T24 - Başbakan Yardımcısı Ali Babacan Avrupa'da yaşanan krizi bir depreme benzeterek, tüm dünyanın bundan etkileneceğini ancak Türkiye ekonomisinin kirişleri, kolonları ve zeminini sağlamlaştırmakla meşgul olduğunu söyledi. Başbakan Yardımcısı Babacan, Türk-Japon Ekonomik Forumu için geldiği Japonya'da, bu ülkede yaptığı temaslardan, Suriye'nin Türkiye'ye cevaben aldığı yaptırım kararı ve AB'ye kadar birçok konuda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Babacan, Japon şirketlerinin Avrupa ekonomisinin sıkıntı yaşadığı ve dünya ekonomisinde durgunluk olduğu bu dönemde nerede yatırım yapabiliriz, hangi ülkeyle işbirliği yapabiliriz sorularına karşılık olarak Türkiye'nin önemli bir fırsat olarak durduğunu söyledi. İstanbul'a ofis açmak isteyen Japon bankaları olduğunu kaydeden Babacan, Tokyo'da dün yapılan foruma 600-700 civarında iş adamının katıldığını söyledi. ''İki ülke arasında bir kazan-kazan ilişkileri olacak'' Japonya'nın bir arayış içerisinde, Türkiye'nin de yatırıma ve daha çok ticarete ihtiyacı olduğunu söyleyen Babacan, iki ülke arasında bir kazan-kazan ilişkileri olacağını ifade etti. Babacan, Japonya'da hem iktidarın hem de muhalefetin Türkiye'ye çok sıcak baktığını ve Türkiye ile ilişkilerini geliştirmek için güçlü bir iradeyi bu ziyaretinde gördüğünü vurguladı. Türkiye'de Japon şirketlerine bir kolaylık ya da teşvik paketleri olup olmayacağını sorulması üzerine Babacan, Türkiye'de yatırım ortamını sürekli iyileştirdiklerini söyledi. "Türkiye'ye yatırım yapan, Türkiye için taş üstüne taş koyan herkesin yanında olacağız, herkesi destekleyeceğiz" diyen Babacan, bu çalışmalara devam edeceklerini ifade etti. SuriyeTürkiye'nin yaptırımlarına karşı, Suriye'den de ekonomik yaptırım cevabının gelmesinin sorulması üzerine Babacan, Suriye ile sıkıntılı bir dönem yaşandığını ve çok ciddi insan hakları ihlalinin yaşandığını kaydetti. Türkiye'nin Suriye ile ilgili aldığı tedbirlerin Suriye vatandaşlarının günlük hayatını etkilemeyecek cinsten olduğuna dikkati çeken Babacan, Türkiye'nin aldığı tedbirlerin doğrudan rejimin finans kaynaklarını etkilediğini söyledi. Bu tür ticaret anlaşmalarının askıya alınması, gümrük vergilerinin artırılması gibi hususların nihayetinde Suriye'nin kendi vatandaşlarına zarar verecek konular olduğunu belirten Babacan, "Türkiye'den giden ürünler Suriye'de daha pahalı satılırsa, kim istifa eder, kimin zararı olur, kimin karı olur" diyerek şöyle devam etti:"Kendi halklarının satın aldığı maldan daha fazla vergi alacaklarsa o kendi tercihleri. Ama bizim tedbirlerimiz çok özenle dikkatli seçilmiş, Arap ligiyle koordineli olarak yürütülmüş, hiçbir zaman halkı hedef almayan tedbirlerdir." AB'deki borç kriziAvrupa'daki son krizi de değerlendiren Babacan, Avrupa'nın zor bir dönemden geçtiğini ve sıkıntılarının büyük olduğunu söyledi. Babacan, bu büyük sorunları çözülmesi için gereken cesur adımları atacak güçte çoğu Avrupa ülkesinde bir hükümetin olmadığını belirterek, bu ülkelerin çoğunluğunda mevcut tablonun iç açıcı olmadığını söyledi. Gelecek bir haftalık sürecin önemli olacağını söyleyen Babacan, yapılacak liderler zirvesine dikkati çekti. Babacan, bunun sonunda IMF'in ön planda olduğu bir destek mekanizmasına doğru gidilceğini düşündüğünü belirterek, bu durumun düşündürücü olduğunu vurguladı."AB kendi içerisinde gerekli kontrol mekanizmalarını kurabilmiş değil" diyen Babacan, AB'nin kendi üyeleri ile de ilgili bir takip mekanizmasının olmadığını ifade etti. Babacan, dolayısıyla böyle bir durumda ancak uluslararası bir finans kuruluşundan destekle bunu yürütebileceğini söyleyerek, "Muhtemelen Avrupa Merkez Bankasının bastığı paranın yine bir avro bölgesi ülkesine kredi olarak verilebilmesi için IMF'in girmesi gerekecek" dedi. Türkiye'nin bu sorunların çözüm yoluna girmesini destekleyeceklerini belirten Babacan, ilgili ülkelerin kendi aralarında bir mutabakat oluşturarak ortak adım atması durumunda Türkiye'nin buna destek vereceğini kaydetti. "Dışardan destek, iflası bugün için önleyecek adımlar" Babacan, kendi aralarındaki sorunları çözmelerini ümit ettiğini ifade ederek, IMF ve Avrupa Merkez Bankası gibi kuruluşların desteklerinin geçici olduğunu, bir çöküşü ve iflası bugün için önleyecek adımlar olduğunu söyledi. Uzun vadede asıl köklü çözümlerin her ülkenin kendi ev ödevini yapmasından, kendi bütçesini derleyip toparlamasından geçtiğini vurgulayan Babacan, ilgili ülkelerin ihtiyaç duyduğu siyasi reformları yapması gerektiğini ifade etti. Finans kanallarıyla birbirine bu kadar bağlı bir dünyada herhangi bir bölgede meydana gelecek bir gelişmenin dünyanın geri kalanını da etkileyeceğini belirten Babacan, söz konusu konuyu deprem benzetmesi yaparak izah etti. Ekonomiye deprem yaklaşımıBabacan, depremlerin önlenemeyeceğini ancak nasıl hasar ve zarar görmemek için binalar sağlamlaştırılıyorsa, Türkiye'nin de bu konuya yaklaşımının bu şekilde olduğunu vurguladı. Babacan, Türkiye'nin bankacılık sisteminden, kamu maliyesine kadar birçok unsurun sağlam olduğuna vurgu yaparak, "Gerektiğinde zor kararlar alabilecek iradesi güçlü bir hükümetimiz var" dedi.