MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Türkiye'de yeni bir sisteme geçiş süreci var. Bu tartışmaları, kutuplaşmaları, krizleri önlemek için erken seçim zaruret haline geliyor" dedi. Bahçeli, eski başbakan Tansu Çiller'in AKP'nin İstanbul Yenikapı mitingine katılmasına ilişkin "Ben onu tebrik ettim. Çiller Türkiye'nin içinde bulunduğu koşulları dikkate alarak o mitinge katıldı'' değerlendirmesini yaptı. Anket şirketlerinin partisini yüzde 10'nun altında göstermesini eleştiren Bahçeli, yasa çıkarılması gerektiğini belirterek "Anket şirketleri algı yaratmaya çalışıyor" dedi.
Bahçeli, yeni hükümet sistemine ilişkin şunları söyledi: "Yeni hükümet sistemi Cumhuriyet tarihimizin üçüncü evresidir. Rejim değişikliği değil, sistem değişikliğidir. Bu sistem değişikliğinde anayasa ve halk oylamasıyla temeli oluşan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ilk cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olacaktır. Ondan sonra Anayasa'da, başka yerde ne yazıyorsa yazsın, buradan itibaren başlatmak lazım."
Habertürk TV, Show TV ve Bloomberg HT ortak canlı yayınında Didem Arslan'ın sorularını yanıtlıyan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, çağrısının ardından alınan erken seçim kararına ilişkin ''Öncelikle Anayasa değişikliği halk oylaması sonucunda cumhurbaşkanlığı ve miletvekilliği seçimleri 3 Kasım 2019 olarak belirlenmişti. Türkiye'nin çok önemli dış ve iç güvenlik sorunları dikkat çekiyor. Erken seçim dillendirmesi yapılarak kaos oluşturulmaya çalışılıyordu. Seçimlerin erkene alınmasında yarar gördük. Biz 26 Ağustos olarak öngörmüş ve kamuoyu ile paylaşmıştık. 18 Nisan'da hükümet bizimle görüşmek istedi'' açıklamasına yaptı.
24 Haziran tarihini hükümetin belirlediğini söyleyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''26 Ağustos aynı zamanda da Kurban Bayramı'nın öncesi ve sonrasını kapsayan bir tarih. Seçimlerin daha sağlıklı olabilmesi ve biraz daha erkene alınmasıyla daha verimli çalışma yapılacağı düşüncesiyle 24 Temmuz olarak ifade ettiler'' dedi.
Bahçeli ''Kamuoyunda çok tartışılıyor, önüne gelen yorumlar getiriyor. Her akşam televizyonda çok farklı yorumlar getiriliyor. Ben bunların hepsini takip ediyordum. Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı sorunları çözebilme yeterliliğini kaybetmesine vesile oluyor. Türkiye'de yeni bir sisteme geçiş süreci var. Bu tartışmaları, kutuplaşmaları, krizleri önlemek için erken seçim zaruret haline geliyor'' değerlendirmesinde bulundu.
Bahçeli, 57. hükümet kurulmasında toplumun beklemediği bir partinin sağda birinci parti olarak ve hükümet ortağı olarak geldiğini hatırlatarak bugün ile o dönemi karşılaştırdı.
''Necmettin Erbakan Bey hükümeti kurma yetkisi aldı. O günden itibaren basının, koalisyonun Türkiye'yi nereye getireceği yönündeki kaygılarını dile getirmeleriyle, güçlü bir koalisyon olsa da 11 ay sürdü'' dieyen Bahçeli, o dönemi şöyle aktardı:
''Refah Partisi'nin ittifak olmasını bir rejim sorunu olarak gören kim varsa bu işlerin içerisinde, tartışmalarla 57. Hükümet kuruldu. Bu potansiyel ile 12 Eylül öncesi kutuplaşmaları da gündeme getirmek sureti ile ''bunlar iktidar olursa ne yapar'' şeklinde, istemedikleri her parti için sivil toplum kuruluşları ile medyasına kadar bazı noktaları gündeme taşıdılar'' diyen Bahçeli, ''Siyaset bilimciler objeketif yorumlar sunarak hem demokrasimize hem siyasi partilerimizin kendini gözden geçirmesine yol açacak bir gözlem paylaşmaları gerekir.'' değerlendirmesinde bulundu.
