine gelecek” dedi.
“Şu andaki sistemde alt düzeydeki bir kamu yöneticisinin istifasının bir anlamı yok çünkü yetki bir kişide toplanmış durumda” diyen Babacan, şöyle devam etti:
“Bu sistemde, o bir kişi talimat vermedikçe kimse kılını kıpırdatamıyor. Eğer bir istifa gerekiyorsa istifa etmesi gereken bir kişi var. Yoksa zaten yetkisi olmayan, gücü olmayan, sorumlusu olduğu kurumla ilgili bilgisi, becerisi olmayan insan istifa etse ne istifa etmese ne? Şu anki yönetim sisteminde istifa müessesinin bir anlamı yok. Bütün yetki, sorumluluk bir kişide. İstifa edilmesi gerekiyorsa bir kişinin yapması gereken iş. Suçu kimseye yıkmasın. Zaten istifa etse de etmese de millet ilk seçimde görevden alacak. ‘Olmadı’ diyecek. ‘Bütün yetkiyi üzerine aldın ve yapamadın’ diyecek. İstifaya gerek yok, en güzeli milletin seçim günü görevden alması.”
Babacan, afetin aşılmasıyla ilgili bir çalışma grubu oluşturacaklarını belirterek, “hükümete tavsiyeler, yapılması gerekenler” diye bir rapor hazırlayacaklarını ifade etti.
Babacan, Altılı Masa’nın bundan sonraki çalışmalarıyla ilgili de şu bilgileri aktardı:
“Son toplantımız deprem gündemliydi. Artık bundan sonra yapacağımız toplantı rutin bir toplantı olacak. Deprem yine çok önemli bir gündem maddemiz olmaya devam eder. Sayın Temel Karamollaoğlu her toplantıdan önce olduğu gibi gündemi bizlerle istişare etmek üzere bir tur yapacak. Gündemde hem adaylıkla ilgili konular hem de seçim iş birliği modelleri doğal olarak olacaktır. Sayın Karamollaoğlu’nun turunda bu gündemi karşılıklı olarak istişare edeceğiz.”
Babacan, “Siz 2 Mart’taki toplantıda liderlere cumhurbaşkanı adayı önerisi sunacak mısınız” sorusuna, “Biz Sayın Karamollaoğlu’nun ziyaretinde, partimizin ilk etaptaki tutumunu ilettik. Çünkü biz birkaç etaptan oluşan bir tutum silsilesi belirledik. İlk etaptaki tutumumuzu kendisine ilettik. Ama bu görüşmeler nihayete erene kadar bu ara pozisyonların tartışılması işin tabiatı gereği çok doğru değil. Umarız ki bu kararlar da zamanlıca verilir” yanıtını verdi.
Röportajın tamamını okumak için tıklayın.