Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, "İlk istifa mektubum 2009'dur. Çünkü insan kaynağı ile ilgili bozulma vardı. 2011 yılında ikinci istifamı verdim. Sonraki senelerde sorunlar çok büyüdü ve kangren gibi her yeri sardı" açıklamasını yaptı. Babacan, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in cumhurbaşkanlığına aday olmayacağını açıklamasının ardından, "Cumhurbaşkanlığı ile ilgili ortak bir aday vardır. Şuanda seçenek çok. Seçim kararı alındığında o günkü eğilime ve taleplere göre her parti kendi adayını da ortak adayı da çıkarabilir. Bugün itibari ile fazla konuşulan bir seçenek yok. Biz bugün için parlamenter sistem istiyorum diyen partilerle görüşme süreci başlattık. İkili görüşmeler yaptık. Şimdi 6 partinin olduğu görüşmeleri başlattık. Bu ittifak değil. Vatandaşların karşısına ortak bir çalışma koymak önemli. Anayasa değişikliği için toplumsal mutabakat lazım. Başlattığımız süreci kıymetli görüyorum. Seçimde ne olursa olsun bu partilerin ortak hedefi budur." dedi.
HaberTürk TV'de Fatih Altaylı'nın sorularını yanıtlayan Babacan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Daha önce AK Partiye oy vermiş vatandaşlarımızın kendisini rahat hissetmesi gerekiyor. Erdoğan'ın ülkeyi yönetme kapasitesinin azaldığını herkes görüyor. İnsanlar alternatif var mı diye bakıyor. Kendi hayat tarzını başkalarına dayatmaya çalışan herkese karşıyız. Bizim savunduğumuz demokrasi özgürlükçü demokrasidir. Kimsenin ideolojisini başkasına dayatması söz konusu olamaz. Korkmayın daha iyi bir alternatif geliyor."
"Daha önceki seçimlerde Sayın Erdoğanı destekleyenlerin bir kısmı duruyor ama bir kısmı da zayıflamış. 2013'ten bu yana Sayın Erdoğan hep daha kötüsü olacak diyor. Onun için her hafta bir düşman gösteriyor. Böyle bir süreç yaşıyoruz. Daha önce AK Partiye oy veren vatandaşlarımızın kendini güvende hissetmesini sağlamalıyız. Bizim vatandaşlarımız ülkesini çok seviyor. Gençlerimiz ülke dışına gitmek istiyor. Ancak düzelirse geri dönerim diyor. İnsanın kendi vatanından daha değerli bir şey yok. Ben orta direğe bakıyorum. Siyasetin kutuplaştırma gayretine rağmen toplum bir arada olmak istiyor."
"Önemli olan bu güveni vatandaşlarımızda oluşturmak. Endişeye kapılırlarsa eski tercihlerine dönerler. Kötülerden birini tercih edelim diyebilirler. Vatandaşlarımızın bu ülkenin bekası için şuanki hükümetten çok daha iyisi yapılır. Çünkü yaptık. Biz bu ülkede refahı getirdik."
"Gençlerimizin öğrenmeyi öğrenmeleri gerekiyor. Üniversiteleri hayat boyu öğrenme merkezi haline getirmek gerekiyor. Herkesin burada değişime ayak uydurması gerekiyor. YÖK'ü kaldıracağız. Kapatacağız. Çok sayıda rektör ile de konuştuk. Yenisini kurmak daha kolay. O kurum en iyi üniversitelere nefes aldırmıyor."
"Şuan hükümet kolayını buldu yok öyle bir şey diyor. Sayın Erdoğan artık kolay kolay çarşı pazar gezemiyor. Gençler gelin hadi çay içelim diye bir şeyi kalmadı. Yaptıkları ise çoğu zaman kontrollü ortamda yapılıyor. Eskiden daha iç içeydi toplumla. Şuan öyle bir imkanı kalmadı. Artık sabrı da kalmadı. 20 yıl sonra zor geliyor olabilir. Eleştiriye tahammül ayrı bir şey."
"Son iki haftadır Giresunda, Trabzon ve Rizedeydim. Bu hafta Ankara Polatlı ve İstanbul EyüpSultan'daydım. Hepsinde anne babalar, gençler önümü kesiyor ve yurt sorunundan bahsediyor. Yurt çıkmadı, dışarıda ev tutmam gerek ama durumum yok diyor. Böyle bir sorun yok demek Türkiye'den bir haber olmak demektir. Çok üzücü bir durum."
"Hükümet uyanıklık yapmaya çalışıyor. Enflasyon baskısını beş zincir markete yüklüyor. Sorun maliyet kaynaklı. Ta çiftçinin maliyetinden başlıyor. Haftanın düşmanı olarak marketleri belirlemişler. Baktılar esnaf geniş bir kitle karşımıza almayalım demişler. Venezüela'da benzer bir durum yaşandı. Marketlerin sahipleri tutuklandı. Sonuç alamıyorlar suçlu olarak başkalarını gösteriyorlar."
