MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında çözüm süreci ve PKK'lıların silahlarını bırakıp sınır dışına çıkması önerisine tepki gösterdi. Bahçeli, "Başbakan’a önerimiz kendisinin de teröristlerin arasına karışması ve dönmemek üzere sınırlarımızdan çıkıp gitmesidir. PKK'lıların sınır dışına çıkmasına izin vermek suçtur" dedi.
İşte Bahçeli’nin konuşmasından satır başları:
3 Kasım 2002’nin intikamı er geç alınacak AKP iktidardan paldır küldür düşecektir. Gelişmeler bu yöndedir.
Dün açıklanan ekonomi verileri Türkiye’nin olumsuz tablosunu adeta tescillemiştir. Büyüme rakamları hedeflerin gerisine düşmüştür. İç talepteki daralmanın büyümeyi yavaşlatan sebep olduğu anlaşılmıştır.
Sıcak paradan geçinen ve üretimi dışlayan bir ekonomi politikasıyla ilerleme kaydedilmesi imkansızdır.
Başbakan İmralı canisine karşı iyilik perisi kesilmiş ancak ülkeyi kasıp kavuran 2B zulmüne karşı ağzını açmamaktadır. Bunlar ki yeri gelince komünist, yeri gelince liberal, bir gün otokrat, bazen Marksist işlerine gelince muhafazakar işlerine gelmeyince ilerici sıfatlarını anında kullanabilmektedir.
Bunlar ki zamanında sömürge soytarısı, bugün de BOP’çu, çözümcü olarak görülmektedir. Bunları kalbinde kilise, ağızlarında cami vardır.
Büyük ve hain bir plan adım adım yürütülmekte Türk milletini kötürüm bırakmak için her türlü oyun oynanmaktadır.
Bölünme aktörleri AKP öncülüğünde tüm milli ve manevi değerlere düşmanca davranmaktadırlar. Ülkemiz AKP tarafından sürüklendiği uçurumun kenarında kirli senaryoların denediği bir kobay konumuna gelmiştir.
Girişim, dayanışma, platform, oluşum gibi adlarla bir araya gelerek terör ve bölücülükle beslenen mihraklar sıra sıra dizilmişlerdir. Laçkalaşmış demokrasi taraftarları yan yana gelmişlerdir.
Ekranlarda çok bilmişlik taslayan yorumlarıyla milletimizi yanıltmayı meslek edinmiş, talimat üzere hareket eden en idüğü belirsiz uzmanlar çanak soru soran moderatörler bulunmaktadır.
Uydurma anketlerle toplumu yönlendirmeye çalışan kamuoyu araştırma şirketleri bu sürecin bir tarafında bulunmaktadır.
Siyasi istirahlarına gem vuramayan rejim ve sistem sorunlarına ortam hazırlayan bir yönetim yapısı geleceğimizi risklere mahkum etmiştir. Başbakan ‘eyalet yönetimini 2023’te Başbakan olursam öneririm’ demiştir.
Anlaşılan bu şahsiyet aklını peynir ekmekle yemiş ve bitirmiştir. Aklımıza Başbakan’ın eyalet yönetimiyle ilgili İmralı canisine bir söz verip vermediği gelmektedir. Eyalet sistemi tam anlamıyla federal bir yönetimdir. Kalkınma ajanslarıyla bunun tohumları atılmış yeni büyükşehir yasasıyla da yeşermeye başlamıştır. Türk milleti toptan imha olacağı kıyamet gününe adım adım yaklaştırılmaktadır.
Başbakan Erdoğan bilmez mi ki Türkiye’yi yıkmak küfürdür, düşmanlıktır ve azgınlıkla eşdeğerdir. AKP’ye oy vermiş kardeşlerim gidişata tepki göstermelidir. AKP’li vatansever milletvekili arkadaşlarım olanlara ses çıkarmalıdır.
Başbakan Türkiye’yi federasyona dönüştürmek için mi oy almıştır.
Anadolu tesadüfen vatan olmuş bir toprak parçası değildir. Türkiye Cumhuriyeti lütuf ile kurulmuş bir sömürge artığı değildir.
Dökülen kanların verilen canların mübarek bir eseridir ve böyle de kalmaya devam edecektir. Eyalet sistemiyle ilgili düşüncelerini dile getirirken bizim tarih bilmediğimizi küstahça dile getirmiştir.
