Bahçeli: ODTÜ'de Kandil uzantıları, Marksistler zehirlerini kustu

Bahçeli: ODTÜ'de Kandil uzantıları, Marksistler zehirlerini kustu

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 2012 yılını değerlendirirken çarpıcı ifadelerde bulundu. Başbakan Erdoğan'ı sert dille eleştirirken, ODTÜ'de "Kandil uzantıları ve Marksist örgütlerin zehirlerini kustuğunu" iddia etti.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Zorluklara teslim olmuş, sıkıntılara havale edilmiş, çelişkilere bezenmiş bir yılı daha geride bıraktıklarını belirten Bahçeli, geriye dönüp bakıldığında kaybolan hayallerden, çöken ümitlerden ve yara almış beklentilerden başka bir şey görülemeyeceğini savundu.

 

'Gasp için fırsat'

 

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a yönelik suikast iddialarını anımsatan Bahçeli, şöyle dedi:

“19 Aralık 2009 tarihinde bir başbakan yardımcısını hedefine alan suikast iddialarının düzmece olduğu anlaşılmış, üstelik sözkonusu zat bu kadar tahribat ve operasyondan sonra suikasta inanmadığını da bizzat teyit etmek durumunda kalmıştır.

Halihazırda daha iyi fark edilmektedir ki suikast iddiaları kozmik odalara girilmesi, buralardaki bilgi ve belgelerin gasp edilmesi için fırsat ve imkan olarak değerlendirilmiştir.”

 

Erdoğan'ın ustalık dönemi...

 

Bahçeli, “Başbakan Erdoğan'ın ustalık dönemi, Türkiye'nin çöküş ve yıkılış şifrelerini içinde barındırmış ve hayal olan ne varsa gerçeğe çevirmiştir” dedi.

Bu yıl, Türk milletine tuzak kurmaya, çelme takmaya ve önünü tıkamaya çalışanların yüzünün güldüğünü ifade eden Bahçeli, hangi zaviyeden bakılırsa bakılsın 2012'nin güçlüklerin çoğaldığı, kamplaşma ve cepheleşmelerin zirveye taşındığı bir dönemin adı olduğunu ifade etti.

 

Başbakan Erdoğan'ın dinlenmesi

 

Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, dinlendiğine ilişkin sözlerini “Başbakanın dinlenmesi doğal ve malum bir akıbettir” şeklinde değerlendirdi.

Hangi ülke olursa olsun, bir başbakanın dinlenmesi, özel veya siyasi konuşmalarının kayıt altına alınmasının bir skandal olduğunu vurgulayan Bahçeli, olayın 1 yıl öncesine dayandığını belirterek, “Başbakan Erdoğan madem dinlenmiştir, madem karanlık niyetler çalışma ofisine, özeline ve dibine kadar nüfuz etmiştir, o halde bunu neden şimdi gündeme getirme gereği duymuştur?” diye sordu. Bahçeli, şunları belirtti:

Türkiye; ya yabancı istihbarat örgütleri tarafından bölgesel dizayn amacıyla meşgul edilmekte ve tartışmalara gömülmek istenmektedir. Ya da Başbakanın izah edemeyeceği ilişkileri, açıklayamayacağı sözleri ve milli varlığımıza aykırı karar ve hareketleri vardır. 'Böceği devam ettirmeyelim' açıklaması aslında sakladığı, örtmeye çalıştığı bir şeylerin varlığına delalettir.

Başbakanın dinlenmesi doğal ve malum bir akıbettir. Bu yolu kendisi açmış, bu mecranın kapısını bizzat kendisi aralamıştır. Dinleme, gözetleme ve özel hayatı kayıt altına alma rezillikleri AKP 'yle her tarafa yayılmıştır.”

 

MHP'ye kurulan tuzaklar...

 

Partisine tuzak kuranların hala ortaya çıkarılmadığına işaret den Bahçeli, şöyle konuştu:

“Başbakan Erdoğan; genelkurmay başkanları dinlenirken rahatsız olmamıştır. İnternette çarşaf çarşaf yayımlanan konuşmalardan hicap duymamıştır. Mahkemelerdeki beyanların sızdırılmasından, tanık ve sanık ifadelerinin deşifre edilmesinden gocunmamıştır. Anamuhalefet partisi genel başkanlığı yapan bir şahsiyetin özel hayatı ahlaksızca didiklenirken hiç müdahalede bulunmamış, aksine bunu siyasi malzeme yapmıştır. Ve partimize kaset tuzakları kurulurken, parti binamızın etrafında siyah camlı dinleme araçları gezerken suspus halde hiç renk vermemiştir.”

Bahçeli, konuşmasında TBMM'nde bir araştırma komisyonu kurularak geniş çapta dinleme ve gözetleme suçlarının üzerine gidilmesini ve “Türkiye'nin bağrının böcek, sinek, akrep ve yılanlardan temizlenmesini” istedi.

 

Derin devlet

 

“Bizim anlayışımıza göre, devletin derini, sığı, düzü, eğrisi olmaz, olmayacaktır” diyen Bahçeli, hukukla sınırları tayin edilmiş, kurum ve kurallarıyla gelenekleri olan bir devlette virüsler varsa ve yanlış ilişki ağları tesis edilmişse bunun tamamen yöneticilerin kusur ve kabahatinden dolayı olduğunu bildirdi.

 

ODTÜ'deki olaylar

 

Bahçeli, Göktürk-2 uydusunun fırlatılması öncesinde Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nde yaşanan olaylara değinerek cereyan eden taşkınlıkların tabiatıyla uydu fırlatılmasının önüne geçtiğini söyledi.

“Öğrenci oldukları ileri sürülen kalabalıklar polisle çatışmış, ortaya çok ilkel ve kabul edilemez görüntüler çıkmıştır” diyen Bahçeli, “Üniversitede olay çıkacağının, bu yönde hazırlıkların ve kışkırtmaların yapılacağının neden istihbaratı önceden alınamamış ve gerekli tedbirler niçin geliştirilememiştir? İster istemez aklımızın bir köşesinde, AKP'nin bilerek ve isteyerek böylesi bir ortamı sağlamak için planlar yaptığıyla ilgili ihtimaller yer etmiştir” iddiasında bulundu.

Bahçeli, “ODTÜ, ilim ve irfan merkezlerimizden birisi olup, teröristlerin sığınacağı ve eylem sahası haline getireceği bir yer değildir ve olmamalıdır. Ne var ki ODTÜ'de Kandil uzantıları, yasa dışı Marksist-Leninist örgütler zehirlerini kusmuşlardır. Kaldı ki PKK, ODTÜ'deki şiddet sahnelerini selamlamış ve destek vermiştir. Bize göre ODTÜ'deki saldırganların öğrencilikle bağlantısı ve ilişkisi yoktur” diye konuştu.

Başbakan Erdoğan'ın öğretim üyeleriyle ilgili kullandığı ifadelerin yakışık almadığını belirten Bahçeli, olaylardan sonra bazı üniversitelerden yapılan açıklamaları da eleştirerek, “ODTÜ yönetimini eleştiren ve hükümet dalkavukluğuna soyunan üniversite yönetimleri, bu zamana kadar acaba hangi önemli konularda görüş belirtme gereği duymuşlardır?” diye sordu.

 

'İmralı görüşmeleri doğru değil'

 

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Bahçeli, “İmralı ile görüşmelere devam edileceği” yönündeki açıklamaları nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine, “Doğru bulmuyoruz, fakat Sayın Başbakan, ne İmralı'dan vazgeçiyor ne de İmralı'yı unutuyor” yanıtını verdi.