MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, anayasa değişikliği referandumunu ve Avrupa'yla yaşanan diplomatik krizi değerlendirdi. Bahçeli, Avrupa ülkelerini kast ederek "16 Nisan'da çıkacak Evet'ler, hayırcı kafilenin içindeki FETÖ, PKK, PYD, DHKP-C ve Türk düşmanlarını tir tir titretecektir. 16 Nisan bu yüzden onlar için de bir Kurtuluş Günü olacak aslında. Yani bizde Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi değişecek. Ama, onların bir rejim değişikliğine ihtiyaçları var. Kopenhag Kriterleri dediğimiz ve AB'ye üyelik şartlarını içeren kriterlere önce kendileri uymalılar. Onlar bir çözülme ve çürüme sürecine girmiştir. Hollanda'daki ırkçılık kafasıyla, İslam düşmanlığıyla bir yere varılmaz" dedi.
Devlet Bahçeli'nin atv Ankara Temsilcisi Şebnem Bursalı'ya verdiği söyleşi şöyle:
- İlk miting neden Elazığ'da?
Her bölgede yapacağımız mitinglerde Güneydoğu Anadolu'da 2 ilimizi ön plana çıkardık. Bunlardan birisi Elazığ. Her seçim döneminde mutlaka Elazığ'a geliriz. MHP'nin siyasi faaliyetlerinde Elazığ önemli dönüm bir noktası. Belediye başkanlığını ve milletvekilliğini hediye eden illerden biridir. Dolayısıyla bu bölgede MHP'ye çok samimi bir yaklaşım var. Biz de bunu her zaman önde tutma ihtiyacı hissederiz. İkinci ilimiz de Erzurum'dur. 9 mitingimiz olacak. Ancak bu arada, partimizin Başkanlık Divanı, bu referandum sürecinde il il bilgilendirme toplantılarına devam ediyor. Referandum sürecinde MHP sanki fazla faaliyeti yokmuş gibi gösterilmeye çalışılıyor ama yaptıklarımızı anlatma, gösterme şansımız medya aracılığıyla fazla olamıyor maalesef. Faaliyetlerimiz imkanlarımız ölçüsünde bize göre yeterlidir. Biz faaliyetlerimizi parti faaliyeti olarak düşünmüyoruz, siyaset yapmadan anayasa değişikliği üzerinde duruyoruz, halka anlatıyoruz.
- 'Evet' çıkarsa Cumhurbaşkanı Erdoğan 'diktatör' olur deniyor. Ne diyorsunuz buna?
Bu kadar yılın tecrübesine dayalı olarak yapılmış acımasız eleştirilere rağmen Sayın Cumhurbaşkanı eğer gelecekte tekrar yönetimde etkin konumda olursa, bu konuları dikkate alarak çalışmalarını sürdürür. Türkiye'de diktatör olmaz. Bir defa diktatör Türkçe değil.
- Hayır çıkarsa ne olur?
Sandıktan hayır çıkacağına ihtimal vermiyorum. Olmayan şey üzerine de yorum yapmanın manası yok.
- Hayır cephesine karşı ne dersiniz?
Bizim nezdimizde hem evet hem hayır diyen her vatandaşım her kardeşim bir ve aynıdır. Fakat bu defa hayırda hayır yoktur. Ayağımıza pranga vurmak, bağımsızlığımızı bitirmek isteyen terör örgütleri ve arkasındaki ülkeler karşımızdadır. 16 Nisan'da çıkacak Evet'ler, hayırcı kafilenin içindeki FETÖ, PKK, PYD, DHKP-C ve Türk düşmanlarını tir tir titretecektir. Bu evet'ler Avrupa'ya kapak, işgal planı yapanlara tokat olacak, hepsini silindir gibi ezip geçecektir.
- 16 Nisan'da 'Evet' demenin karşılığı nedir sizce?
Türk ve Türkiye düşmanları devrededir. Karşımızda çok çetin bir oyun sahnededir. Bu oyun acımasız, vahşi ve ahlaksızdır. Küresel komplonun hedefinde Türk milleti vardır. Bin yıllık kardeşliğimizden rahatsız olan mihraklar, içimizde, çevremizde kanlı nöbettedir. Bu cinayet çetelerinin en sinsisi FETÖ 15 Temmuz'da silaha sarılmıştır. FETÖ, son haçlı akınına komuta eden barbarlardan Türkiye'yi işgal emrini alarak harekete geçmiştir. Milli birliğimizi çözmek, milli bünyemizi çürütmek istediler.
