MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik saldırı ve linç girişimiyle ilgili, "Hiç kimse olayların gizli faili ve azmettiricisi olarak partimizi gösteremez" dedi.
Saldırının 'kabul edilemez nitelikte' olduğunu kaydeden Bahçeli, "Saldırı bütün yönleriyle incelenmeli, gizli kapaklı hiçbir şey kalmamalıdır" diye konuştu. Bu akşam toplanan MHP Başkanlık Divanı’nın ardından yapılan açıklama şöyle:
"31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerinden hemen sonra düşmesi ve yatışması beklenen siyasi tansiyon bilakis günden güne artış göstermiş, kışkırtılan ve kutuplaşmayla birlikte yaygınlık kazanan gerginlik süreci tehlikeli bir noktaya gelmiştir.
Gelişmeler esef ve endişe verici boyutlara ulaşmıştır. İç barış ortamımız ve toplumsal huzurumuz açıktan hedef alınmıştır.
Türkiye kontrollü şekilde tırmandırılan, sistematik biçimde genişletilen siyasi anlaşmazlıkların ve sertleşen görüş ayrılıklarının yörüngesine çekilmiştir.
Milli beka, milli kimlik, milli varlık ve kardeşlik için duyduğumuz kaygı verici gelişmelerin tamamı ve öngörülerimiz maalesef gerçekleşme yolunda hız kazanmıştır.
İstanbul Büyükşehir Belediye seçimleri üzerindeki sis perdesi, şirazesinden çıkan şaibe iddiaları, devamlı kamçılanan ihtilaflar, devamlı körüklenen husumet ve cepheleşmeler Türkiye’yi bir yol ayrımına kadar getirmiştir.
31 Mart seçimlerinden önce HDP ve PKK’yla siyasi emel ve hedef birlikteliği içine girerek tarihi istikametinden sapan, kuruluş ilkelerinden savrulan CHP’nin, doğrudan kargaşa ve kriz anlayışına saplanması, ülkemizin demokratik imajını karalama hevesi tevili olmayan bir akıl tutulması olarak karşımıza çıkmıştır.
Türkiye’nin suhulete, uhulete ve sükûnete ihtiyacı varken, milli birlik ve kardeşliğimizin kuvvetlenip temel meselelerin ortak akıl ile kavranması gerekiyorken CHP’nin sancılı ve sorumsuz politikalara meyletmesi bir güvenlik sorununa davetiye çıkarmıştır.
31 Mart öncesi yaptığımız uyarıların hemen hepsi ne hazin ve ibretlik bir vakıadır ki, yaşanmaya, birer birer ortaya çıkmaya başlamıştır.
CHP’nin sırf daha fazla belediye kazanmak için PKK’ya umut bağlaması, HDP’yle aynı hizaya girmesi milletimizde beklendiği gibi büyük bir tepki ve itiraza neden olmuştur. Açıktır ki, kaleme alınan karanlık bir senaryo adım adım icra edilmektedir.
Meydana gelen zincirleme olaylar CHP’nin öz eleştiri yapmasını zorunlu hale getirmiştir.
İstanbul merkezli derinleşen tahrik kampanyasının, bardağı taşıran sandık yolsuzluklarının, izahı olmayan hak gasplarının, hukuka giydirilmek istenen deli gömleklerinin ülkemizin meflûç hale gelmesi için planlandığı bir vehim değil, bir vakadır.
Türkiye ekonomisine yönelik organize saldırıların, 31 Mart’ı kaosa havale etmek isteyen iç ve dış odakların, bunlara çanak tutan maksatlı ve marazi siyasetçilerin yanan ateşe benzin döktükleri, bunu da pervasızca yaptıkları geldiğimiz bu aşamada barizdir, belgelidir.
Milliyetçi Hareket Partisi Türkiye üzerinde oynanan oyunları dikkatle takip etmektedir.
Özellikle partimizi provokasyonlarına alet etmek isteyen ahlaksızlara karşı uyanık ve soğukkanlı vasfımızı da sonuna kadar koruyacağız.
1 - Kaynağı ne olursa olsun, nereden gelirse gelsin, hangi bahaneyle yapılırsa yapılsın şiddeti tasvip etmek, şiddete göz yummak akıl ve vicdan ölçülerini inkar etmektir.
CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun Çubuk’un Akkuzulu Köyü’nde katıldığı şehit cenazesinden hemen sonra maiyetiyle birlikte karşı karşıya kaldığı saldırı ve kötü muameleler kabul edilemez niteliktedir.
Milli kültürümüzün, inançlarımızın ve geleneklerimizin tamamen hilafına vasat bulan dünkü manzaraları Milliyetçi Hareket Partisi reddetmektedir.
Hiç kimse olayların gizli faili ve azmettiricisi olarak partimizi ve dava arkadaşlarımızı göstermeye kalkışmamalıdır.