Bizim etnik siyaset gözettiğimizi utanmadan, sıkılmadan yalan sözlerle milletimizin gözünün içine baka baka söyleyebilmiştir.
İnançla ve gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki bizim tarihe bakışımızla Başbakan ve partisinin bakışı arasında büyük bir farklılık vardır.
Biz tarihe işgalcileri kutsayan ilkellikle değil milliyetçi şuur ve perspektifle bakarız. Başbakan bir dönem uygulanan eyalet yönetiminin nelere yol açtığını bilmeyecek kadar tarih bilincinden uzaktır. Osmanlı devletini fikri ve fiziki olarak bölmek isteye güçler suni bir kimlik oluşturmaya çalışmışlardır. Ancak bu uzun sürmemiş ve kaldırılmıştır. Ecdadımız bölücüleri darağaçlarında sallandırmışlardır. Başbakan bunları bilmez okusa da hiçbir sonuca ulaşamaz.
Başbakan ille de bir ders alacaksa hamam tellalı Patrona Halil’i bilmesi, gövdesiyle başı ayrı yerlerde olan Tepedelenli Ali Paşa’yı anlamasıdır. Türk milletinin ihanete göz yumması mümkün değildir. Başbakan’ın bizimle tarih konusunda aşık atmasına nefesi ve birikimi yetmeyecektir.
AKP’nin sözde çözüm süreci PKK’nın iyice şımarmasına neden olmuştur. Teröristler sınır dışına çıkmak için meclis kararı talep etmişlerdir. Örgütün buradaki amacı TBMM tarafından muhatap görülme beklentisidir. Öylesine bir cesarete kavuşmuşlardır ki legal bir örgüt olarak hareket etmeyi kendilerine hak olarak görmüşlerdir.
Hiç şüphesiz bunun sorumlusu haysiyetini iki paralık eden AKP hükümetidir.
Başbakan CNN Türk ve Kanal D ortak yayınında silahsız gitsinler açıklamasında bulunmuştur. Bu durumda güvenlik güçlerimizin elinde silah olmayan örgüt üyelerine silah sıkmayacağını belirtmek zorunluluğu duymuştur.
Anlaşılacağım üzere PKK’nın yaptığı yanına kar kalacaktır. Üzerine bir de türkü söyleyerek AKP’yi selamlayarak çıkıp gideceklerdir. Başbakan’a göre tek mesele silahtır. Silahını bırakan terörist aklanmış olacak birden bire temize çıkmış olacaktır. Silahını bırakan terörist güvenlik güçlerimizin gözü önünde tekrar geri gelmek üzere elini kolunu sallayarak çıkıp gidecektir. Teröristlerin kaçının vatan evlatlarımıza kıydığı nereden bilinecektir. Güvenlik güçlerimiz şehit aileleri bu müptezelliğe nasıl dayanacaktır.
PKK ile helalleşip güvenlik güçlerimize sırt mı dönülecektir. Bugüne kadar şehit ettikleri vatan evlatlarının hakları ne olacaktır. Başbakan Erdoğan PKK’ya genel af vadettiğinin farkında mıdır.
Başbakan’a önerimiz kendisinin de teröristlerin arasına karışması ve dönmemek üzere sınırlarımızdan çıkıp gitmesidir. PKK'lıların sınır dışına çıkmasına izin vermek suçtur.
Bizim açımızdan tek çıkış PKK’lıların silahlarını güvenlik güçlerimize teslim etmesi Türk mahkemelerinde yargılanmalarıdır. PKK’lıların sınır dışına çıkmalarına, izin verilmesi suçtur. Caniler nerde görülürse orada etkisiz hale getirilmelidir.
Başbakan’ın İmralı canisine yaptıklarıyla övünmesi de tam bir skandaldır. Buna göre canibaşı hayata döndürülmüştür. Kendisine kanlı takımını izlemesi için tv verilmiştir. Başbakan’a sorarım İmralı canisine bundan sonra başka ne verebilirsin… İmralı’yı ayak yoluna çeviren sensin. Artık İmralı canisi ne isteyecek ne bekleyecektir. Her şeye sayende kavuşmuş fiili özgürlüğünü sayende elde etmiştir.
Yapacağın tek şey kalmıştır. Başbakanlık makamından kalkman ve yerine İmralı canisini oturtmandır. Başbakan İmralı canisiyle madem bu kadar yakın işbirliği kurmuştur yapılacak olan İmralı adasından yayınlanacak bir TV programına beraber katılıp görüşlerini açıklamalarıdır.