İstanbul Suriçi Grubu Derneği'nin Topkapı'da bir otelde düzenlediği etkinliğe onur konuğu olarak katılan AKP İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu, yaptığı konuşmada, ''10 yıllık iktidar dönemimizde bizimle şu ya da bu şekilde bizimle paydaş olanlar, gelecek 10 yılda bizimle paydaş olmayacaklar. Onlar da şu ya da bu şekilde her ne kadar bizi hazmedemeseler de; diyelim ki liberal kesimler, şu ya da bu şekilde bu süreçte bir şekilde paydaş oldular ancak gelecek inşa dönemidir. İnşa dönemi onların arzu ettiği gibi olmayacak" ifadesini kullandı. Babuşcu, "AKP iktidarının 10 yılda çok şey yaptığını ancak yaptıkları bu devletin kurumsal hafızasına yazılmazsa bertaraf edilmesinin çok kolay olacağını" savundu. Babuşçu, "Devletin kurumsal hafızasına düşülecek notlar açısından AK Parti daha çok daha uzun süre iktidarda olmak durumundadır" dedi.
PKK'nın sonlandırılması için büyük bir gayret sarf ettiklerini belirten Babuşcu, İsrail'in özür dilemesinin de AKP'nin ''diklenmeden dik duruşunun'' sonucu olduğunu söyledi.
Aziz Babuşcu, Türkiye'de uzun yıllar, her şeyin kendine ait olduğunu düşünen, elitist, statükocu, milleti ''kendisi için neyin iyi olduğunu dahi bilemeyecek şekilde değerlendiren'' bir merkezin egemen olduğunu savundu.
Sivil ve askeri bürokrasi, medya ve sermaye ayakları üzerine kurulu olan bu merkezde yer alanların, ''çevrenin'' taleplerini bertaraf etmek adına, askeri müdahaleler, komplolar planlandığını ileri süren Babuşcu, bunun sonucunda da ''çevreden'' gelenlerin Türkiye'de ağır bedeller ödemek durumunda kaldığını kaydetti.
Merkezdeki güçlerin, AKP'yi de iktidara geldiğinden itibaren tasfiye etmeye giriştiğini bildiren Babuşcu, ''Kapatma davası, 367 garabetinin bir sonucu olarak ortaya çıktı ancak millet buna izin vermedi'' dedi.
Uzun yıllar merkezde yer alan güçlerin düne göre işlerinin zor olduğunu belirten Babuşcu, şöyle devam etti:
''Ancak düne göre çok daha katı ve çok daha hesaplaşmayı son çıkış noktası olarak gören bir ideolojik tavır içindeler. Bu bizim, düne nispetle çok daha kararlı ve sıkı, çok daha ilişkilerini etle kemik misali birbirine kenetleyerek yol yürümemiz gerektiği gerçeğini ortaya koyuyor. Bu ülkede biz çok şey yaptık ama yaptıklarımızı bu devletin kurumsal hafızasına yazmadığımız sürece bertaraf edilmesi çok kolaydır. 10 yıllık süreç on yılların taşıdığı bir anlayışı bertaraf edebilme anlamında çok kısa bir süreçtir. Devletin kurumsal hafızasına düşülecek notlar açısından AK Parti daha çok daha uzun süre iktidarda olmak durumundadır. Bir parti olarak değil, bu milletin aydınlık yarınlarını inşa edebilmek adına böyle olmak durumundadır.''
AKP'nin 10 yıllık iktidarı döneminde kendileriyle paydaş olan gruplar bulunduğunu anlatan Babuşcu, şunları söyledi:
''10 yıllık iktidar dönemimizde bizimle şu ya da bu şekilde bizimle paydaş olanlar, gelecek 10 yılda bizimle paydaş olmayacaklar. Çünkü bu geçtiğimiz 10 yıl içinde, bir tasfiye süreci ve bir tanımlama özgürlük, hukuk, adalet söylemi etrafında yaptıklarımıza paydaşlar vardı. Onlar da şu ya da bu şekilde her ne kadar bizi hazmedemeseler de; diyelim ki liberal kesimler, şu ya da bu şekilde bu süreçte bir şekilde paydaş oldular ancak gelecek inşa dönemidir. İnşa dönemi onların arzu ettiği gibi olmayacak. Dolayısıyla o paydaşlar bizimle beraber olmayacaklar. Dün bizimle beraber şu ya da bu şekilde yürüyenler, yarın bizim karşımızda olan güçlerle bu sefer paydaş olacaklar. Çünkü inşa edilecek Türkiye ve ihya edilecek gelecek onların kabulleneceği bir gelecek ve bir dönem olmayacak. Onun için işimiz çok daha zor.''
2014'te yapılacak yerel seçimleri ''anahtar'' seçim olarak değerlendirdiklerini ifade eden Babuşcu, ''2014 merkezle çevre arasındaki mücadelenin finalidir. Kapıyı doğru açarsak arkasından gelecek cumhurbaşkanlığı, muhtemel bir anayasa referandumu ve genel seçim başarılı olacaktır. Burada AK Parti'nin şu ya da bu şekilde oy çıtasını aşağıya düşürecek oransal 1 puanlık sonuç bile siyasi anlamda ondan çok daha büyük sonuçlar doğuracaktır'' diye konuştu.