Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı koordinasyonunda istihdam teşviki konusunda bir paket üzerinde çalıştıklarını belirtirken, ''Detaylarını şimdiden vermeyeyim ama istihdam teşviki ile alakalı ilave birtakım adımlarımız daha olacak'' dedi.
Babacan, Dünya Ekonomik Forumu toplantılarına katılmak üzere geldiği İsviçre'nin Davos kasabasında, CNN Türk televizyonunda soruları yanıtladı.
Küresel ekonomik gelişmeleri değerlendiren Babacan, 2013 yılının AB'de risklerin nispeten daha az olacağı bir yıl olacağını düşündüğünü söyledi. Avrupa Merkez Bankası'nın hükümetler için problemleri biraz ötelediğini kaydeden Babacan, bu süre içerisinde ülkelerin gerekli yapısal reformları yapmaları gerektiğine işaret etti.
Türkiye'nin AB'ye ihracatının 3'te 1'lere kadar indiğini söyleyen Babacan, dolayısıyla Avrupa'nın iç pazarından kaynaklanan sorunların Türkiye'ye etkilerinin şu anda daha sınırlı olduğunu kaydetti. Avrupa'yla ilgili ticaret kanalından fazla endişesi bulunmadığını belirten Babacan, burada Türkiye'yi olumsuz etkileyebilecek asıl problemin finansman kanalından olabileceğini bildirdi.
Türkiye'ye gelen doğrudan sermayenin 2012 yılında 2011 yılına göre azaldığını belirten Babacan, Türkiye'de yatırımcıların karşı karşıya kaldığı ciddi yapısal problem alanları olduğunu söyledi. Bu konuda özellikle yargı ve yerel yönetimler konusunda öngörülebilirlikle ilgili sorunlar bulunduğunu anlatan Babacan, şöyle konuştu:
''Türkiye'de bir yatırımcı yola çıktıktan sonra başına çok iş gelebiliyor. Her aşamada ummadığı, beklemediği sorunlarla karşı karşıya kalabiliyor. Diyelim ki ÇED raporunu aldı, her şeyi tamamladı, yatırıma başladı. Yüz milyonlarca dolar harcadı. Bir devlet biriminin aldığı bir kararla birden bire o yatırım duruyor. Yatırımcı para yatırmış, onun karşılığını alamıyor. Bu tür şeyler çok sık karşılaştığımız sorunlar haline geldi. Hem yerli yatırımcımız için hem de uluslararası yatırımcılar için kötü bir tablo. Bunun hızla üzerine gitmemiz gerekiyor. Sorun alanlarını kökünden çözecek adımlar atmamız gerekiyor. Yasa değişikliği gerektiren, belki Anayasa'ya ucunun dokunması gerekecek adımlar atılması gerekiyor. Yani bir devlet bir yatırımcıya (tamam, hayırlı olsun, sen iznini aldın, yatırımını yapabilirsin) dedikten sonra artık kimsenin engel olmaması lazım. Tabii ki kurallara uyduğu sürece.''
''Yargıya güven azaldı''-
Yargı reformuna sadece yatırım ortamı açısından bakılmaması gerektiğini, yargı reformuna Türkiye'nin büyük ihtiyacı olduğunu ifade eden Ali Babacan, memnuniyet araştırmalarında yargının en alt sıralarda çıktığını kaydetti.
Babacan, ''Halka soruyorsunuz (en çok neden memnunsunuz) diye. En az memnun olduğu alanlardan biri şu anda yargı. En az güvendiği alanlardan biri de yargı oldu. Güven araştırmalarına bakın, halkın yargıya güveni şu anda en alt seviyelere indi'' diye konuştu.
-İstihdam teşviki için paket hazırlığı-
Türkiye'de işsizliğin azaltılabilmesi için işgücü piyasalarına yönelik çalışmaların mutlaka devam etmesi gerektiğini kaydeden Babacan, 2009 yılında kadınların ve gençlerin daha kolay işe girmelerini sağlayacak bazı tedbirler aldıklarını ve 4 milyon 600 bin ilave istihdam oluştuğunu bildirdi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı koordinasyonunda istihdam teşvikiyle alakalı şu anda bir paket üzerinde çalıştıklarını açıklayan Babacan, ''O paket üzerinde geçen hafta bir toplantı yaptık. Detaylarını şimdiden vermeyeyim, ama istihdam teşviki ile alakalı ilave birtakım adımlarımız daha olacak'' dedi.
Babacan, Türkiye'deki işgücü piyasasının en önemli sorunlarından birinin de işgücü piyasasındaki katılıklar olduğunu belirterek, hem çalışanların haklarının korunacağı hem de bu katılıkların giderileceği bir yapı için adımların atılmaya devam edilmesi gerektiğini kaydetti. -Cari açık 3,5 puan düşecek- Bu seneki Davos zirvesinde kendilerine cari açık problemiyle ilgili hiç soru gelmediğini ifade eden Babacan, 2011 yılında yüzde 10 olan cari açığın, 2012'de yüzde 6,5-7 arasında bitirileceğini bildirdi. Başbakan Yardımcısı, ''Yani bir yılda cari açığı 3,5 puan düşürmek çok büyük başarı. Gerektiğinde zor tedbirler alarak cari açığı düşürme konusunda kararlı olduğumuzu herkes görüyor'' dedi. Geçen yıl bankalardaki kredi hacmindeki hızlı artışı yavaşlatarak, iç tüketimin biraz daha dengeli seyretmesini sağlayarak cari açığı azalttıklarını dile getiren Babacan, bundan sonra tasarruf oranlarının artmasıyla cari açığı yapısal olarak da düzeltebileceklerine inandıklarını söyledi. -Borsa İstanbul'a ortak olmak isteyen yabancılar sıraya girdi- Babacan, şu anda Borsa İstanbul ile stratejik ortaklık kurmak isteyen dünya borsalarının sayısının 15'i geçtiğini belirterek, ''Yani (gelin ortak olalım) diyorlar. Bunların hepsi dünya devi borsalar. Buradaki potansiyeli görüyorlar ve Türkiye ile beraber bu resmin içinde olmak istiyorlar'' diye konuştu. Babacan, akaryakıtta vergi ayarlamasının geçen yıl Ekim ayında yapıldığını, bu yıl boyunca programlarında yeni bir ÖTV ayarlaması öngörmediklerini de bildirdi.
''Zengin vergisi'' tartışmaları üzerinde de değerlendirmeler yapan Babacan, vergi düzenlemesiyle amaçlarının dürüstçe vergisini veren vatandaştan daha fazla vergi almak olmadığını, belli bir serveti olup, iyi bir geliri olup, kayıtdışı çalışan kişilerden alınması gereken verginin nasıl alınması gerektiği üzerinde çalışmalar yapıldığını kaydetti. Babacan, ''Yoksa, zengine ilave vergi, onların vergi oranını artırma, böyle bir şey yok. Çünkü zengin dediğimiz kişinin aynı zamanda yatırımcı olduğunu, aynı zamanda yatırımlarıyla istihdam sağlayan kişiler olduğunu unutmamak gerekiyor. Yani bu söylem biraz zengin düşmanlığına doğru dönmesin'' dedi. -''Bildiğiniz alana yatırım yapın''- Konuşmasının sonunda Türk yatırımcılarına tavsiyelerde bulunan Ali Babacan, ''En iyi bildiğiniz iş neyse onu yapın, çok farklı alanlara yönelmeyin'' dedi. Babacan, şirketlerin döviz kuru ve alacağı konusunda da dengeli gitmeleri tavsiyesinde bulunarak, ''Kurun seviyesinde garanti yok'' diye konuştu.