Milliyetçi Hareket Partisi kuruluşunun 48'inci kuruluş yıl dönümünü kutluyor. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli kuruluş kutlamaları çerçevesinde partisini izleyen gazetecilerle bir araya geldi. Başbakan Binali Yıldırım ile görüşmesine ilişkin soruları yanıtlayan MHP Genel Başkanı, görüşmede anayasa değişiklik sürecinin ve Türkiye gündemindeki başlıkların ele alındığını belirtti. "Biz gidip ‘evet’ i anlatmazsak kimse ‘evet’ demez" dedi.
Gazetecilerin Bahçeli'nin referanduma ilişkin değerlendirmelerinde "Ülkenin bekası" vurgusu yaptığını hatırlattı ve "Hayır çıkarsa, bu sistem geçmezse ne olur?” diye sordu. Bahçeli "Karmakarışık olur Türkiye. Bundan yararlanmak isteyen çevreler çıkabilir" yanıtını verdi. MHP lideri, bu sorunun sistem geçerse şeklinde tersinden de düşünülmesi gerektiğini de söyledi.
Al Jazeera'dan Gonca Şenay'ın haberi şöyle:
Referandum sonuçlarına ilişkin tartışılan bir diğer başlık da erken seçim. Üstelik erken seçimin evet de çıksa hayır da çıksa gündeme geleceği Ankara kulislerinde çok sık dile getiriliyor. Referandumdan “Evet” çıkarsa Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın uygulama için 2019’a kadar beklemek istemeyeceği, o yüzden de erken seçime gidileceği, bu senaryonun bir bölümü. Hayır çıkması durumunda ise iktidarın güven oyu almak isteyeceği, o yüzden de erken seçimin kaçınılmaz olduğu iddiası ise senaryonun bir diğer ayağı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise iki ihtimalin sonunda dile getirilen erken seçim seçeneğini "ciddiye alınır" bulmadığını söyledi.
"Evet de hayır da olsa başka senaryolar üzerinden Türkiye’yi seçime götürme çok ciddiye alınır bir yaklaşım olmaz. Türkiye’yi senaryolara kurban etmemek lazım.”
Bahçeli kendisinin de her zaman ülkenin geleceğini düşündüğünü ise şu sözlerle ifade etti: "Sabaha kadar düşünüyorum. Sabahlara kadar ülkem için kendi kendimle tartışıyorum."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin kampanya sürecinde AKP ile birlikte hareket etmesini doğru bulmadığı yönündeki görüşünü de bir kez daha dile getirdi. İki partinin de kampanyasını kendi gerekçeleri doğrultusunda yürüteceğini söyleyen MHP lideri, her şeye rağmen bazı kavramların çelişkilere fırsat vermeden ağız birliği içinde kullanılması gerektiğini de sözlerine ekledi. Bahçeli’nin “yarım ağızla evet denmemesi gerek” vurgusu da dikkat çekiciydi.
Referandum kampanyasında kendisinin de mitingler düzenleyeceğini söyleyen Bahçeli, "Biz gidip ‘evet’i anlatmazsak kimse ‘evet’ demez. Karar verdiğin bir şeyi yapacaksın" diye konuştu.
MHP referandum sürecinde partisinin izleyeceği stratejiyi haftasonunda Konya’da yapılacak toplantıda belirleyecek. Bu süreçte kullanılacak sloganlardan birini grup toplantısında açıklayan MHP Genel Başkanı, hafta sonunu beklemeden referandumda kullanılacak sloganlardan bir diğerini ise gazetecilere açıkladı.
Bahçeli bir soru üzerine Konya’daki parti toplantısına Meclis’te anayasa değişikliği için "Hayır" oyu veren milletvekillerinin katılmayacağını da belirtti.
Toplantının önemli gündem maddelerinden biri de Ankara kulislerinde son dönemde sık sık dile getirilen MHP’li bakanların referandum öncesi veya sonrası bir dönemde kabineye gireceği iddiaları oldu.
Bahçeli bu sorulara bir kez daha sert bir dille yanıt verdi.
"Öyle bir teklif MHP'ye yapılamaz. Yapılırsa karşılık alır. MHP'nin de öyle bir talebi olmaz.”
Bahçeli, bazı kesimlerce dile getirilen milli mutabakat hükümeti beklentisinin kaynağı olarak Doğu Perinçek’i gösterdi. Partisinin bu isme yönelik tavrının doğru anlaşılması gerektiğini belirtti.
“Bu yapıların bazı grupları parti bünyesine almış olması ve bunlar içinde belli bir sayıda MHP’linin bulunmuş olması noktası söz konusu. Böyle bir tabloda MHP tavır koyacaksa o tavrın çok net anlaşılması lazım. Bunu hayır kavramı içinde yapmaya çalışıyorsa bunu kabul etmek mümkün değil.”
15 Temmuz darbe girişiminden bu yana MHP liderinin altını en çok çizdiği başlıklardan biri Gülen yapılanmasının siyasi ayağının ortaya çıkarılması gerektiğiydi. Bahçeli’ye bu konudaki vurgusu da hatırlatıldı ve hassasiyetinin devam edip etmediği soruldu.