Türkiye böylesi bir ihaneti hiç görmedi. Ama darbe teşebbüsüne 80 milyon direndi. FETÖ şiddeti sürerken DEAŞ, PKK-PYD sınırlarımızdan içeri sızıp işgali tamamlamak için fırsat kolladı. Bu kolektif bir istila denemesiydi, Türkiye'yi yok etme girişimiydi. İftiharla söylemek isterim ki; şehadete inanmış millet evlatları bu paralı cellatlara hayatı zehir etti, Türkiye uçurumdan el birliği ile kurtarıldı. Türkiye ipten alındı. Millet ve devlet bekası muazzam risk ve tehditlerin altındadır. Türkiye, bu şekilde gidemezdi. Türkiye'yi kaybedebiliriz dedik, uzlaşma çağrısı yaptık. İlkelerimizden, ülkülerimizden de taviz vermeden, sistemin yeniden inşasını zorunlu gördük. Bunun da milli bir mutabakat kapsamında olmasına özen gösterdik. Yerli, milli ve ahlaki bir uzlaşmayla, üstelik tamamıyla iç dinamiklerle temellenmiş sistem değişikliği ortaya kondu. 16 Nisan'da Türkiye kazanacaktır. İnanıyorum ki 16 Nisan'da yeni anayasaya evet denilecek ve Türk milleti onun bunun ağzına bakmayarak, muhteşem iradesiyle geleceğini şekillendirecektir.
- Hollanda, Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinde Türkiye karşıtı tutumlar artarakdevam ediyor. Avrupa ülkeleri neden Türkiye'ye karşı böyle bir tavır sergiliyorsizce?
Türkiye'nin iç siyasetinde meydana gelen tartışmalardan yararlanmak suretiyle Türkiye üzerinde geçmişte başlatılmış, fakat sonuçlanmamış bir hesaplaşmayı gündeme getirmeye çalışıyorlar. 16 Nisan bu yüzden onlar için de bir Kurtuluş Günü olacak aslında. Yani bizde Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi değişecek. Ama, onların bir rejim değişikliğine ihtiyaçları var. Kopenhag Kriterleri dediğimiz ve AB'ye üyelik şartlarını içeren kriterlere önce kendileri uymalılar. Onlar bir çözülme ve çürüme sürecine girmiştir. Hollanda'daki ırkçılık kafasıyla, İslam düşmanlığıyla bir yere varılmaz.
- Türkiye'nin içinde bulunduğu durumu ikinci bir Kurtuluş Savaşı olarak mı değerlendiriyorsunuz? Özellikle de emperyalizme karşı?
Mutlaka. Türkiye'nin içinde bulunduğu durum tam da budur. Ama Türkiye'de Kuvayı Milliyeci geçinenler bunu henüz kavrayamamış maalesef.
- MHP içindeki ayıklama sürecini "Hayır'cıları tasfiye" olarak değerlendirenler var.
Hayır diyen herkesi ihraç etmiyoruz biz. O bir düşüncedir ve zaman içinde 'evet'e dönüşme ihtimali de vardır. Ama, hayır kisvesi altında değişik ilişkilerle MHP'nin varlığını zedeleyebilecek davranışlar ihraç sebebidir. Tüzüğümüze ve parti politikalarımıza göre aykırı davranışlardır. Onu yapanlar gidiyor şimdi. Metin Feyzioğlu ile bir eski milletvekili (Sinan Ogan) Anadolu'yu neden dolaşır? Biz CHP'de farklı düşünen herhangi bir kişiyi, MHP olarak CHP'nin aleyhine tahrik eden bir siyasi takip ve tercih etmiyoruz. Ama CHP çok büyük yanlışlar içerisinde. Sahip oldukları bazı televizyon ve basın aracılığıyla MHP'yi rahatsız ediyorlar. O rahatsızlık, ileride başlarına bela olur. Altından kalkamazlar. Zaten kendi içlerinde oldukça çok bela var (gülüyor).