Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın; Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve kendisi için “O makamlara layık oldukları için gelmediler” açıklamasına yanıt verdi. Babacan, “Liyakatle işbaşına gelmemişiz. İnsanlar da haklı olarak soruyor Erdoğan’a, 'Liyakat sahibi değildi de tam 13 yıl boyunca Ali Babacan’la niye çalıştın' diye. 'Ali Babacan 2009’da istifa mektubunu verdiğinde, 2011’de ayrılmak istediğinde, 2019’da partiden istifa ettiğinde niçin ‘Kal’ diye ısrar ettin adama' diye soruyor insanlar. Bugün devlet yönetiminde ne ortak akıl arayışı var ne de istişare var. İnadına karar alan bir tek kişi var. Başka bir şey yok. Hepsi hikâye. Bakanlıklar da Merkez Bankası da hikâye. Onun için bu ülke, bir krizden bir başka krize geçiyor” dedi.
DEVA Partisi lideri Babacan, bugün İstanbul’da bir dizi etkinliğe katıldı. Erzurumlular İl Derneği ve Arnavutköy Samsunlular Derneği ziyaretleri ve Arnavutköy Çilingir köyü sakinleriyle bir araya gelen Babacan, akşam da partisinin Arnavutköy İlçe Başkanlığı binasının açılışını yaptı.
Burada konuşan Babacan, ekonomik sorunlara değindi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ile kendisi için “O makamlara kendi layık oldukları için gelmediler” açıklamasına yanıt verdi. Babacan, şunları söyledi:
Bakın ülkenin riski, tarihinin en yüksek noktalarından birinde şu anda. Buradan Erdoğan’a tekrar sesleniyorum. 'Şu inadından vazgeç' diyorum. 'Merkez Bankası’nın başına, TÜİK’in başına dürüst, ehil kadroları ata. Karışma şu insanların işine' diyorum. 'Çünkü bilmiyorsun ama bilmediğinin de farkında değilsin' diyorum. Hiç merak etmeyin. Hep beraber daha iyisini yapacağız. Şu son 5 senedir Türkiye’ye yaşatılan bu korku filmini, bu kabusu, bu karabasanı hep beraber sona erdireceğiz ilk seçimde inşallah. Yarının Türkiye’sinin mimarları biz olacağız; sizler olacaksınız. Türkiye’nin özgürlük ve zenginlik hikâyesini hep beraber yazacağız.
Bu hükümet, her kuruşu bizim vergilerimizle finanse edilen TRT'’yi kendi kanalı ilan etti. TRT’de kendinden başka kimseyi göremiyorsunuz. Çıkıp oralarda masallar anlatıyor. Televizyonda konuşuyor da konuşuyor. Çözüm var mı, yok. Hep bahane. 2018’de bu yana tek yetkili, tek imza yetkisiyle Cumhurbaşkanı seçildiğinden bu yana hangi sorunu çözebildi? Artık hiçbir başarıyı üretemiyor. Ne yapıyor? Geçmişte ortak akılla elde edilen başarıları anlatıyor. Bizim dönemi anlatıyor. Ya sen şu son 4 yıllık tek yetkili olduğun dönemi bir anlatsana. Milleti nasıl yoksullaştırdığını bir konuşsana. Geçmişte ortak akılla yapılan ne kadar iş varsa üzerine konuyor ama belli ki, o dönemde o başarılar nasıl elde edilmiş farkında değil. Dürüst ve ehil kadrolarla o başarıların elde edildiğini unutmuş. O dönemde ekonominin nasıl yönetildiğini anlamamış ve unutmuş.
Geçenlerde 'Liyakatle işbaşına gelmedi' diyor. Dinlediniz değil mi TRT’de? Vay vay vay, hâle bak ya. Liyakatle işbaşına gelmemişiz. Tabii insanlar da haklı olarak soruyor Erdoğan’a. 'Ya sen liyakat sahibi değildi de tam 13 yıl boyunca Ali Babacan’la niye çalıştın' diye insanlar soruyor. Yine insanlar Erdoğan’a soruyorlar. Tek yetkili olduğun şu son 4 yıldır, 4 tane Merkez Bankası başkanı değiştirdin. 3 tane Hazine ve Maliye Bakanı değiştirdin. Demek ki işine gelmeyince hemen bakanı değiştiriyorsun. Buradan insanlar soruyor, diyorlar ki, 'Liyakatsiz dediğin Ali Babacan’la tam 13 yıl çalıştın. Niye üçüncü döneminin son gününe kadar Ali Babacan’la çalıştın? Ver bakalım bunun cevabını. Ali Babacan, 2009’da istifa mektubunu verdiğinde, 2011’de ayrılmak istediğinde, 2019’da partiden istifa ettiğinde niçin ‘Kal’ diye ısrar ettin adama' diye soruyor insanlar. Bakanlıklar da Merkez Bankası da hikâye. Onun için bu ülke, bir krizden bir başka krize geçiyor
Sayın Erdoğan değmez. Üç günlük dünya için değmez. Haklının hakkını teslim edeceksin. Adil yönetim budur. Bugün devlet yönetiminde ne ortak akıl arayışı var ne de istişare var. İnadına karar alan bir tek kişi var. Başka bir şey yok. Hepsi hikâye. Bakanlıklar da Merkez Bankası da hikâye. Onun için bu ülke, bir krizden bir başka krize geçiyor ama arkadaşlar merak etmeyin. Ben Sayın Erdoğan’la böyle bir geçmiş yarışmasına kalkmayacağım. Takdir milletindir. Bizim artık gözümüz, bu ülkenin yarınlarında. Bu ülkenin yarınlarına bakacağız biz. Seçim sonrasını hayal ediyorum. Seçim sonrasında nasıl bir Türkiye’de yaşayacağımızı hayal ediyorum. Özgürleşmiş ve zenginleşmiş bir Türkiye’nin hayalini kuruyorum ben. Mutlu bir Türkiye hayal ediyorum. Tek bir ailenin bile yoksulluğun pençesinde yaşamadığı bir Türkiye hayal ediyorum. Barışın diyarı bir Türkiye hayal ediyorum. Barışın diyarı bir Türkiye. Türk Kürt, Sünni Alevi, sağcı solcu, ocu bucu hiç fark etmez.
Bölgemizin en güçlü, en büyük ekonomisi yapacağız inşallah Türkiye’yi. Çok güçlü bir ekiple, DEVA Partisi kadrolarıyla bunu başaracağız. Türkiye’nin sahipsiz olmadığını dünya aleme göstereceğiz. Tek bir vatandaşımızı geride bırakmadan yürüyeceğimizi de herkese hep beraber göstereceğiz. Ülkemizi barış, özgürlük, zenginlik ve adalet limanına sağ salim inşallah yanaştıracağız. Seçimlerden sonra bunu çok kısa sürede yapacağız.
Türkiye’de kimsenin kimseye haksızlık yapmasına müsaade etmeyeceğiz. Kavgaya, gürültüye izin vermeyeceğiz. Hakkı yenen milyonların da hakkını vereceğiz. Üç beş kişinin parasına para kattığı devri sona erdireceğiz. DEVA Partisi’yle bu ülkenin yarınlarına hep beraber damgamızı vuracağız. DEVA Partisi, çözümün partisidir. DEVA Partisi, özgürlüğün temsilcisidir. DEVA Partisi, zenginliğin mimarıdır. DEVA kadroları hepsini başaracak. DEVA Partisi, Türkiye’nin tüm demokrat seslerinin tek çatısıdır.”