MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ankara’nın Kızılcahamam ilçesinde Ülkücü Şehitleri Anma Günü nedeniyle Ülkücü Şehitler Anıtı’nı ziyaret etti. Bahçeli burada yaptığı konuşmada, "Türk milleti tarihin derinliklerinden süzülerek gelmiş ve mutlaka da geleceğe ulaşacak olan mukaddes bir değerin adıdır'' dedi. Bahçeli konuşmasının ardından anıtta namaz kıldı.
Bahçeli, beraberinde MHP Genel Başkan Yardımcıları Ruhsar Demirel, Mevlüt Karakaya, Emin Haluk Ayhan, Şevkat Çetin, Milletvekili Atilla Kaya ile birlikte Kızılcahamam’da Ülkücü Şehitleri Anıtı’nı ziyaret etti, mevlid-i şerif programına ve pilav ikramına katıldı.
Bahçeli ziyarette yaptığı konuşmada, ''Bu mehabet dolu kutlu mekana bir devre, bir döneme mühür vurmuş aziz dava şehitlerimizi, gönül erlerimizi, iman kalelerimizi dua ve özlemle yad etmek için toplandık" diyerek konuşmasına başlayan Bahçeli, şehitlerin anısına hatıralarının topluca paylaşılmasını arzuladıkları Ülkücü Şehitler Anıtı’nda üçüncü defa bir araya geldiklerini söyledi.
''Her şehidimiz burada anıtlaşmış, abideleşmiş ve tarihimizin şanlı sayfalarına mal olmuştur. Onlar bizim gururumuzdur" diyen Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Hürmetle andığımız ülkücü şehitlerimiz yaşadıkları çağa fedakarlıklarıyla nüfuz etmiş, cesaretleriyle yön vermiş, ülküleriyle anlam katmışlardır. Çileye boyun eğmemişler, zorluklardan merhamet dilenmemişlerdir. Her biri gönül ve fikir zirvesi olarak zalimlere ve zehirli niyetlere meydan okumuş, milli ve manevi ilkelerimizin aşağılanmasına izin vermemişlerdir. Bir ülkü için hayattan vazgeçmek büyük bir özveridir. Kutsal bir hedef için kurşunların önüne atlamak, candan olmayı göze almak ve toprağa düşmeyi gül bahçesine girer gibi kabullenmek tarifi olmayan bir mertlik ve destansı bir tavırdır. Çıkar, konfor, statü, mevki, şöhret gibi geçici hevesleri geri plana iterek, millet ve vatan davası uğruna şehitliğe koşmak muazzam bir sevdanın ve hayranlık uyandırıcı bir kararlılığın neticesidir. Hamd olsun milliyetçi-ülkücü hareket mücadelesiyle bunları başarmış, aziz şehitleriyle Türk milletini savunmuş ve sahiplenmiştir."
Ülkücü şehitlerin yabancılaşmaya karşı milliğin, dağınıklığa karşı düzenin, yalana karşı doğruluğun, bölünmeye karşı kardeşliğin ve kozmopolit tekliflere karşı milliyetçi Türkiye’nin sözcüleri olduklarını belirten Bahçeli, "Saman alevi gibi yanıp sönen başarı ve üstülüklerden ziyade, kalıcı ve köklü değerlerle bütünleşmişler, bilenmişler ve birleşmişlerdir. Türk milletine fedakarlık, bağlılık ve sadakatle yoğrulmuş ülkücü ömürler tehlikeleri göğüslemekten bir an olsun sakınmamış, bir an olsun vazgeçmemişlerdir. Ölümle yüzleşme ve idamla karşılaşma pahasına bile olsa inanç ve ideallerinden caymamışlardır. Şehitlerimiz; İrade göstermişler, Türklüğü bayrak gibi dalgalandırmışlardır. Tavır göstermişler, Türk milletine canlarını armağan etmişlerdir. Duruş göstermişler, Türkiye üzerinde hesap yapanları şaşkına çevirmişlerdir. Bıçak gibi ayazlara aldırmamışlardır. Karanlık ve izbe zindanlara, pusulara ve tuzaklara boyun bükmemişlerdir. Tertiplere, komplolara ve provokasyonlara diz çökmemişlerdir.
