'Babanı kimseye söyleme dediler'
T24 - 60 yıl önce öldürülen Sabahattin Ali'nin kızı Filiz Ali Canlı Gaste'ye konuştu.CANLI GASTE PROGRAMINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZHrant Dink cinayeti davasının 12. duruşması öncesinde, siyasi cinayetlere kurban gidenlerin aileleri biraraya geldi. Aileler, cinayetlerin aydınlatılmamış olmasına tepki gösterdiler. Aileler adına açıklamayı Sabahattin Ali'nin kızı Filiz Ali yaptı.NTV'nin Canlı Gaste programına katılan Ali, geçmişte yaşadığı sıkıntıları ve ailelerin biraraya gelmesinden duyduğu mutluluğu dile getirdi.Ali, babası öldürüldüğünde 11 yaşında olduğunu ve annesinin mecbur kalmadıkça babasının kim olduğunu söylememesi konusunda kendisini uyardığını söyledi.
Ali, canlı yayında şunları anlattı:"Babamın davasını hiç izlemedim, ailece izleyemedik. O zamanın koşulları çok farklıydı. Babam öldürüldükten sonra neredeyse bizim ailede suçlu sayıldı ve izole edildik.Hrant Dink cinayetiyle Sabahattin Ali cinayeti arasında benzerlikler çok çarpıcı. Sabahattin Ali'nin cinayetini üstlenen, itiraf eden kişi de bu cinayeti milli hisleri galeyana geldiği için yaptığını söyledi. Hrant'ın katili de aynı şeyleri söyledi.Ben babam öldüğünde 11 yaşındaydım. En yakınınız bile sizinle temas etmekten çekinirdi. Çok daha çarpıcı birşey söyleyeceğim. Annem ve ailenin yakınları "mecbur olmadıkça babanın kim olduğunu kimseye söyleme" derlerdi. Bir çocuğun babasının kim olduğunu söylememesi çok korkunç birşeydir. O travmayı hala yaşarım. Bu hala devam eden tuhaf bir eziyet insanlar üzerinde.Bugün deklarasyonu okurken önce çok çekindim. Nükhet İpekçi'nin yazdığı metni ağlarımda okuyamam diye çok çekindim. Ama Dink ailesinin de benim okumamı istediğini öğrenince bunu bir vazife olarak gördüm.Ailelerin biraraya gelmesi hakikaten müthiş birşey. Birbirimizi belki ismen tanıyorduk ama bir büyük aile haline gelindi. Bu bir trajedi, felaket üzerine kurulmuş aile olmakla birlikte, insan ne kadar değerli insanların öldürüldüğüne de şaşıyor. Gerçekten yoklukları bu toplum için büyük kayıp olan insanlar öldürülmüş. Bu ailelerle biraraya geldikten sonra sesimizi daha fazla duyurabileceğiz. Adalet arayışının böyle bir güçle yapılması tek başına adalet aramaktan çok daha önemli gibi görünüyor.Meclis'ten beklentimiz çok. Herşeyden önce bizlerin acısını anlamalarını, adalet arayışımızın ne kadar acil ve önemli olduğunu görmelerini umuyoruz. Hiç olmazsa birkaç milletvekilinin, bakanın vicdanını titretebilirsek ne ala."
Ali, canlı yayında şunları anlattı:"Babamın davasını hiç izlemedim, ailece izleyemedik. O zamanın koşulları çok farklıydı. Babam öldürüldükten sonra neredeyse bizim ailede suçlu sayıldı ve izole edildik.Hrant Dink cinayetiyle Sabahattin Ali cinayeti arasında benzerlikler çok çarpıcı. Sabahattin Ali'nin cinayetini üstlenen, itiraf eden kişi de bu cinayeti milli hisleri galeyana geldiği için yaptığını söyledi. Hrant'ın katili de aynı şeyleri söyledi.Ben babam öldüğünde 11 yaşındaydım. En yakınınız bile sizinle temas etmekten çekinirdi. Çok daha çarpıcı birşey söyleyeceğim. Annem ve ailenin yakınları "mecbur olmadıkça babanın kim olduğunu kimseye söyleme" derlerdi. Bir çocuğun babasının kim olduğunu söylememesi çok korkunç birşeydir. O travmayı hala yaşarım. Bu hala devam eden tuhaf bir eziyet insanlar üzerinde.Bugün deklarasyonu okurken önce çok çekindim. Nükhet İpekçi'nin yazdığı metni ağlarımda okuyamam diye çok çekindim. Ama Dink ailesinin de benim okumamı istediğini öğrenince bunu bir vazife olarak gördüm.Ailelerin biraraya gelmesi hakikaten müthiş birşey. Birbirimizi belki ismen tanıyorduk ama bir büyük aile haline gelindi. Bu bir trajedi, felaket üzerine kurulmuş aile olmakla birlikte, insan ne kadar değerli insanların öldürüldüğüne de şaşıyor. Gerçekten yoklukları bu toplum için büyük kayıp olan insanlar öldürülmüş. Bu ailelerle biraraya geldikten sonra sesimizi daha fazla duyurabileceğiz. Adalet arayışının böyle bir güçle yapılması tek başına adalet aramaktan çok daha önemli gibi görünüyor.Meclis'ten beklentimiz çok. Herşeyden önce bizlerin acısını anlamalarını, adalet arayışımızın ne kadar acil ve önemli olduğunu görmelerini umuyoruz. Hiç olmazsa birkaç milletvekilinin, bakanın vicdanını titretebilirsek ne ala."