''Türkiye'de birileri bir şeyler yapmak istiyor ama burada millet yok millet iradesi yok" diyen Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti: "Böyle bir, ortam içerisinde yıkamayacaklarını anlayınca Demokratik Sol parti'ye döndüler. 136'yı karpuz gibi ikiye böldüler. İsmail Cem'in başkanlığında yeni bir parti kurdular. Bir şey yapacaksanız adı yeni parti... Fakat her yeni Türkiye'yi geriye götürmüştür. Hüsamettin Özkan ve Kemal Derviş olayları tüm çıplaklığıla yaşadıkları için anlatmaları lazım.''
''Kemal Derviş'e rahmetli Ecevit tarafından 'buradan çıkış' sorulduğunda 'yeni bir senaryoya ihtiyaç var' dendi. Rahmetli Ecevit soruyor 'neyi kastediyorsunuz.' Tabii söyleyemiyorlar. 4 Temmuz 2002'de bu olay yaşanınca ben 'erken seçim' dedim. 7 Temmuz'dan itibaren de Demokratik Sol Parti 62'yi buldu ve yeni bir parti kuruldu. Ecevit benim erken seçim talebimin erken olduğunu ve zamanlama olarak da uygun olmadığını belirtiyordu.
Erken seçim yönünü gündeme almadan bu işin altından kalkacaklarını düşünüyordu. Evcevit beni başbakanlık konutuna çağırdı dedi ki 'partimizden ayrılışlar 30'a ulaştı. Burada kalmadı umud ederim ama olmayacak gibi görünüyor. Koalisyon ortaklığı konusunda ne düşünüyorsunuz' dedi'' şeklinde konuştu.
Bahçeli, eski başbakan Tansu Çiller'in geçen pazar günü İstanbul Yenikapı'da düzenlediği mitinge katılmasına ilişkin ''Tansu Çiller başbakanlık yapmış Türkiye'nin önemli siyasi kuruluşunda Süleyman Demirel'den sonra genel başkan olmuş. Türkiye'nin içerisinde bulunduğu şartları dikkate alarak o mitinge katıldı. "Milli şuur itibari ile buradayım" dedi. Bu çok kapsamlı üzerinde düşünülmesi gereken geçmişte tecrübeleri olan bir siyasetçinin kullandığı bir kelime. Ben onu tebrik ettim. Çiller Türkiye'nin içinde bulunduğu koşulları dikkate alarak o mitinge katıldı'' açıklamasını yaptı.
Bahçeli, '' Türkiye'nin maalesef siyasi kültürü bu yöne gitmiş. Kimse olumlu ve geleceğe yönelik bir şey düşünmüyor. Kimsenin haysiyeti ile oynamaya kimsenin hakkı yoktur. Gidebilir(Çiller). Bizi de davet ettiler. Bu miting AK Parti'nin mitingidir. Benim bir katkım yok bu mitinge. Cumhur ittifakı demek iki ayrı partiyi birbirnden tamamen soyutlayarak yorumlarsanız böyle bir toplantıya bizim katılmamaız bize ne kazandırır. Geldiler, büyük alkış aldılar gittiler. MHP'nin buna ihtiyacı yok'' dedi.
