MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin basın danışmanı Yıldıray Çiçek, yerel seçimde dağılan Cumhur İttifakı'nın ardından gerilen AKP-MHP ilişkilerine dönük eleştirilerine devam ediyor. Çiçek, eski bakan Bekir Bozdağ'ı 'savunan' Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a seslenerek, "Cumhur ittifakı devam ediyor' diyorsunuz ama milli ruha düşmanlık yapanları kastederek 'yol arkadaşımı feda edemem' diyerek onları koruyorsunuz" ifadesini kullandı.
Çiçek'in "Doğruda varız, yanlışta yokuz!" başlığıyla (25 Ekim 2018) yayımlanan yazısı şöyle:
Sayın Erdoğan… Beni sadece yazılarımdan tanıyorsunuz. 15 Temmuz hain darbe girişimine kadar siyasi eylem ve söylemleriniz hakkında çok ağır eleştiri yazıları yazdım. Zaten siz de bu yüzden beni “hakkında en fazla dava açılan yazar” konumuna getirdiniz. Şahsıma dava açmayı öyle alışkanlık haline getirmiştiniz ki, Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştirdiğim yazının içinde sırf adınız geçtiği için bile dava açmıştınız. Açılan davaların bazılarını kazandım, büyük bir çoğunluğunu da 15 Temmuz sonrası siz geri çektiniz. Geri çektiğiniz davalar için de teşekkür ederim. Ama hiçbir yazımdan dolayı da pişmanlığım yoktur. Çünkü bir Türk milliyetçisinin, Ülkücünün yazması gereken yazılardı.
15 Temmuz öncesi yaptığınız pkk açılımını, Ermeni açılımını, Türklüğe bakış açınızı, fetö’yü devlet içinde güçlendiren politikalarınızı, dış politikanızı, Türkiye’yi yönetme anlayışını ve birçok yönünüzü ağır bir şekilde eleştirirken, 15 Temmuz sonrası ise Türklük kavramlarını sahiplenerek dillendirmeniz, terör örgütlerine karşı mücadeleniz ve dış politikadaki dik duruşunuzdan dolayı destek veren yazılar yazdım. Ama yine de bazı konularda eleştiri yapmaktan çekinmedik…
Hükümet Sistemi değişikliğini öngören referandumdan “Evet” çıkması için bu köşelerden büyük mücadele verdik. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CHP, HDP, İP ittifakı karşısında olağanüstü gayret gösterdik.
Kurulduğu günden bu yana Cumhur İttifakını korumak ve güçlendirmek için gerek uyarı, gerekse bu ittifakı bozmak isteyenleri de deşifre eden yazılar yazdım.
30 Mayıs 2018 tarihinde “CUMHUR İTTİFAKINA” KOMPLO KURMAYA ÇALIŞAN KRİPTO DAMAR!”başlıklı, 2 Haziran 2018 tarihinde “CUMHUR İTTİFAKININ PROTOKOLÜNÜ BOZMAYA ÇALIŞANLAR!”, 27 Eylül 2018 tarihinde “İTTİFAK RAHATSIZLIĞI KİMİN HESABI”, 2 Ekim 2018 tarihinde “CUMHUR İTTİFAKI’NIN PROTOKOLÜNÜ TEKRAR OKUYUN”, 23 Ekim 2018 tarihinde “SİYASİ MENFAAT PENCERESİNDEN MHP ANLAŞILMAZ” başlıklı yazılarımla Cumhur İttifakına içeriden yapılan düşmanlıkları isim isim, olay olay yazdım. MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli bu konuda çok hassas davrandı ve Cumhur İttifakını zedeleyecek açıklamalar yapan parti yöneticisi kim varsa anında görevden aldı. Peki, AKP içinde Cumhur İttifakına alenen zarar verici açıklamalar yapan parti yöneticisi, danışman ve yazarlar ne oldu?
Hepsi yerinde kaldı, konuşmaya, yazmaya, açıklama yapmaya devam ettiler… İşte bu yüzden MHP Lideri Devlet Bahçeli “Samimiyet, safiyet, fedakarlık ve dürüstlük olmadan eşitler arası ilişki sürdürülemeyecektir.” diyerek yerel seçimlerde ittifak arayışlarına son noktayı koydu.
Sayın Erdoğan;
15 Temmuz sonrası milli konularda makul adımlar attınız, bizlerin de büyük desteğinizi aldınız. Fakat MHP’nin şartlı ceza indirimi teklifine yaklaşımınız, ajan Papaz’ın onca açıklamanıza rağmen serbest bırakılması ve andımız konusundaki HDP ile aynı düşünen ifadeleriniz çok büyük hayal kırıklığı yaratmıştır.
Hele hele MHP Lideri Devlet Bahçeli karşısında “yol arkadaşımı feda edemem.” diyerek teröristbaşı Fethullah Gülen’e “Fethullah Gülen bu ülkenin yetiştirdiği değerli bir kıymettir. Seversiniz, sevmezsiniz ama değerli ve bilge bir insandır. Bu ülkede milli ve manevi değerlere bağlı nesillerin yetişmesi için hizmetini yapıyor. Her şey devletin denetimi ve gözetimi altında, açık”şeklinde ve buna benzer birçok methiyeler sıralayan Bekir Bozdağ’a sahip çıkmanız hiç yakışık almamıştır.
