Bağdat Caddesi'ndeki binaların yüzde 80'i depreme dayanıksız!

Kentsel dönüşüm süreci kapsamında Türkiye’deki riskli yapıların tespit edilmesine başlandı. 50 yıllık binaların bulunduğu Bağdat Caddesi’nde yapılan incelemelerde, binaların yüzde 80’inin yıkılacak durumda olduğu tespit edilirken, 30 bina için ise yenilenme raporu verildi.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın kentsel dönüşüm süreci kapsamında Türkiye genelindeki riskli yapıların tespitine başlandı. Bağdat Caddesi’nde incelemelerde bulunan Kentsel Dönüşüm Bakanlık Yetkili Kuruluşu Tektaş Mühendislik, 50 yıllık binaların bulunduğu Bağdat Caddesi’nde binaların yüzde 80’inin yıkılacak durumda olduğuna ilişkin rapor hazırladı. Açıklamaya göre Tektaş Mühendislik, Bağdat Caddesi’ndeki 30 bina için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na "Binalar Yenilenmeli" raporu verdi.

Yeni binalardda problem yok

Kentsel dönüşüm sürecinde gerçekleştirdikleri çalışmaları değerlendiren Tektaş Mühendislik Yönetim Kurulu Başkanı İnşaat Yüksek Mühendisi Hakan Çatalkaya, Bakanlıktan onay aldıklarını ve bu binaların yenilenmesi sürecinin başlatıldığını açıkladı. Hakan Çatalkaya, “Alanlarda yaptığımız çalışmalarda gördüğümüz üzere, 1999 yılında yaşanan deprem bir milat oldu. O tarihten sonra artık hazır betona dönüldü ve bir standart oluşturuldu. 2007 Deprem Yönetmeliğine uygun yeni yapılan binalarda bir problem yok ama 1999 yılından önceki çoğu binalar riskli” dedi.

Sadece binaların deprem risk raporu vermediklerini belirten Hakan Çatalkaya şunları kaydetti: “Bize başka talepler de geliyor. Bir departmanımız bina ortak karar protokolünü ve tüm süreç için hukuk danışmanlığını veriyor, bir departmanımız hak sahipleri adına bakanlık kredi ve kira yardımlarını çıkartıyor. Çözüm ortaklarımız ile de kentsel dönüşüm kapsamında yenilenecek binaların inşaatlarını yapıyoruz. Talep edildiği müddetçe '12 Adımda Kentsel Dönüşüm' ile hak sahiplerinin eski binalarını yeniliyoruz ve iskanlı tapularını veriyoruz ”

Tapuyla başvurmak yeterli

Risk tespiti için binadan sadece bir kişinin tapuyla başvurmasının yeterli olduğunu belirten Hakan Çatalkaya, “Alana giderek zemin etüt çalışması ile işe başlıyoruz. Binanın her katından beton örnekler alıyoruz. Yaptığımız çalışmalar neticesinde, ‘bina sağlam’, ‘binada güçlendirme olmalı’ veya ‘bina yenilenmeli’ sonuçlarından birini belirliyoruz. Bakanlık bu raporu 10 günlük bir süreçte inceliyor. Bakanlık gerekli incelemelerini yaptıktan sonra, eğer bina riskli ise tapuya bir yazı gönderiyor. Tapudan kat maliklerinin hepsine binanın riskli olduğuna dair bir yazı geliyor” diye konuştu.

'Bir hafta içinde itiraz edilebiliyor'

Kat maliklerinin bu yazıyı aldıktan sonra bir hafta içinde itirazda bulunabileceklerini belirten Hakan Çatalkaya sözlerine şöyle devam etti: “İtiraz halinde, yasa kapsamında belirlenen üst kurul raporu inceliyor ve binaya bakarak bir kanaat geliştiriyor. Onlar raporun doğru olduğunu tespit ettikten sonra, artık mahkeme yolu kapanıyor. Avrupa’da da sistem bu şekilde işliyor. Bakanlık 60 gün süre veriyor ve üçte iki çoğunlukla ortak bina karar protokolü istiyor. Bu sayede Bakanlığın kredi ve kira olanaklarından yararlanılması sağlanıyor. Üçte iki çoğunluk sağlanamazsa, Bakanlık bina sakinlerini ortak bir karar almaları için uyarıyor, aksi durumda ya satışını yapıyor ya da kamulaştırıyor.”

İstanbul'da 300 bin bina yenilebilir

Sadece İstanbul’da 200 bin binanın yenileneceğinin öngörüldüğünü ifade eden Hakan Çatalkaya, “İstanbul’daki yapıların durumu tahmin edildiğinden de kötü. Ben bu sayının 300 binlere yaklaşacağını düşünüyorum” dedi. Binaların tek tek dönüştürülmesindense alansal olarak dönüştürülmesinin daha sağlıklı olacağını açıklayan Çatalkaya, alan olarak başvurulduğunda devletten ek imar da aldıklarını belirtti. Çatalkaya, bina, işyeri, site, yapı adası yada bir bölgenin kentsel dönüşüm kapsamında yenilenmesi için bina ortak kararı olmadan kat maliklerinden sadece birinin tapu ile kendilerine başvurmasının yeterli olduğunu bildirdi.