-BABACAN: ''CARİ AÇIKLA YAŞAMAK ZORUNDAYIZ'' GYEONGJU (A.A) - 23.10.2010 - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, cari açık sorunun çözümüyle ilgili, ''Kısa vadede biz bu cari açıkla yaşamak zorundayız ve cari açığın finansmanını da şöyle ya da böyle yapmak zorundayız. Tercih ederiz ki uzun vadede doğrudan sermayeyle finanse edilsin ama bu şartlarda Avrupa'nın bu tablosunda, Avrupalı şirketlerin durumu buna müsait değilse o zaman portföy yatırımlarıyla finans edilecek'' dedi. Babacan, Güney Kore'nin Gyeongju kentinde düzenlenen G20 Bakanlar toplantısında, A.A muhabirinin sorularını yanıtladı. Bakan Babacan, toplantının yoğun bir gündemi bulunduğunu, en önemli gündem maddelerinden birisini de küresel ekonomiyle ilgili dengesizliklerin oluşturduğunu anlattı. Dünya ekonomisinde bir yandan büyüme olduğunu ancak bu büyüme üzerinde de önemli tehditlerin bulunduğunu kaydeden Babacan, ülkelerin yüksek kamu borç stokları ve bütçe açıklarına işaret etti. İşsizliğin de önemli bir tehdit oluşturduğunu dile getiren Babacan, ''Özellikle gelişmiş ülkelerde yüksek işsizlik oranlarının bir süre daha devam edeceği, hatta bazı ülkelerde artma eğilimine girebileceği de endişe olarak burada dillendiriliyor. Yüksek işsizlik oranının olduğu ülkeler, hele işsizlik oranı artmaya devam ediyorsa o zaman iç tüketimle ilgili sıkıntıları da bu beraberinde getiriyor'' dedi. Bankalarla ilgili sorunların da henüz tam çözülmediğini, olağanüstü tedbirlerin, uygulamaların henüz normale dönmediğini ifade eden Babacan, Türkiye olarak yaptıkları uygulamaları, sonuçlarını bu platformda, oturumlarda aktardıklarını ve özellikle bankacılık sektörü, kamu maliyesi açısından ülkenin istisnai bir noktada bulunduğunu söyledi. Babacan, ''Sonuç bildirgesinde, ülkelere orta vadeli programlarını yapma çağrısı var. Biz bunu bir seneyi aşkın bir zaman önce yapmış tamamlamış, hatta yenilemiş durumdayız'' dedi. -''TÜRKİYE'YE YÖNELİK TAVSİYE YOK''- Türkiye ile ilgili değerlendirmelerin sorulmasına karşılık da Babacan, ''Çok olumlu, bizim yaptığımız açıklamaları, konuşmaları genelde hep arkadan destekliyorlar, destekleyici ifadeler kullanıyorlar. Çünkü Türkiye hem kendi içinde doğruları yapıyor, burada da doğruları söylüyor. Yani bizim burada konumumuz gerçekten oldukça rahat, güçlü bir konum'' diye konuştu. Türkiye'ye yönelik herhangi bir tavsiyenin dile getirilip getirilmediği sorusuna da Babacan. ''Hayır. Türkiye özellikle şunu yapmalı, bunu yapmalı gibi tek tavsiye yok. Çünkü biz zaten fazlasıyla yapılması gerekenleri yapan ülkeyiz ve herkesten daha erken yapan bir ülkeyiz. Yanlış politikalara hiç sapmadık, sapmayacağız'' yanıtını verdi. -İSTİHDAM PAKETİ- İç ekonomik gelişmelere ilişkin soruları da yanıtlayan Babacan, Ekonomi Koordinasyon Kurulunda üzerinde çalıştıkları ''mini istihdam paketi''nde esnek çalışmanın yer alıp almadığına yönelik soru üzerine, ''İçinde unsurlar var ama bunların hep sosyal taraflarla görüşülmesi, konuşulması gerekiyor. En kısa zamanda bu çalışmaların bitip yürürlüğe girmesini istiyoruz'' karşılığını verdi. Yapısal reformların büyük önem taşıdığına vurgu yapan Babacan, Türkiye'nin rekabet gücünün yapısal reformlarla artırılabileceğini, cari açıkla ilgili sorunların da bu yolla çözülebileceğini dile getirdi. ''İstihdam paketiyle ilgili bir takvim var mı'' sorusunu da Babacan, ''En kısa zamanda diyoruz ama onu tabii hükümet aşaması var, meclis aşaması var, en kısa zamanda olsun istiyoruz'' diye yanıtladı. Babacan, cari açıkla ilgili soruyu cevaplarken de uzun vadede çözüm için yine yapısal reformlara vurgu yaptı ve başta eğitim olmak üzere bir çok alanda yapısal reforma ihtiyaç olduğunu anlattı. Cari açığın ''böyle hemen bir kaç senede çok çok aşağılara çekilebilecek bir rakam olmadığını'', eğer ekonomide yüksek büyüme oranları, ülkede yatırım, üretim, ihracat isteniyorsa mutlaka ithalatın da olacağını ifade eden Babacan, şöyle dedi: ''En azından enerji konusunda dışarıya bağlı bir ülkeyiz, çok üreteceksek, ekonomi hızlı büyüyecekse, biz enerjiyi ithal edeceğiz. Enerjiyi ithal etiğimiz zaman da cari açığımız olacak. Bu şu an için kaçınılmaz bir durum, ilerde nükleer santralimiz olur, nükleer santralde kendi enerjimizi ürettiğimiz ve daha yüksek oranlarda ürettiğimiz zaman belki petrole, doğalgaza bağımlılığımız azalacak ama nükleer santral bugün temeli atılsa 7-8 sene sonra enerji üretecek.'' -''SERMAYE HAREKETLERİ''- ''Kısa vadede Türkiye'nin bu cari açıkla yaşamak zorunda olduğunu'' dile getiren Babacan, ''Cari açığın finansmanını da şöyle ya da böyle yapmak zorundayız. Tercih ederiz ki uzun vadede doğrudan sermaye ile finanse edilsin ama bu şartlarda Avrupa'nın bu tablosunda, Avrupalı şirketlerin durumu buna müsait değilse o zaman portföy yatırımlarıyla finans edilecek ama şöyle ya da böyle finanse edilmesi gerekiyor. Dolayısıyla sermaye hareketlerinin Türkiye'ye pozitif olarak girmeye devam etmesi gerekiyor, net anlamda yılın toplamına baktığınız zaman'' dedi. Babacan, kısa vadede çözüme ilişkin soru üzerine de sorunun yapısal olduğunun altını çizerek, ''Kurla bunun çok alakası yok. Kurla bire bir alakası yok cari açığın, belki ithalat noktasında, özellikle tüketim ürünlerinin ithalatı noktasında biraz alakası var. Ama kur, cari açık için bir çözüm değil, kalıcı bir çözüm hiç değil. Dolayısıyla bunun çözümü uzun vadeli ve yapısal reformlarla olacak, kısa vadede bizim cari açığı finanse etmemiz gerekecek. Bunun formülü bu'' Şeklinde konuştu.