MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, hükümeti eleştirdi. Bahçeli, Başbakan Erdoğan'a seslenerek, ''İç ve dış odakların iktidara gelişinde etkisi var mıdır? Sizin Milli Görüş gömleğinizi kim çıkarttı?'' diye sordu. Başbakan Erdoğan'ın "MHP ve DHKP-C aynı safta" sözlerine de değinen Bahçeli, "Dün televizyonda yine konuşuyor. Şerefsizlik yarışında hep kaybettin sayın Başbakan. Şimdi yeni bir şerefsizlik yarışına giriyorsun. DHKP-C ile MHP arasındaki ilişkiyi kurup ispatlayamazsan şerefsizin ta kendisisin" dedi.
Devlet Bahçeli'nin Afyonkarahisar'da yaptığı konuşmasından satır başları şöyle:
Uzaktan kumandalı basını da etki altına aldı. Yasama, yürütme, yargı sana hizmet eder hale geldi. Basın ve medya da sabahtan akşama kadar RTE dizisiyle kamuoyunu meşgul ediyor. Erdoğan’ı güç çılgınlığında.. Her şeyi ben ben dedirtmiştir. O zaman demokrasiyi baskı altına alıp diktatörlüğe giden yola doğru kaymaya başlamıştır. Erdoğan, güçle şımarmıştır. Türkiye’yi artık tek adam olarak ben yönetebilirim diyor.
2002’de milli iradenizle AKP’yi tek başına iktidara getirdiniz, güç alanına da sahip kıldınız. O günden bu yana geçen zamanda değişen ne var? Hayat pahalılığından kurtuldunuz mu? Çocuklarınızı iş ve yuva sahibi yapabildiniz mi? Gelir seviyeniz arttı mı?
Hayır diyorsanız artık yeter demenin zamanı gelmiştir. Biz memnunuz birlikte yürüme şarkısına devam etmek istiyorlarsa Allah yollarını açık etsin.
Sayın Başbakan’a bir soru daha soruyorum. Saat 6.30-7.30 arasında 17 Aralık’ta bir savcının kolluk kuvvetlerine verdiği talimatla 41 eve baskın yaparak bazı kişileri tutuklaması sonrası bilgi sana intikal ettiğinde panikleyerek oğlun Bilal’i aradın mı aramadın mı?
Aniden savcı kıyımı, 8 bin polisin dağıtılmasıyla 74 günde ne çabuk çıktılar?
6.30-7.30 arasında bir savcının 41 kişiyi tutuklamasının ardından 8.30’da Bilal’le konuşması var. Bu konuşma tape olarak halkın arasına yayıldığında çok korkunç bir konuşma. Bir Başbakan’a yakışmaz. Hayır işleri için topladığın para mı yoksa Türkiye’nin balını, kaymağını sen mi yiyordun?
Bu algı yönetimi komplo gibi montajı ortaya çıkardı. Ne varsa reddediyor. Nereye kadar reddedeceksin. Başbakan şimdi montaj diyor. İki tane kavram öne sürmüşler. Komplo ve montaj diyeceksin. Sonra bunları yapanları bir kişinin veya bir grubun üzerine yıkacaksın. Sen Türkiye’de herkesi doğru yanlış araştırmadan ‘bunlar haşhaşi, alçak, hain’ diyorsun. Sana yargı yolu ile darbe yapacaklarını söylüyorsun. 88 gündür milleti aldatıyorsun.
Dün televizyonda yine konuşuyor. Şerefsizlik yarışında hep kaybettin sayın Başbakan. Şimdi yeni bir şerefsizlik yarışına giriyorsun. DHKP-C ile MHP arasındaki ilişkiyi kurup ispatlayamazsan şerefsizin ta kendisisin.
DHKP-C’nin ne maksatla kurulduğunu, kimin denetiminde olduğunu biliyoruz. TV’de her konuyu baba oğul aile muhabbetini montaja bağlıyorsun, DHKP-C ile MHP’yi montaja mı bağlıyorsun? Erdoğan artık bittin. Siyasi ömrün tükendi. Yolsuzluk ve rüşvetin altında kalacaksın. Kime ne iftira atıyorsan bunların hesabını vereceksin. Mümkün olduğu kadar az konuşmalı, danışmanlarını gözden geçirmelidir.
Şimdi de ateşle oynuyor. Erdoğan bir gün gelecek Afyon’dan söylüyorum. Çok konuda MHP haklı çıktı, bunda da haklı çıkacağına inanıyorum.
Taksim’de Gezi olayları neden başladı, arkasında, önünde kim vardı? Sonunda gençlere TOMA’larla, gazlarla saldırmanın kimler tarafından emri verildi?
Gezi’de kimseyi suçlama. Emniyet, İçişleri, MİT sende. Araştır bunu. Türkiye’de bazı sosyal şiddet olaylarını tahrike diyor, bazı ajan provokatörleri kullanıyor. Sayın Erdoğan bunun istihbaratı bilgisini alıyor musun?
Bazı ölüm olayları var. Hepsi bu vatanın evlatları. Kim olursa olsun. Hakkın rahmetine kavuşanlara MHP olarak rahmet diliyoruz, ailelerine başsağlığı diliyoruz. Ancak bunları tahrik ederek, Türkiye’yi kargaşaya sokarak kendini kurtarmaya çalışan Erdoğan, bu yol dipsiz bir kuyudur. Buraya düştün mü çıkma şansın yoktur. Sen bu milletten daha zeki değilsin. Senin haksız yere zenginleşerek dolaylı yoldan soyduğun zengin insanlar var. ATV ve Sabah’ı girdikleri ekonomik krizden yararlanarak satın alıp kendilerine yandaş TV ve basın haline getirmek için evdeki 1 milyar doları kullanmıyor. İstanbul’da ihale verdiklerine diyor ki: 100’er milyon dolar gönderin… ‘Bir havuzda toplayın’ diyor. Havuzda toplanan para 630 milyon dolar. İlçelere bu paraları gönderseniz hepsi modern şehit olur.
1 milyar doları saymak dahi mümkün değil. 11 yılda gencecik uşak 1 gemicikten 7 gemiciğe filoyu kurdu, villalarda oturuyor. Ama Hasan efendinin oğlu Bilal ise askere gitmenin, yuva kurmanın, yavuklusuyla evlenmenin derdinde. Ev yok, para yok, yavukluyu da vermiyorlar. HSYK AKP’nin kontrolünde devam ederse Hasan efendinin Bilal sana da bir şey olmaz ama iktidar değişirse Erdoğan’dan hesap sorulur. Erdoğan’a algı yönetimiyle akıl verenler bu akıllarından vazgeçsinler.
Sokak karanlıktır, kirlidir. Sokakta kim kimdir bilinmez. Hele hele zifiri karanlıkta bir şey anlaşılmaz. Gençlerimiz sokağa heves etmesinler. Sokakta bulunmayı bir üstünlük zannetmesinler. Sokak yerine sandığı tercih etmeliyiz.