MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Yozgat Yerköy’de halka seslendi. Bahçeli, konuşmasında 3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra Başbakan'ın Siirt'ten milletvekili seçildiği 116 günlük döneme işaret etti ve '' Bu 116 günün karanlıkları nelerdir?'' diye sordu. Başbakan Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçen ses kayıtları iddiaları ile ilgili Bahçeli, "İstiyorum ki inşallah bu montaj olsun. İnşallah başbakanın evlatları, biri değil alayı bu işe karışmamış olsun" ifadesini kullandı.
Bahçeli’nin konuşmasından satır başları:
3 Kasım seçimlerinin ardından Erdoğan’ın 116 günlük bir karanlık dönemi vardır. Siirt’teki seçim tekrar edilerek Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakan olması sağlandı.
Erdoğan seçildikten sonra şimdiki Cumhurbaşkanı başbakanlık görevinden ayrıldı ve yeni hükümetin Erdoğan tarafından seçilmesi sağlandı.
Dünyanın neresinde bu görülebilir. Bu imkanı kim nasıl verebilir. Bu 116 günün karanlıkları nelerdir? Bunu Recep Tayyip Erdoğan, Deniz Baykal kimseye anlatamamıştır.
Şimdi şikayet ettiğin içi ve dış odaklar sana o zaman bir iktidar bahşetmişlerdir.
Başbakan güç ihtirasına büründü. Güç ihtirası başladı mı bunun sonunu alamazsınız. Akıl devreden çıkar istekler ve ihtiraslar başlar Başbakan değil ‘Başbenim’ demeye başlarsın o sürece girildi.
AKP’li kardeşlerim bunları sizi incitmek için anlatmıyorum. Hala o partiye gönül veriyorsanız beraber yürümeye devam edin. Ama bu parti ülkeye bir zarar verecek olursa bu vebalin altında siz de kalacaksınız.
Recep Tayyip Erdoğan’ın yürüyüşünün değişmesi, ‘al ananı git’ gibi laflar kibrin işaretidir.
Madem yasama, yürütme bende yargı da bende olmalı diyor. 2010 yılında yapılan değişiklikle Anayasa Mahkemesi’nin yapısını değiştirdi ve kendisini bir zırha bürüdü.
Sayın Başbakan şimdi daha iyi anlaşılıyor. AKP’li kardeşlerim hiç kırılmayın.
17 Aralık sabahı bir yolsuzluk soruşturması başlıyor. Bir savcı 41 kişiyi tutukluyor. Niçin tutukluyor ihaleye fesattan, imar planında usulsüzlükten, kara para aklamaktan altın kaçakçılığı yapmaktan. Kimler tutuklanıyor, bir banka genel müdür, iş adamları, bakan çocukları… Bir bakıyorsunuz İran’dan bir uşak gelmiş 29 yaşında avucunun içine 4 bakanı almış.“Saat doğru çalışmıyor”, “hemen İsviçre’den getirtelim” 700 bin lira. Bakanlara bakıyorsunuz milyonlarca dolar rüşvet.
Sayın Recep Tayyip Erdoğan bunları üzerine gitmesi gerekirken bunları bahane yapıyor kendisine yönelik bir korkudan şüpheleniyor ki hiç yolsuzluk ve rüşveti olmadan devletin tüm imkanlarını savcılara yüklüyor. HSYK’yı değiştiriyor kendisine yandaş olanları atıyor. Bunların üzerine örtmek gibi bir amacı olduğu anlaşılıyor.
İki gün evvel basına düşen şimdi de “bu montajdır beni karalıyorlar” dedikleri bir olay ortaya çıkıyor. Bu olay nedir? 17 Aralık’ta başlayıp 25 Aralık’ta devam eden ve şu an ortaya çıkan baba-oğul görüşmesinin devamı.
Anlaşılıyor ki 17 Aralık günü sabah 6:30 ve 7:30a arasında sekiz buçukta oğluyla konuştuğu anlaşılıyor.
Oğluna diyor ki evde ne var ne yoksa sıfırlar. Amcanı gönder abini gönder falan filan…
İşte o telaş o korku zannediyorum yanlışın başlangıcı olmuştur. Erdoğan yolsuzluk ve rüşvetin üzerine gideceğine yolsuzluk ve rüşvet dört bakanda kalmamış kendi üzerine tırmanmıştır.
İstiyorum ki inşallah bu montaj olsun. İnşallah başbakanın evlatları, biri değil alayı bu işe karışmamış olsun.
Eğer bunlar yanlışsa bunları yargı yoluyla bu şüphelerin ortadan kalkması lazım. Eğer doğruysa sayın başbakan yazıklar olsun sana.
Her toplantıda kefenlerle gösterim yapıyordun. Kefenin cebi mi vardı. Kefenin neresine dolarları koyacaktın.
Sayın Başbakan ya kendini aklayacak ya Türkiye’yi aklayacak. Aksi takdirde sosyal hareketler başlarsa bu kötü olur. Sosyal hareketlerle diktatörlerin devrilmesi yolsuzlukla olur. İşte Ukrayna’yı görüyorsunuz.
Böyle bir Türkiye’yi yaşamamak lazım. Aziz vatandaşlarım sandığa gidiniz, oyunuza sahip çıkın. Bu seçimle iktidar değişmez. Ama bir uyarı yapabilirsiniz.