Bahçeli şöyle devam etti:
''MHP'nin bünyasine değişik alanlarda değişik kişiler trafından fitne yayarlar. Bunları boşuna mı destekliyorsunuz, şuyumuz var... Her dönemde bürokrasde de bulunanlar ve yeni dönemde de bürokraside olmak isteyenler 'ülkeyi ancak bu durum kurtarır' diyerek kendilerine menfaat yaratıyorlar. Sayın Recep Tayip Erdoğan beyi destekleyeceğimizi ifade etmişiz. Hal böyle olunca yürtmenin başı seçildiği takdirde Recep Tayyip Erdoğan'dır. TBMM içerisinde güçlü bir MHP olmasını istiyoruz. Hükümeti nasıl kuracaksa kurar, o onun işi. Ahmet Davutoğlu'nun hatalarını yaparlarsa her şey biter. Tuğrul Bey'e teklifte bulundu. Meral Akşener kabul etmediklerini ifade ediyorlar. Ne yapacağız biz, bu kadar mücadele veriyoruz. Bir değerli gazeteci 'bunlar hazine yardımı almak için böyle bir ittfaka girdiler, barajı aşamayacak korkusuyla böyle yapıyorlar...' dedi. Bunları da söylemeyen kalmadı. Biz ne yapacağız, girdiğimzi yolda devam edeceğiz"
''AK Partili adaylar Cumhurbaşkanı'nın adaylığını konuşmuyorlar"
Bahçeli, daha önce fitne vurgusu yaptığı konuşma hatırlatılınca, ''Cumhur ittifakında nifak uyarım Ak Parti adaylarına yöneliktir. Ak Parti Kayseri'deki istişare ve toplantımızda kullandığımız bir kelimedir. O AK Parti adaylarına yöneliktir. AK Parti'nin bunu bilmesi ve görmesi lazım. MHP'nin oradaki temsilini sürekli eleştiriyorlar. Başka türlü söylemler kullanıyorlar. Ama sayın Cumhurbaşakanının adaylığını konuşmuyorlar. Bir tanesi daha var MHP'nin büyük kurultayında MHP'nin cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan dedim. Yapılan konuşmalarda 'bir MHP'yi neden taşıyalım, güçlü bir AK Parti'yi yaratalım.' Hiç ağızlarından cumhurbaşkanı adayı çıkmıyor. Bunlar her yerde 3-5 tane var'' dedi.
AKP ile yapılan İttifakın bitebileceğini de söyleyen Bahçeli, “Davutoğlu’nun yaptığı hatalara düşerlerse her şey biter, kimse bizi yok sayamaz, satın alamaz, kullanamaz. MHP'nin yok farz edilmesini kabul edilemeyiz. Bizi kimse kullanamaz, satın alamaz. MHP, bugüne kadar ki çabalarında cumhurbaşkanlığı sisteminin içerisinde bakan veya cumhurbaşkanlığı yardımcıları olarak herhangi bir talep düşünemez, aklına da getiremez. Meclis çoğunluğu sağlanamazsa farklı partilerle temas kurulabilir. Ama bunun Cumhurbaşkanı tarafından koalisyon olarak değerlendirilmesi yanlıştır. Anca bir uzlaşma olabilir. Davutoğlu'nun batağına düşerlerse her şey biter. Bize şu an düşen görev Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı seçilmesi” ifadelerini kullandı.
Bahçeli ''Bu ittifakın varlığından çok büyük oranda uluslararası Avrupa ve bazı çevreler rahatsız oluyor. Dağılsın, parçalansın, bunları birbirine düşürebiliriz. Saygıyı elden kaybetmeden yaptığımız eleştirilerdir. O gün ne demişsem hepsinin altında benim imzam vardır. 15 Temmuz farklı bir olay. 'Önce ülkem ve milletim, sonra partim' ilkesinden hareket ettiğimizde Türkiye'yi yöneten kurumlara destek sağlamak zorundayız'' dedi.
Bahçeli, Erdoğan'ın ''ittifaklar arasında koalisyon'' yorumu sorulması üzerine, ''Bu cumhurbaşkanının, herhangi bir siyasi parti ve onun genel başkanı ile cumhurbaşkanının, yetkisini paylaşması gibi bir anlayış söz konusu değil. Meclis'te uzlaşı içerisinde faaliyetlerimi sürdürürken, beklenen orana ulaşamadıysa bir takım faaliyetlerini yerine getirebilmesi için destek arayabilir. Bu koalisyon değil bir uzlaşma, işbirliği olabilir. Koalisyon yapması söz konusu olamaz" dedi.
Bahçeli ''303'in altında olursa Meclis bir çözüm yolu bulur. Cumhurbaşkanı da kendisi de çözüm bulabilir. Memleketi kaosa götürmek olmaz. Güçlü bir Meclis güçlü bir MHP böyle bir durumda Meclis'te olursak sorun kalmaz. Şu şöyle olursa diye yorum getirmek mümkün değil. Halk hagisine oy verecek, o oylar nasıl dağılacak bunlar belli değil. Erken tahmine gerek yok. MHP'ye baraj sorunu diyen kamuoyu araştırmacılarına sesleniyorum bizim günahımız nedir, biz ülkeyi seviyoruz, milletimzle beraber olmayı destekliyoruz. Terörü destekleyenlerin barajı geçmesi için her türklü çabayı gösteriyorlar'' ifadelerini kullandı ve anket şirketlerine yasa çıkarılması gerektiğini savundu.
Bahçeli, ''Algı yaratmaya çalışıyorlar. Bir mekanizma var burada. Bir seçimde en son rakamların verileceği gün, MHP yüzde 8 var diyorlar. Nereden çıktı bu. Geçmişteki seçimlerde bazılarında yüzde 8'de kaldık, doğrudur. Ama kararsız oylarını istedikleri gibi dağıtıyorlar. Bir zamanlar arz ve talep ölçümü yapan, domatesin hangi fiyatla satılacağını planlayan insanlar, kalkmışlar Türkiye'nin en güçlü kamuoyu araştırmacısı olmuş. Belki de rica ediyorlar bizi öyle göster böyle göster diye'' dedi.
Bahçeli, ''Erdoğan'ın 3. kez aday olamayacağı iddiası... Bu zihni kargaşayı yaratarak muhtelif alternatifleri öne çıkararak kendi hayallerinde olan partiye yol açmak için yapılan şeylerdir. Bu yeni bir sitemdir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde birisi yürütmeyi temsilen cumhurbaşkanı olacaktır, birisi yasama olacaktır. Yeni bir sürece giriyoruz. Cumhurbaşkanı 13. cumhurbaşkanı olarak seçime giriyor. Bunu kabul etmiyorum. Yeni sistemin ilk cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dır böyle yorum yapılmalıdır'' dedi.
Bahçeli, ''Bir kişi hali hazırda cumhurbaşkanı olan birine, saçmalamasın denir mi. Zannediyorlar ki buradan biz puan alırız. Bu millet yüce bir millet. Hırçın adamı belli ölçülerde sever. Sürekli hırçın olanlardan da nefret eder. En hırçını Muharrem İnce görünüyor. (Erdoğan-İnce benzetmesi) Ben fazla benzetmiyorum, en azından Recep Tayyip Erdoğan bisiklete binmiyor. Ne işin var efendim. Bineceksen git nerede binersen bit. Kürsüde binerek...'' dedi.
Bahçeli, ''Fazla karşılaştığım, konuştuğum kişi değil. Bu MHP düşmanı bir insan olarak bilinir diye de ifade ettim. O da ben MHP düşmanı değilim ama Devlet Bahçeli'yi tanımıyorum dedi. 81 milyonun bir ferdi ben isem 1 eksiği var demektir. Bizim partinin iç işlerine senin ne karışma hakkın var'' şeklinde konuştu.
Danıştay üyesi Aysel Demirel'in CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'yi eleştirmesini değerlendiren Bahçeli, "'Danıştay üyesinin ne gerkçeyle ne yazdığını bilemiyorum bir hakimin bu tür demeçler vermesi kimseye bir fayda getirmez" dedi.
Devlet Bahçeli, 2'nci Ordu Komutanı İsmail Metin Temel’in, İnce'yi eleştiren Erdoğan'ın alkışlamasının ardından yapılan açıklamalara ilişkin ''Cumhurbaşkanının bulunduğu toplantıda yapılan konuşmayı alkışladı diye kimsenin apoletlerini sökmeye hakkı yok. Ne yapsaydı yuhalasa mıydı? Hele hele Afrin komutanı olan bir kişiyi bu şekilde... kendisine bir puan getirmez'' değerlendirmesinde bulundu