Babacan'dan Erdoğan'a: Ülke yönetimi hakkındaki bilgisizliğinizi başka zaman konuşuruz; sizi bu ülkenin temiz insanlarına havale ediyorum

Babacan'dan Erdoğan'a: Ülke yönetimi hakkındaki bilgisizliğinizi başka zaman konuşuruz; sizi bu ülkenin temiz insanlarına havale ediyorum

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Benim Başbakan olduğum yerde senin sesin çıkabilir mi? Utanmadan sıkılmadan şunu bunu yaptım diyorsun" sözlerine, "Size inanıp temiz siyaset hayaliyle size oy vermiş vatandaşlarımıza bir özür borcunuz olmalı. Ülke yönetimi hakkındaki bilgisizliğinizi başka zaman konuşuruz.  Sayın Erdoğan, sizi bu ülkenin temiz insanlarına havale ediyorum. Bu kirli, hakaret içeren, küfür içerek sözlerinizi de milletimizin irfanına havale ediyorum.” yanıtını verdi. 

Babacan, kadınların seçme ve seçilme hakkını kazanmasının 87. yıl dönümü vesilesiyle en yüksek cinsiyet kotasına sahip parti olduklarını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Siirt’te kendisi hakkında kullandığı sözleri yanıtlayan Babacan şunları söyledi:

"Kimsenin arkasından gitmiyoruz"

“Biz DEVA Partisi olarak kimsenin arkasından gitmiyoruz. Bizim alnımız açık, başımız dik. Hiç kimsenin önünde eğilmeyiz. Kendisiyle çalıştığımız yıllarda arkasından gitmedim, biz yan yana yürüdük. Yanlış yollara girdiğinde ‘Ben yokum’ dedim. ‘Boş teneke’ diyor. Siz 13 yıl ‘boş teneke’ ile mi çalıştınız? İnsanlar merak ediyor, soruyor. ‘Ey Erdoğan, madem Ali Babacan bir iş yapmıyordu, neden bunca uzun seneler beraber çalıştın’ diye soruyor. Son iki yılda üç tane Hazine Bakanı değiştirdiniz. Demek ki işinize gelmiyorsa, beraber çalışmaya sizi kimse zorlamıyor. İnsanlar size ‘Ali Babacan 2009’da istifa mektubu verdiğinde, 2011’de ayrılmak istediğinde, 2019’da istifa ettiğinde niçin kalması için ısrar ettiniz?’ diye soruyor.”

"Asıl siz kimlerin arkasına takıldınız?"

“Bizler hiç kimsenin kuyruğunda veya arkasında değiliz. Mesele birilerine kuyruk olmaksa, şimdi asıl meseleye geleceğiz. Bizim ortağımız yok, sizin iki tane var. Bir büyük ortak var; kendisi. Küçük ortak var; Bahçeli. Bir de küçüğün de küçüğü var; Perinçek. Çin muhibbi Perinçek’ten bahsediyoruz. ‘Hükûmetin rotasını ben çiziyorum’ diyor. Dümen Çin’e dönmüş. Ekonomide Perinçek modelini anlatıyorsunuz. Siz kimin peşinden gittiğinizin farkında mısınız? 28 Şubat’ı destekleyenlerin peşine mi düşeceksiniz? İş gücünü ucuzlatmaya, emeği istismara dayalı bir modelden bahsediyorsunuz. Ne konuştuğunuzun farkında mısınız? İktidarınızın anahtarı kimin elinde? Daha düne kadar size ve size oy verenlere etmediği hakareti bırakmayan krizlerin ortağı sayın Bahçeli değil miydi? Hepsini yemiş, yutmuş kol kola yürüyor. Sizi zamanında tehdit eden mafya ve çete liderlerini makamında ağırlayan Bahçeli’de değil mi? Asıl siz kimlerin arkasına takıldınız?”

"Bu neyin hırsıdır, anlamakta zorluk çekiyorum"

“Sayın Erdoğan, gerçekten değmez. Şu üç günlük dünyada dilinizi, ruhunuzu, zihninizi bu kadar kirletmenize değmez. Bu neyin hırsıdır, anlamakta zorluk çekiyorum. Böyle çirkin bir dil kullanacak kadar neyin öfkesine esir olduğunuzu anlamaya çalışıyoruz. 1994’te ve 2002’de size oy veren vatandaşlarımız bu dile oy vermedi. 2007’de askeri vesayete karşı yanınızda yer alan milyonlar, 2011’de demokratikleşme umudunu sizde görenler, bu çirkin üslup için size destek olmadı.”

"‘Vatandaşlarımıza bir özür borcunuz olmalı"

“Size inanıp temiz siyaset hayaliyle size oy vermiş vatandaşlarımıza bir özür borcunuz olmalı. Ülke yönetimi hakkındaki bilgisizliğinizi başka zaman konuşuruz.  Sayın Erdoğan, sizi bu ülkenin temiz insanlarına havale ediyorum. Bu kirli, hakaret içeren, küfür içerek sözlerinizi de milletimizin irfanına havale ediyorum.”

"İktidar, altında Türkiye’nin imzası olan sözleşmeyi ihlal ediyor"

“Geçtiğimiz gün Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi toplandı. Tarihimizde ilk kez, Avrupa Konseyi, Türkiye’ye karşı ihlal prosedürü başlattı. Yaptırım uygulayabileceğini söylemeye başladı. Neden? Bir vatandaşımızı haksız, delilsiz cezaevinde tutma inadı. Sebep bu. AİHM ‘Hukuku çiğniyorsunuz’ diyor, iktidar umursamıyor. İktidar, altında Türkiye’nin imzası olan sözleşmeyi ihlal ediyor. Altına imza atıp da uygulamayan ülkenin güvenilirliği olur mu?”

"10 sene önce krizin nefes aldırmadığı Bulgaristan bize fark atmış"

Türkiye ile Bulgaristan arasında euro cinsinden asgari ücret kıyaslamasını ve Bulgaristan sınırındaki kuyruk görüntülerini gösteren Babacan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yıl 2015; Bulgaristan’da asgari ücret aylık 194 avro. Türkiye’de 425 avro. Bugün Bulgaristan’da 332 avroya çıkmış, Türkiye’deki asgari ücret 182 avroya inmiş. Şundan daha 8-10 sene önce, her ay on binlerce kişinin işsiz kaldığı, ekonomik krizin nefes aldırmadığı Bulgaristan’dan bahsediyoruz. Biz 400 avrolardan 180’lere gerilemişiz. Komşumuz bizden çok daha derin bir krizdeyken bize neredeyse iki kat fark atmış. Bizdeki akıl ve bilim dışı ekonomi uygulamaları başka bir ülkede yok.”