Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Irak konusunda Türkiye'nin sessiz kaldığını söylemenin "Çok ciddi haksızlık" olduğunu belirterek, "Irak konusunda Türkiye kadar hiçbir ülkenin sesi çıkmadı" dedi. "Hükümetin Gazze'de yaşananlara tepki gösterirken, Irak konusunda sesini çıkarmadığı" yönündeki eleştirilerin hatırlatılması üzerine Bağış, şunları kaydetti: "Irak'la ilgili en çok ses çıkaran ülke Türkiye olmuştur. Savaşın engellenmesi için dönemin Başbakanı şimdiki Cumhurbaşkanımız özel uçağını göndermiş ve Irak'ın en yetkili şahsını Türkiye'ye getirmiş, ona bir takım telkinlerde bulunmuştur. Irak'ın komşu ülkelerini Türkiye 9 kez toplamıştır. 1 Mart tezkeresiyle ilgili oylama yapıldı. Türkiye'nin çabalarına rağmen savaş başlayınca Irak'a en çok insani yardım malzemesi gönderen ülke Türkiye olmuştur. Irak'ta her gün 1500 ile 3 bin arasında kamyonumuz ilaç, gıda, inşaat malzemesi, su götürmektedir o günden bugüne kadar. Irak konusunda bir şey yapılmadı diyenlere bunları hatırlatmak gerekir." Askerleri Başbakan kurtardı CHP lideri Deniz Baykal'ın "Irak'ta Türk askerlerinin başına çuval geçirildiğinde neredesiniz?" diye sorduğunu dile getiren Bağış, o dönemde yaşananları şöyle anlattı: "O askerlerimizin orada içerisine düştüğü durumdan sonra Başbakanımız dönemin ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney ile görüştüğünde, ki o gün ulusal tatil günüydü ve zorla buldurduk tatil yaptığı yerden... 4 Temmuz ABD'nin bağımsızlık günüydü, 'Bizim çocukları çabuk serbest bırakın' dedi. Cheney, 'Sayın Başbakan emin olun ki durumları çok iyi' dedi. Başbakanımız dedi ki 'Ben hapis yatmış biriyim. Gözaltında, hapiste olan kişinin durumunu bana anlatmayın bunu kabul edemem, çabuk o çocukları serbest bırakın' dedi ve onları Başbakanımız kurtardı. Sayın Baykal bir takım konularda ahkâm kesiyor olabilir. Onun sırtında yumurta küfesi yok. Muhalefet lideridir. Sabah kalkar kahvaltısını, sporunu yapar, arkadaşlarıyla bir araya gelir. Saygı duyuyorum. Allah da başımızdan eksik etmesin Baykal'ı. Kendisine uzun yıllar sağlık sıhhat diliyorum. CHP'nin başında uzun yıllar bu performansı göstermesini temenni ediyorum. Ama 'Irak konusunda Türkiye sessiz kaldı' dersek çok ciddi haksızlık yapmış oluruz. Irak konusunda Türkiye kadar hiçbir ülkenin sesi çıkmadı." AB süreci Türkiye'nin AB serüvenine başlamasının 50. yılında kendisinin Başmüzakereci ve Bakan olarak atandığını anımsatan Bağış, şöyle konuştu: "Başmüzakereciliği üstlenmem benim için çok büyük onur. Bu yük öyle bir yük ki herkesin desteğini bekliyorum. AK Partili olsun başka partili olsun, sağcı solcu olsun, asker sivil, Ermeni Müslüman, Alevi Sünni olsun. Bu ülkede yaşayan herkesin ortak paydasıdır Avrupa Birliği." Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Bağış, "CHP'nin türban ve Kur'an Kursu açılımlarının seçim yatırımı olup olmadığı" yönündeki soruya karşılık şunları söyledi: "Benim beyin okuma, beyin metre gibi aracım yok. Öyle üstün yeteneğim yok. Yaptıkları hangi açılımın hangi amaçla olduğuna halkımız karar verecek ve bunu sandığa yansıtacaktır. Son dönemde Baykal'ın bazı açıklamaları geçmişte yaptığı açıklamalarla ters düşüyor. Ama bunu memnuniyetle karşılıyorum. 10 Şubatta Brüksel'de temaslarım olacak. Baykal'ın da aynı gün orada olacağını öğrendim. AB, iktidarıyla, muhalefetiyle hepimizin ortak paydası olması gereken bir proje. Baykal'ın AB'ye önem verdiğini görmek ve bu dönemde Brüksel'e gideceğini öğrenmek benim için sevindirici haber oldu." Barış sürecine katkı Başbakan Erdoğan'ın Davos'ta söylediği sözlerin herkesin vicdanının sesi olduğunu dile getiren Bağış, şöyle konuştu: "Başbakanın orada söyledikleri burada salonda olan herkesin vicdanının sesiydi. Bu salonun dışında olan herkesin de vicdanının sesiydi. Yerkürede yaşayan aklı selim herkesin vicdanının sesiydi. Çünkü bizim karşı olduğumuz ülke, millet, din, ırk değil. Biz bütün insanlara aynı sevgiyle yaklaşıyoruz. Bütün yaratılanları Yaratan'dan ötürü sevmeye inanmış insanlarız. Bizim karşı olduğumuz orada havadan atılan misket bombalarıyla çocukların, kadınların, bebeklerin öldürülmesi. Bir an evvel Orta Doğu'da da dünyanın diğer kanayan yerlerinde de barışın inşa edilmesi için çalışıyoruz. 7 yıldır da bu amaçla çalışıyoruz. Bütün bu uluslararası krizlerde Türkiye ara buluculuk rolü üstlenmiş ve barışa katkıda bulunmuş, bulunmaya da devam edecektir. Hiçbir kimseye diklenmeden, ama her zaman dik durarak bu çaba devam edecektir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın."