-Bağış terörle mücadelede destek istedi BRÜKSEL (A.A) - 09.11.2011 - Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, terör örgütü PKK'nın Türkiye'de kurşun sıkarken Avrupalıları uyuşturucuyla zehirlediğini anlatarak ''Brüksel'in güvenliğinin Batman'dan, Paris'in güvenliğinin Diyarbakır'dan ve Berlin'in güvenliğinin Şırnak'tan başladığını anlayın'' dedi. Brüksel Serbest Üniversitesinin Avrupa Çalışmaları Enstitüsü'nde ''Avrupa'daki Türkiye'' konulu konferans veren ve soruları cevaplandıran Bağış, PKK'nın AB terör örgütleri listesinde olduğunu hatırlatarak bu nedenle tüm AB üyelerinin PKK'yı terör örgütü olarak tanıyıp mücadele etmekle yükümlü olduğunu vurguladı. ''PKK bizim vatandaşlarımıza kurşun sıkıyor ama Avrupalıları da uyuşturucuyla öldürüyor. Çünkü terör örgütü PKK, Avrupa'nın en geniş uyuşturucu ve insan kaçakçılığı ağını kontrol ediyor'' diyen Bağış, Avrupa şehirlerinin güvenliği açısından terörle mücadelede dayanışma istedi. Egemen Bağış, ''Hepimiz birleşmeliyiz. İyi terörist olamaz, adı ister PKK olsun, ister El-Kaide olsun isterse 17 Kasım olsun tüm teröristler kötüdür'' şeklinde konuştu. Avrupalılardan diğer terör örgütleriyle savaşta gösterdikleri kararlılığı PKK'ya karşı da göstermelerini isteyen Bağış, ''PKK Avrupalıları da öldürüyor. Avrupalıların uyanıp bu uluslararası terör örgütüne karşı tam dayanışma içinde mücadele etmeleri gerekiyor. Beklentimiz, talebimiz ve hak ettiğimiz bu'' dedi. -''AB içinde ikinci büyük güç olacağız diye korkuyorlar''- Bağış, AB içinde Türkiye'nin üyeliğine karşı çıkanların farklı gerekçelere sarılırken gerçekte AB içinde Türkiye'nin gölgesinde kalmaktan korktuklarını söyledi. Egemen Bağış, halkının yüzde 99'ı Müslüman diye Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkanlara sadece ''Günaydın!'' diyebileceğini belirterek ''Türkiye bir gecede Müslüman olmadı, 1949 yılında ilk üyelik başvurusunu yaparken de, 1963 Ankara Anlaşması'nı imzalarken de, aday ülke statüsü alırken de ve 2005 yılında katılım müzakerelerine başlarken de halkının yüzde 99'unun dini İslam'dı'' hatırlatmasında bulundu. Bağış, Osmanlıyı bile ''Avrupa'nın hasta adamı'' olarak adlandırırken bugün en güçlü, en müreffeh, en demokratik döneminde Türkiye'yi Avrupalı kabul etmemenin büyük çelişki olduğuna dikkat çekti. Türkiye'nin üyeliğine karşı çıkanların özel sohbetlerde kendilerine ''AB içinde ikinci büyük güç olacaksınız, bizi gölgeleyeceksiniz'' dediklerini aktaran Bağış, üyeliğe karşı çıkanların aynı zamanda Türkiye'den ilham alarak insan hakları ve demokrasi özlemiyle Arap Baharı'nı başlatan Tunus'taki, Mısır'daki, Libya'daki ve diğer Arap ülkelerindeki on milyonlarca gencin rüyasına da karşı çıktığına vurgu yaptı. Avrupa'da her geçen gün daha da ağırlaşan ekonomik krizin Türkiye'nin AB üyeliği kararlılığını azaltmadığını belirten Bağış, sorunun gerçekte iyi bir reçete olan Maastricht ekonomi kriterlerine bizzat AB'nin 16 üyesinin uymamasından kaynaklandığını anlattı. Bağış, Türkiye'nin ise AB dışında olmasına rağmen hayli düşük bütçe açığı ve kamu borç stokuyla Maastricht kriterleriyle uyumlu ekonomik göstergelere sahip olduğunu kaydederek AB üyelerinin bu doğru reçeteyi doğru şekilde uygulayıp krizi aşmalarına yardımcı olabileceklerini dile getirdi. Başmüzakereci Bağış, limanların açılmasıyla ilgili bir soru üzerine, AB'nin KKTC'ye verdiği doğrudan ticaret sözünü Kıbrıs Rum kesimi olmak üzere sadece bir AB üyesinin yerine getirdiğini hatırlatarak kalan 26 üyenin de aynı yolu izlemesi gerektiğini vurguladı. Bağış, ''Ne zaman Air France, British Airways ve Lufthansa uçakları KKTC'nin Ercan Havaalanı'na uçmaya başlar, aynı gün tüm limanlarımızı, havaalanlarımızı ve hava sahamızı Kıbrıs Rum kesimi gemi ve uçaklarına açarız'' dedi.