T24- Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, ''Türkiye, hala 12 Eylül darbesinin kalıntılarının acısını yaşamaktadır''dedi. Egemen Bağış, İzmir'deki basın kuruluşlarının temsilcileri ve köşe yazarlarıyla İzmir Ticaret Odasında bir araya gelerek soruları yanıtladı. Almanya Başbakanı Angela Merkel'in imtiyazlı ortaklıkla ilgili söylemleri bulunduğunun belirtilmesi üzerine Bağış, şunları kaydetti: ''Avrupa'daki filanca siyasetçinin ya da falanca kişinin yaptığı açıklamaların etkisinde kalmamanızı tavsiye ederim. 17 Aralık zirvesinde Türkiye'ye verilen tarih tam üyelik için müzakerelerin başlayacağı tarihtir. 27 AB üyesi ülke Türkiye'nin AB üyeliğini, tam üyelik sürecini desteklemiştir, onay vermiştir. Birilerinin iç politikası için istismar çabalarını çok fazla ciddiye almamamız gerekir.'' -VİZELERİN KALDIRILMASI ÇALIŞMALARI- Bağış, vizelerin kaldırılması yönündeki çalışmaların sürdürüldüğünü belirterek, şöyle konuştu: ''Serbest dolaşımla ilgili olarak Türkiye'nin 1963'te rahmetli İnönü'nün imzaladığı Ankara Anlaşması'ndan doğan hakları var. Türkiye 1980'e kadar birçok AB üyesi ülkeyle vizesiz, rahat serbest dolaşımı olan ülkeydi. Bugün vize konusunda en çok sıkıntı yaşadığımız ülkelerin çoğu vizeleri ne zaman koymuştur, bakmak gerekir. Bu vizelerin çoğu, 1980'de 12 Eylül darbesinden 2 hafta sonra konulmuştur. Maalesef zamanın iktidarı bu vizelerin konulmasını adeta teşvik etmiştir, hatta talep etmiştir. Çünkü Türkiye'de darbe sonrası kısıtlanan özgürlük ortamından rahatsız olanlar hem sağdan hem soldan farklı ülkelere iltica etmeye başlamıştır. Bunu durdurmak için Türk hükümeti ile temas eden müttefiklerimize 'o zaman vize uygulayın' cevabı verilmiştir. Türkiye hala 12 Eylül darbesinin kalıntılarının acısını yaşamaktadır. Bu vizelerin kaldırılması için çaba içindeyiz, çalışmalarımız var.'' -''TEK HEDEF TAM ÜYELİK''- Bağış, Türkiye'nin AB ile ilişkilerinde tek hedefinin tam üyelik olduğunu kaydederek, şöyle devam etti: ''Sayın Merkel'in ayrıcalıklı ortaklık iddiasıyla ilgili olarak, Almanya'yla ilişkilerimizde, ayrıcalıklı ortaklık düşünülebilir ama AB ile asla. AB'de ilişkinin boyutu bellidir, ya aday ülke olursunuz ya müzakere eden ülke olursunuz ya da üye ülke olursunuz. Üyeliğin farklı alternatifleri yoktur. Türk-Alman ekonomik ilişkileri, 20 milyar dolara yaklaşan ticaret hacmi, orada ciddi iş birliği var ama AB ilişkilerimizde tek hedef var, o da tam üyeliktir.'' -YARGI REFORMU- Egemen Bağış, yargı reformunun AB ile ilişkilere etkisiyle ilgili soru üzerine şunları söyledi: ''Yargı reformu olmadan AB'de ivme kazanmamız imkansızdır. Yargı reformuna olan ihtiyaç herhalde son 10 yılda yayınlanan AB ilerleme raporlarının her birinde kapsamlı olarak ele alınmış bir konudur.Bunların çerçevesinde Adalet Bakanımız aylar süren çalışmasının sonrasında Kızılcahamam'daki toplantıda Yargıtayın da Danıştayın da Anayasa Mahkemesinin de Sayıştayın da yetkilileriyle birlikte hazırladıkları yargı reformu strateji belgesi AB Komisyonu tarafından çok takdir edilmiş ve en son yayınlanan ilerleme raporunda çok ciddi övgü almıştır ama bu strateji belgesinin artık eyleme konulması gerekmektedir. -''ASKERİ DEMOKRASİYLE AB'YE ÜYE OLUNMAZ''- Anayasa değişiklik paketiyle ilgili bir soru üzerine de Bağış, şunları kaydetti: ''Öncelikle Türkiye'de bütün yaşadığımız sıkıntılara rağmen, 2007'den bu yana kadar demokrasimiz üzerinde oynanmaya çalışılan bütün oyunlara rağmen hükümetin ve iktidar partisinin cesaret göstererek anayasa değişikliği paketi hazırlamış olması ve bunu kamuoyuna tartışmaya sunmuş olması çok önemli bir adım. Türkiye 1960'tan bu yana askeri anayasalarla yönetiliyor, 60'tan bu yana da AB'ye üye olmaya çalışıyor, olamıyor. Bu bir tesadüf mü? Askeri anayasalarla askeri demokrasi olur, askeri demokrasilerle AB'ye üye olunmaz.'' -''BAYKAL'IN BRÜKSEL'DEKİ KONUŞMALARI GÖZLERİMİ YAŞARTIYOR''- Bağış, Avrupa'da kimi siyasetçilerin Türkiye'yle ilgili olumsuz beyanat verdiğinin belirtilmesi üzerine şöyle konuştu: ''Farklı kişilerin farklı demeçler vermesi olabilecek bir şey, siyasilerimizin de ona bakarsanız... Sayın Baykal'ın Brüksel'de yaptığı konuşmaları okuyunca gözlerim yaşarıyor ama mecliste ortaya koyduğu tutuma bakınca da içim kararıyor.''