Hepsi kahramanlığın kitabını kanlarıyla yazmıştır. Hepsi Türk-İslam ülküsünü doruklara çıkarmış, asla mahcup etmemiştir. Onlar ki, Bozkurt bakışlı, hilal kaşlı ve nurlu simalardır. Onlar ki, aslan yürekli, Yusuf yüzlü, temiz vicdanlıdır. Hak yolunda, Hakk’ın yanına erkenden gitmeyi göze almış ülkü neferleridir" diye konuştu.
Ülkücülüğün şahsi bir istikbalin kenar süsü olmadığını, bir şuur, vatan, millet, inanç, iman, Türklük ve aydınlık gelecek demek olduğunu belirten Bahçeli, "Türk milletine inanmışlığın ve feda olmanın özeti ve tanımıdır. Ülkücü ise bunun bilincinde olan yüksek erdemdir" dedi.
Bahçeli konuşmasının devamında, "Dava anlayışımıza göre, Türk milleti tarihin derinliklerinden süzülerek gelmiş ve mutlaka da geleceğe ulaşacak olan mukaddes bir değerin adıdır. Merhum Türkeş Bey’in 'davamız Türk milletinin varlığını yüceltmek ve ebediyen devam ettirmek davasıdır' sözündeki 'ebediyen' kavramı milleti sonsuz bir zamana taşıma kaygısının çok veciz bir anlatımıdır. Bunu teminat altına almak ve sağlam esaslara bağlamak ise hepimizin en temel vazifesidir. Zıt taleplere, çelişen çıkarlara, transfer ve taklit önerilere, art niyetli adımlara, sinsi yaklaşımlara takılmadan bunun bilincinde olmak ve gereğini yapmak ülkücü için varlık nedenidir" dedi.
Bahçeli konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türk milletini yapayalnız bırakacak, hatta küçültecek ve parçalanmaya götürecek kökü dışarıda, başı içeride oluşum ve hazırlıklara karşı yegane direnç milliyetçi-ülkücü harekettir. Bugünkü şartlarda, Türkiye’nin maruz kaldığı, üstelik hız ve hacminde artışlar görülen endişe verici hadiseler yumağının tersine çevrilmesi ülkücülerin müdahalesiyle mümkün hale gelecektir. Bizler milletimize bozkurt gibi kılavuzluk ederek, kaynaşma ve kucaklaşmayı her alana yayarak, saflarımızı sıkı tutarak ve tezviratlara her şeyimizle kapalı durarak şer cephesinin hesaplarını boşa çıkaracağız. Geçmişimizin mübarek ve muhteşem hatıralarına bakarak, bu ağır yük ve sorumluluğun altından kalkacağımızı iyi biliyorum. Bizim vatan ve millet nöbetimiz hiç bitmemiş, hiç de bitmeyecektir. Şehitlerimizin hatıralarını ancak bu sayede muhafaza edeceğimizi, ancak bu sayede ölüm karşında verilen mücadelelerin karşılıksız kalmayacağını gösterebileceğimize inanıyorum."
Türk milletinin maddi ve manevi bünyesinde gedikler açmaya, içinden ve dışından tavizler koparmaya çalışan mihraklara karşı en büyük engelin milliyetçi-ülkücü hareket olduğunu dile getiren Bahçeli, "Bundan sonra böyle olmaya devam edecektir. İtilmeye, kakılmaya, hırpalanmaya ve heder edilmeye çalışılan büyük milletimiz, içinden çıkan ülkücü evlatlarıyla doğrulacak ve varlığını ebediyete kadar koruyacaktır. Bu konuda kararımız kesindir.
Fikir dönekleri, sefalet yuvaları, milli ve manevi iflasın dibine batanlar şüphesiz bu söylediklerimizi anlayamayacaklar ve bizimle de asla boy ölçüşemeyeceklerdir. Biliniz ki ülkücü şehitlerimiz, bizim şerefli geçmişimizin abideleridir. Mücadeleleri rehberimiz, davaları yolumuzdur. Bu vesileyle millet, devlet ve bayrak uğruna hayatlarını kaybetmiş kutlu dava yolcusu ülküdaşlarımızı, tüm aziz şehitlerimizi, merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş Bey’i bir kez daha minnet ve şükran hislerimle anıyor, Cenabı-ı Allah’tan hepsine rahmet diliyorum. Kabirleri nur, mekanları cennet, ruhları şad olsun. Cenab-ı Allah hepsinden razı olsun" diye konuştu.
Konuşmanın ardından Kuran-ı Kerim okundu. Namazını da anıtta kılan Bahçeli, partililerle yemek yedi.