Daha dün siz “Tarihlere sorun ki bize ‘Ölmez Türk’ derler.” diye Harbiye marşı okurken, daha dün “Türk oğlu Türk’ünü denize dökeceksin Yunan mı ulan bu! neyi denize döküyorsun?” diye CHP milletvekiline cevap verirken, şimdi ne oldu da Türklük içerikli andımıza bu derece düşmanlık besler oldunuz?
Bekir Bozdağ’ı savunmak adına kurduğunuz “Sizin Türkçülük yapma hakkınız var ama benim Kürt vatandaşımın Kürtçülük yapmak hakkı doğar. “ sözü nasıl bir talihsizliktir? Eskiden sık sık tekrarladığınız hatalarınıza dönüş sebebiniz nedir? Türkçü dediğiniz Atatürk’tür. Türkçü dediğiniz şiirini okuduğunuz Ziya Gökalp ve Hüseyin Nihal Atsız’dır. Kürtçü dediğiniz ise terörist Öcalan’dır, Selahattin Demirtaş’tır, Barzani’dir, Salih Müslim’dir. Türkçü dediğiniz “Üstad sizi Türkçü görüyorum” dediklerinde “Ya ne zannediyorsunuz. Türk’e hiçbir kavmin horoz olmasına müsaade etmem” diyen İstiklal Marşımızın yazarı Mehmet Akif Ersoy’dur. Aslında yazımın ana konusu da hem Mehmet Akif Ersoy, hem onun Türk milletine armağan ettiği İstiklal Marşı’dır.
[Messi olacaktı mosmor oldu] Messi olacaktı mosmor oldu
Sayın Erdoğan;
İstiklal Marşı’ndaki “Kahraman ırkıma bir gül / ırkıma yok izmihlal” ifadelerini kabul ediyorsunuz da, andımıza niçin bu kadar tepkilisiniz? PKK’lı Demirtaş da andımızdan rahatsız olduğu gibi İstiklal Marşına da tepkisini “Irkçı dayatma olarak da yapılmamalı. “Kahraman ırkıma bir gül, ne bu şiddet bu celal” diyen bir marştır. Hangi ırktan söz ediyor o? “ şeklinde göstermişti.
Yarın kürtçü, bölücü pkk’lılar andımızdan rahatsız olduğu gibi, İstiklal Marşı’ndan bu şekilde rahatsızlıklarını sürdürürlerse İstiklal Marşı’nı da okumak yasaklanacak mıdır? Sayın Erdoğan; “Milletimizin en etkili andı İstiklal Marşıdır. Bunun dışına bir and tanımıyoruz, tanımayacağız.” diyorsunuz ama bu konuda neden hassas davranmıyorsunuz? Mesela İstiklal Marşı’mızın yazarı merhum Mehmet Akif Ersoy’a “Lan, serserinin teki, p.venk” diye hakaret eden, sürekli İstiklal Marşı’nı aşağılayan Kadir Mısıroğlu’na haddini bildirmekten neden imtina ediyorsunuz? Ettiği hakaretleri inkâr etse de kendisi avukat olan MHP Tokat milletvekili Yücel Bulut, Kadir Mısıroğlu’nun kendisine açtığı davada bunu bilirkişi raporuyla mahkemede kabul ettirmiştir. Yani Mehmet Akif Ersoy’a “Lan, serserinin teki, p.venk” diye yaptığı hakaretleri mahkemece sabitlenmiştir.
İstiklal marşı dışında bir and tanımıyorsanız ilk fırsatta Kadir Mısıroğlu’nun yüzüne tükürmeniz bizim en büyük beklentimizdir. Madem Andımızı koruyamadınız, hiç değilse İstiklal Marşı’nı korumuş olursunuz Sayın Erdoğan… Ajan Papaz’ın serbest bırakılması, İranlı uyuşturucu baronu Naci Şerif Zindaşti ve 3 adamının serbest bırakılması ve tekrar yakalama kararı çıkarılmasına rağmen adamların bir daha bulunamaması, Türklük düşmanlığı yapanlara sahip çıkılması AKP tabanında da yankı uyandırmış ve bu konuda büyük tepki oluşmuştur.
Sayın Erdoğan;
15 Temmuz sonrası milli konularda aldığınız makul pozisyonu değiştirirseniz kaybeden Türkiye, kazanan terör örgütleri olur. HDP’nin gevşek gevşek gülmesi boşuna değildir! “Cumhur ittifakı devam ediyor” diyorsunuz ama milli ruha düşmanlık yapanları kastederek “yol arkadaşımı feda edemem.” diyerek onları koruyorsunuz. O zaman işte MHP’nin samimiyeti daha çok ön plana çıkıyor.