Haziran 2013’teki Gezi eylemleri sırasında başbakan yardımcısı olan ve davada "müşteki" sıfatıyla yer alan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, mağduriyeti olmadığını söyleyerek, "Savcılık da mahkeme de duysun" dedi.
FOX TV’de İsmail Küçükkaya ile Çalar Saat programında gündemdeki değerlendiren Babacan, "müşteki" sıfatıyla yer aldığı Gezi Davası'na ilişkin olarak konuştu. Babacan, “Yeniden ilan ediyorum bütün Türkiye’ye. Savcılık da mahkeme de duysun: Gezi Davasıyla ilgili şahsi bir mağduriyetim yok. Mağdur değilim. Bununla ilgili hiçbir başvurum yok ki geri çekileyim" dedi ve iş insanı Osman Kavala'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını eleştirdi.
Babacan, şu ifadeleri kullandı:
“Kendisini ülkeyle ve milletle özdeşleştiriyor. Öyle değil, kimse kusura bakmasın. Bugün seçim olsa Sayın Erdoğan kazanamaz. Kazandığı dönemde bile 50+1’le kazandı. 50+1’le seçimi kazanan cumhurbaşkanı nasıl ‘Ben Türkiye’yim’ der? Kendisine oy vermeyen insanlarla kendisini nasıl eşitler? ‘Türkiye eşittir Erdoğan’ denklemini kurmaya çalışıyor. Böyle değil. Türkiye eşit değildir Erdoğan. Türkiye, Erdoğan’dan çok büyüktür. Türkiye 1’den çok büyüktür. Kimse laf oyunlarıyla insanları kandırmaya çalışmasın.”
“‘Ben olmazsam Türkiye olmaz’ demeye getiriyor. Bu ülkenin aslanlar gibi gençleri, pırıl pırıl siyasetçileri var. Türkiye’de ülkeyi kendisinden çok daha iyi yönetecek güçlü bir kadro var. Artık Erdoğan dönemi bitiyor. Müsait bir yerde inmesi lazım.”
“Olur da 6’lı masa herhangi bir şekilde ortak bir aday belirleyemezse, ortak aday konusunda mutabakat sağlanamazsa o zaman DEVA Partisi’nin Genel Başkanı Ali Babacan doğal olarak cumhurbaşkanı adayıdır. Önceliğimiz ve temel hedefimiz ortak bir cumhurbaşkanı adayı belirlemek ve adayımızın ilk turda açık farkla seçimi kazanmasıdır.”
“Böylesine enflasyonu Türkiye 25 yıldır görmedi. En son Çiller döneminde yaşanmıştı. O da ekonomistti ya… Zaten kim ‘Ben biliyorum bu işi, tek başıma yapacağım’ diyorsa, ondan korkun. Enflasyonun kökünü kazıp indiğinizde döviz kurundaki patlamayı görüyorsunuz. Döviz kurundaki patlamanın en önemli sebebi ise Sayın Erdoğan’ın talimatla Merkez Bankasını kafasına estiği gibi yönetmeye başlaması ve yanlış talimatlarla yanlış işler yaptırmasıdır.”
Türk Lirası'nın değer kaybını anlatmak için cebinden 200 liralık banknot çıkartan Babacan sözlerine şöyle devam etti:
“Bu paranın tedavüle girdiği tarih 2009. 2009’da 200 liramız tam 123 dolar ediyor. Bu 200 lirayı ben size bir programda göstermiştim. ‘123 dolar indi 23 dolara’ demiştim. Şimdi yeniden program yapıyoruz. Şimdi kaç dolar ediyor? 12 dolar.”
“Cumhurbaşkanı ne yapacağını ne diyeceğini şaşırmış durumda. Panik halinde önündeki bütün düğmelere basıyor. Her gün bir başka bahane buluyor. 2013’te olmuş bir olayın 2022 yılındaki ekonomiyi etkilemesi diye bir şey düşünülebilir mi? Diyelim ki o dönemde yaşananlar ekonomi üzerinde etkili oldu, aradan 9 sene geçmiş. Son 4 yıldır tek imzayla yetkili. Başarısızlığın gerekçesi olarak ta 9 sene önceki olayları göstermek tamamen bir çaresizlik ve tükenmişlik. Sayın Erdoğan yoruldu. Bu memleketi de yoruyor. Artık ayrılmanın zamanı geldi.”
“Yeniden ilan ediyorum bütün Türkiye’ye. Savcılık da mahkeme de duysun: Gezi Davasıyla ilgili şahsi bir mağduriyetim yok. Mağdur değilim. Bununla ilgili hiçbir başvurum yok ki geri çekileyim.”
“Ülkeyi yöneten siyasi irade bazı davalara kafayı takıyorsa mahkemelerin hareket alanı kalmıyor. Kavala davası nedir, biliyor musunuz? Bir kişi üzerinden bütün iş dünyasına ayar vermektir.”
“Halkla buluştuğumuz zaman, DEVA Partisi’yle ilgili tablo hiçbir anketin göstermediği kadar güçlü” diyen Babacan partisinin hazırladığı tüm eylem planlarını eylül ayına kadar açıklayacaklarını da duyurdu:
“Bu ayın ortasında Yargı Reformu Eylem Planımızı açıklıyoruz. Arkasından sağlık, gençlik, turizm, sanayi geliyor. Eylül ayına kadar bütün eylem planlarını açıklamış olacağız.”