"Esnaf ile bu marketler karşı karşıya mı karşı karşıya. Vatandaşlar da fiyat pahalılığından yakınıyor. Gıda üretimindeki maliyetler sorunun kaynağı. Elektrik fiyatları son 3 yılda yüzde 168 arttı, mazot, yem, tohum fiyatları arttı. Tarımdaki fiyatlar döviz kadar arttı. Çiftçi artan maliyeti fiyatına tam yansıtamıyor bile. Bunu TÜİK de teyit ediyor. TÜİK bu makyajlanmış fiyatları yayınlıyor. Bu açıkçası tamamen hedef saptırma ve vatandaşlarımız ile bu şirketleri karşı karşıya getirmektir. Peki elektrik, doğalgaz fiyatlarını ne yapacağız. Elektrik ve doğalgaz fiyatlarını Cumhurbaşkanı belirliyor. Buradaki artışları ne yapacağız."
"Biden seçilince telefon kuyruğuna girdi. Telefon ediyor, telefona çıkmıyor Biden. Biden aradı 'Biz soykırımı tanıyacağız' dedi telefonu kapattı. NATO'da görüştüler, seçilmiş 6 ay sonra görüştüler. 48 dakika. Zaten 24 dakika çeviri ile geçti. 12'şer dakika konuşabildiler. Bu sürede derdini anlattı. Güçlü ülke iseniz bir sürü gündeminiz var. Yüz yüze görüşülmesi gereken konular bir şekilde görüşülmeli. Bir dönem nötr konuşuyordu. Şimdi görüşme olmayınca olumsuz konuşmaya başladı. Rusya ile Amerika'yı birbirine kırdırma tavrı bu çok eskidir."
"Dış politikada ne önemli biliyor musunuz? Güven. Muhataplarınız size güvenecek. Düşman bile olsa size güvenmesi gerekiyor. Muhatap size güvenmeyince kaybediyoruz. Tüm yetkiyi elinde topladı bir tane kazanımımız var mı yok. Biden ile Erdoğan'ın görüşmesinde devlet yetkilisi bir kişi yoktu. Kaydı kim yazdıracak? Kim anlatacak? Görüşmenin içeriği de o taraflardan alındı. Bu tür görüşmelerde mühim olan devlet kayıtlarına girmesidir. En azından bir büyükelçi bir kişi oturur. Fotoğrafta biz göremedik. Başkası not almışsa bilemem. Bizim tarafta not tutan kimse yoktu."
"Kürt sorunu meselesini kabul ederek işe başlamak gerekiyor. Erdoğan bir var diyor, bir yok diyor. Biz çok açık bir şekilde sorunun varlığını kabul ediyor. Biz çözüm siyasettedir diyoruz. HDP'nin temsil ettiği siyasi çizginin varlığı, Mecliste olması, hukuk çerçevesinde bir mücadele vermesi bizim için kıymetlidir. Öte yandan örgütün de bu siyaset üzerinde bir gölgesi var. Biz terör örgütü ile mücadelenin de farkındayız. Sadece silahla terör örgütünü ortadan kaldıramazsınız. Terör örgütünü yalnız bırakmak gerekiyor. Köklü bir çözüm arıyorsanız diplomasiyi kurmanız gerekiyor. Kürt sorununun çözümünü kendi içimizde görüyoruz. Tüm vatandaşlarımızın birinci sınıf vatandaş olarak kabul edilmesi gerekiyor. Kürt sorunu var mıdır yok mudur diyoruz ama bunun en iyisi Kürt vatandaşlara sormak gerekiyor."
"Her partinin genel başkanı cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine göre doğal bir cumhurbaşkanı adayıdır. Gelelim parlamenter sisteme, orada önemli olan başbakandır. Şu anki sistemde ittifak olasılıkları var. Bu ittifak nasıl bir ittifak olur bilemiyoruz. AK Parti ile bir araya gelmemiz tamamen ihtimal dışındadır. İsteyenler bir araya gelir. Cumhurbaşkanlığı ile ilgili ortak bir aday vardır. Şuanda seçenek çok. Seçim kararı alındığında o günkü eğilime ve taleplere göre her parti kendi adayını da ortak adayı da çıkarabilir. Bugün itibari ile fazla konuşulan bir seçenek yok. Biz bugün için parlamenter sistem istiyorum diyen partilerle görüşme süreci başlattık. İkili görüşmeler yaptık. Şimdi 6 partinin olduğu görüşmeleri başlattık. Bu ittifak değil. Vatandaşların karşısına ortak bir çalışma koymak önemli. Anayasa değişikliği için toplumsal mutabakat lazım. Başlattığımız süreci kıymetli görüyorum. Seçimde ne olursa olsun bu partilerin ortak hedefi budur."