“Benim sözüm söz. Dün ne söylemişsem şimdi de aynısı geçerlidir. Konunun üzerine kararlı ve çok ciddi gidilmesi lazım. Böyle astsubay ile askeri öğrenci ile bürokrasinin belli bir bölümüyle uğraşmak çok sağlıklı olmuyor. Bazı haksızlıklar olduğu kamuoyuyla paylaşılıyor. Hal böyle olunca mahkemelerin de başlaması, adalet önünde sorgulamaların başlaması lazım. 8 alanda bir FETÖ hareketinden bahsediliyorsa siyaseti bu alanın dışında tutmamak lazım. Bu bakımdan Yurtta Sulh Konseyi üzerine gidilmesi gerekiyor. Ben bu soruları çok soruyorum ama henüz yanıt gelmedi. Bu kadar olay olduktan sonra siyasetin bunun dışında olduğunu iddia etmek çok zordur. Siyasetin üzerine gidilmeli ve bu ayak da ortaya çıkarılmalı. Bu şart oldu artık. Nereye dayanırsa da dayansın.”
Bahçeli’nin gazetecilerle yaptığı toplantıda Gülen yapılanmasına ilişkin yaptığı zürafa benzetmesi de dikkat çekiciydi.
“Şimdiki haliyle FETÖ zürafa gibidir. Tanıması kolay ama tanımlanması zor. Zürafayı gördüğün zaman nedir dendiğinde anlatmak çok zordur.”
Amerika Birleşik Devletleri’nin Fetullah Gülen’i iade etmesi gerektiğini söyleyen MHP Genel Başkanı, Trump yönetimine ilişkin ilk değerlendirmesinin Obama’nın siyasetinin devam etmeyeceğinin görüldüğü yönünde olduğunu anlattı. “Obama siyasetinin Ortadoğu'ya getirdiği herhangi bir iyilik yok.” diyen Bahçeli’ye göre yönetim değişmiş de olsa CIA’e karşı dikkatli olmak gerek. Bahçeli, CIA ile ilgili değerlendirmesini CIA Başkanı’nın Ankara ziyaretine ilişkin yaptı.
“Doğru bilgi almak için mi geldiler? Yoksa Türkiye'yi yanlış bir yola yönlendirmek için mi? CIA'ye fazla güvenmemek lazım.”
Demokratik Bölgeler Parti’li Mardin Belediye Başkanı Ahmet Türk’ün tutuklu yargılanması Meclis’te anayasa görüşmeleri sürerken MHP Genel Başkanı’nın “doğru bulmuyorum” açıklaması yaparak kamuoyunun dikkatini çektiği başlıklardan biriydi. Bu açıklamadan bir süre sonra bir kaç kez gittiği doktor kontrolleri ardından tutuksuz yargılanmasına karar verilen ve tahliye edilen Türk, Bahçeli’ye teşekkür etmiş hatta bunun için kendisini ziyaret etmek istediğini belirtmişti. Bahçeli’ye Türk’ün tahliyesi ile ilgili değerlendirmesi ve randevu talebi soruldu.
“Tahliye edilmiş olmasından memnuniyet duydum. Biz 2007 yılında TBMM'ye girdiğimizde orada bir çok siyasi parti vardı. Sayın Aysel Tuğluk hanımefendi ve Sayın Ahmet Türk bizim bulunduğumuz bölüme gelerek hayırlı olsun temennilerinde bulundular. Farklı ideoloji de olsa, siyasette bunlar güzel şeyler. Çatışma ortamı da olsa insanlığı heba etmemek lazım. Böyle bir randevu talebi gelmedi. Olursa niye randevu vermeyelim?”
Gazetecilerin gündemdeki diğer başlıklara ilişkin sorularını da yanıtlayan MHP Genel Başkanı, ekonomideki gelişmelerin çok dikkatle izlenmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dolar bozdurma çağrısının hatırlatılması üzerine ise MHP lideri kendisinin elindeki doları çok daha önce bozdurduğunu söyledi.
“Sayın Cumhurbaşkanı böyle bir öneri yapmadan önce bir miktar dolarım vardı, bozdurdum. Hepsi 1050 dolardı, o gün 3 bin küsür lira yapıyordu. O para da hala çekmecemde duruyor. Kur çok düşüktü. İhtiyacım yoktu ama herhalde bir dolar alerjisi oldu, elden çıksın dedim.”
Varlık Fonu’na ilişkin ayrıntılı bir açıklama yapılmadığından değerlendirme yapmak için erken olduğunu söyleyen MHP Genel Başkanı, akademisyenlerin ihracı ile ilgili tartışmalar için ise “Bazı uygulamalar her devlet tarafından yapılır. Uygulamanın sonucu görmek için adalet mekanizmasının harekete geçmesi lazım. Üniversite geçmişten bu yana çok önemli. Ama üyelerin hepsinin masum olduğunu söylemek yanlış olur. Bunu eski bir öğretim üyesi olarak söylüyorum” dedi.