Partimizi hedef alan iğrenç iftiraların, sosyal medya aracılığıyla yapılan hayasız saldırıların, ilkesiz medya karalamalarının, ilkel isnatların alçak bir komplo olduğu katidir, kesindir.
2- Berat Kandili gecesi Türkiye-Irak sınırında 4 kahramanımız PKK’lı teröristlerin saldırılarıyla şehit olmuş, 6 kahramanımız da yaralanmıştır.
31 Mart seçimlerine kadar hiçbir eylemi görülmeyen katillerin, bugünkü nazik ve hassas dönemde hunhar saldırılarla tekrar gündem olmaları muhataralı bir tezgâhın tezahürüne işarettir.
Bir yanda YSK’nın İstanbul seçimleriyle ilgili olağanüstü itiraz sürecinin işlediği, diğer yanda 1 Mayıs gösterileriyle ilgili bugünden zorlama ve dayatmaların tedavülde olduğu bir zaman aralığında Çubuk hadisesi gerçekleşmiştir.
Mehmetçik katilleriyle örtülü ittifak yapanların, HDP’yle aynı kareye girenlerin, YPG’ye terör örgütü demekten acziyet yaşayanların protesto edilmeleri neredeyse kaçınılmaz iken, adeta meydan okur gibi, hiçbir tedbir almadan, güvenlik güçlerini bilgilendirmeden, şehit ailesine bilgi vermeden şehit cenazesine katılmaları eğer gaflet değilse, kesinlikle bir gizli gündemin sonucudur.
Ne üzücüdür ki, şehidimiz Yener Kırıkcı’yı ne anan ne de hatırlayan olmuştur.
Aziz vatan evlatlarına Berat Gecesi’nde saldıran hainler ikinci plana düşerken Sayın Kılıçdaroğlu’na yönelik saldırılar ön plana geçmiştir.
Çubuk’un Akkuzulu Köyü’nün yüksek duyarlılığı, şehidimizin geride bıraktığı acı ve yası dikkate alınmamış, muhtemel provokasyonlar gözardı edilmiştir.
Bize göre bunun izahı yoktur.
CHP’nin, HDP ve PKK ittifakı sıcaklığını hala korurken yöre halkının infialini ve galeyana gelme ihtimalini hesaba katmamak hem ufuksuzluk hem de siyasi mağduriyet tesis etme hazırlığıdır.
3- Sayın Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırının failleri gözaltına alınmıştır. Her şey hukuk içinde yürütülmektedir.
Kuşkusuz menfur saldırı bütün yönleriyle, bütün unsurlarıyla incelenmeli, adli ve idari soruşturma ve kovuşturma süreçleri derinleştirilerek temin ve takviye edilmelidir. Gizli kapaklı hiçbir şey kalmamalıdır.
Provokasyon varsa, oyun varsa, tuzak varsa, organize bir tertip ve tezgah kurulmuşsa mutlaka deşifre edilip sonuçlar milletimizle paylaşılmalıdır.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı’nın olay mahallinden Genel Başkanı’nı bırakıp kaçması titizlikle araştırılmalı, olayların içinde parmağının olup olmadığı analiz edilmelidir.
4- Siyasette farklı ittifak modellerinin konuşulup yeni hükümet sistemine siyasi sicilleri karanlık ve şaibeli isimlerden sosyal medya vasıtasıyla itirazların dillendirilmesi önümüzde ağır bir gündemin varlığına işarettir. Puslu ortamları siyasi çıkarları için devşirmeye kalkışan müflis siyaset eskilerinin; hem Cumhur İttifakı’na hem de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne kurnaz akınları Türkiye’nin uçuruma çekilme amacının en bariz delilidir.
Türk milleti Cumhur İttifakı’na ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne, inanıyorum ki, adanmışlıkla, inanmışlıkla sahip çıkacaktır.
5- Gazi Meclisimizin 99’uncu kuruluş yıldönümünü kutladığımız bugünlerde, İlk Meclis’in aziz anıları, muhterem emanetleri, Milli Mücadele’nin eşsiz hatıraları milli vicdanda mahfuz tutulup, milli birlik ve kardeşliğimizin daha da güçlenmesine katkı verecektir. Beklentimiz budur, mücadelemiz buna yöneliktir.
Bu vesileyle bütün çocuklarımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı yürekten tebrik ediyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni bize emanet eden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, İlk Meclis’in tüm mebuslarını, kurucu kahramanları ve vatanımızın bekası için canlarını seve seve veren muhterem şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.
6- Vatan ve millet uğruna evlatlarını şehit veren, bu yolda gazi olan, yıllarını bu mücadeleye adayan bütün kardeşlerimden, ailelerinden, arkadaşlarından ve vatandaşlarımdan metanetlerini korumalarını temenni ediyorum.